Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bu, gerçek bir hikâyedir!

National Geographic Channel'da (NGC) etkileyici bir belgesel var: "Uçak Kazası Raporu." Havacılık kazalarını, mucizevi kurtuluşları anlatıyor. Ama en önemli tarafı, çok yönlü ekip çalışmasıyla kaza nedenlerinin bulunması ve önlem alınması. Belgesel şöyle başlıyor:
"Bu, gerçek bir hikâyedir. Resmi raporlara ve görgü tanıklarının ifadelerine dayanmaktadır!"
Benim de Ankara'ya uyarlamak istediğim gerçek hikâyeler söz konusu...
NGC'daki bir bölümde Kore Havayolları'nda yaşanan kaza analiz ediliyordu. Uzun araştırmalardan sonra kazanın "kurum kültüründen" kaynaklandığı anlaşıldı. Kokpitteki aşırı hiyerarşi yüzünden kaptan pilota öneride dahi bulunamayan ikinci pilotun kazayı önleyemediğine dikkat çekildi.
Gelelim bizim ilk öykümüze...

Yani, Türkiye'deki "vergi denetimi ile muhasebe ve hazine malları yönetimine."
***
Vergi denetiminde, düne kadar dar kalıplara sıkıştırılmış, kast sistemini yaşatan, geriden gelen, risk analizi yerine mesleki öngörüye dayanan, dağınık bir yapı söz konusuydu.
Sonra...
Yeni bir kurum kültürü oluşturmak üzere yola çıkıldı. 4 ayrı vergi denetim birimi birleştirildi, denetim süreçleri yeni kurallara bağlandı, performans kriterleri tanımlandı vs.
Lakin, "İçerikte ne değişti?" derseniz, "Orasını söylemek güç." Ş
öyle ki...
* Değişik tipteki uçakları kullanan kaptan pilotlar beklenirken, aynı uçağı kullanmaya kalkan ama aynı amacı gözettiği kuşkulu 4 ayrı tipte kaptan karşımıza çıktı. (Bknz. maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri ve denetmenlerden oluşturulan yeni vergi müfettişleri)
* Büyük gövdeli uçakları kullanan kaptanlarla, küçük gövdeli uçakları kullanan kaptanların görev ve sorumlulukları yeniden belirlendi ama aynı filodaki kaptanlar giderek birbirleriyle iletişimi kesti. (Bknz büyük ve küçük mükellef incelemeleri ve görevli personeli)
* Kaptanların bazıları belirli hatlarda uçulurken, önemlice bir bölümüne mahrumiyet bölgelerine uçmaları emredildi. (Bknz. vergi müfettişleri arasındaki tayin farkı)
***
Peki, siz bir yolcu olarak ne istersiniz?
Kuşkusuz, kaliteli hizmet, güvenli ve zamanında uçuş.
Aynı durum vergi alanında da geçerli...
Vatandaş ve mükellef olarak vergi denetçilerinin unvanına mı bakarsınız yoksa yaptıkları işe mi?
Tabii ki ikincisine... Verginin adil ve dengeli dağılımı ile tam ve doğru tahsiline...
Demem o ki...
Vergi denetimini tek çatıda birleştirmeye verilen önem, uyumlu yeni bir kurum kültürü oluşturulmasında sergilenemiyor. Eskinin temsilcilerine yeniyi emanet etmek de dönüşümü geciktirici etki yapıyor.
Kaptanlar arası çekişme, kontrolsüz hırs, kendini ispat duygusu nasıl uçuş güvenliğini tehlikeye atıyorsa, mali sahada da "vergi güvenliğini" tehlikeye atıyor.
***

Mesele bununla da bitmiyor. Filoda başka sorunlar da yaşanıyor. Mesela, uçağın içindeki personel hem kaptan hem de kabin sorumlusu olarak görevlendirilebiliyor. (Bknz. Milli Emlak ve Muhasebe Denetmenleri) Siz, bir havayolu şirketinde uçağı kullanan pilottan vaziyete göre kokpite oturmasının vaziyete göre kabinde çalışmasının istendiğini duydunuz mu? Tabii ki "hayır." Gel gör ki Ankara'daki tablo bunun gibi bir şey. Denetmeni amirin emrinde memur da yapabilir daha sonra o amiri incelemesi için denetici de...
Sözün özü...
Baştan beri Maliye'deki yapısal değişimi destekledik. Ama değişimin "katılımcı, adaletli ve sürdürülebilir olması" gerektiğini söyleyerek. Bugün durup düşünme, "geri adım psikozuna" kapılmadan, uygulamada netice vermeyen kararları düzeltme zamanı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA