Yine ihtişamla zarafetin en güzel buluşmasına şahit olduk. 1980'lerdeki görkem simgesi Panthère de Cartier, alışılmış çizgilere her zamankinden daha fazla meydan okumuş. Öncelikle bir mücevher olarak tasarlanan, sonrasında saate dönüşen bu ikonik model; iki boyda, pırlantalı veya pırlantasız çelik, sarı, pembe ve beyaz altın olarak tasarlanmış. Platin ve elmaslarla bezeli Panthère Royal'ler nefes kesecek güçte! Panthère Feline, yüksek işçilik ve pırıltısıyla bakanı hipnotize ediyor! Ama birbirinden güzel ve değerli saatleri incelemek beni kesmiyor ve yüksek saatçiliğin en yüksek mücevher işçiliğiyle buluştuğu özel parçaları da görmek istiyorum. Marka isteğimi kırmıyor ve çok özel üç parçayı deniyorum. Unutamayacağım o anlara; 800 bin Euro değerindeki oniks üstüne 932 pırlantalı Panthère Astrale saat ile başlıyorum. Ardından 780 bin Euro'luk Swan modeliyle devam ediyorum. Bu heyecanlı anlara, 2 milyon 300 bin Euro değerindeki yakut ve pırlantalı Trait d'Eclat modeliyle istemeden de olsa son veriyorum.