Kadın ve erkek voleybolda Fenerbahçe bir tarihi değiştirdi. Aynı gün, iki takımıyla birlikte Avrupa Şampiyonluğu'nu kazandı. Başta şube sorumlusu Hakan Dinçay olmak üzere, tüm yönetimi ve emeği geçenleri kutlamak gerekir.
Adları sadece futbol ile anılan büyük kulüplerin ve camiaların aslında "spor kulübü" olduklarını hatırlamaları için bir neden daha ortaya çıktı. Elbette futbol bir vitrin. Ama büyük kulüplerin misyon görevleri de vardır. Onları yönetenler bunun farkında olduklarında, çocuklarımızın başka yetenekleri de olduğunu keşfedecek, daha iyi yapabilecekleri farklı branşlara yönlendirebileceğiz.
Aziz Yıldırım, şampiyonluk sonrasındaki konuşmasında devletten yardım beklediklerini, böylece daha iyi şeyler de yapabileceklerini söyledi. Yıllardır benzer öneriyi tekrarlıyor; "Futbol maçlarında sattığımız biletlerden kdv ödüyoruz. Buna karşın devletten hiçbir yardım almıyoruz. Ödediğimiz kdv bir kaynaktır, bunu belli şartlarda amatör şubelerde harcamamız için yine bize aktarsınlar. Hem kasalarından bir şey çıkmaz, hem de kulüpler amatör şubeler için bir finansmana sahip olur."
Özellikle küçük şehirlerdeki amatör branşların gelişmesi için bu cazip öneri, bugüne kadar dikkate alınmadı. Yüzlerce sporcu barındıran, onlara maaş veren, önlerine yemek koyan, ekipmanlarını alan bir kulübün, bu masrafları karşılaşması çok zor. Yeni spor bakanımız, "Parayı alır, yine futbola harcarlar" paranoyasını sonlandıracak önlemler de üreterek, kulüplerimizin yeniden "spora" dönmelerini sağlayabilir.