TAKSİM Meydanı ve İstiklal Caddesi, 1 Mayıs'ın ardından, yine bol gösterili bir eyleme sahne oldu. 6 Eylül İstanbul'un Kurtuluş Günü'nde polis ve eylemciler İstiklal için savaşır gibiydi. Görüntüler ise yine çok tanıdıktı. Eylemcilerin gittikçe yükselen sloganlarının hemen ardından duyulan polis araçlarının sirenleri ve atılan gaz bombalarının sesi birbirine karıştı. Savaş alanına dönen caddede sıra sıra bulunan dükkanlar bir anda kepenk indirdi ve İstiklal hayat aniden ıssızlaştı. Protestocuların silahı yine kaldırım taşları, hedefleri ise bankalar ve büyük işyerleri oldu. Polis ve göstericiler, köşe kapmaca oynar gibiydi. Ara sokaklara kaçışan eylemciler biber gazı bombalarıyla dağıtılsa da, diğer sokaklardan yeni göstericiler slogan atarak çıktı. Polis ellerinde biber gazlarıyla bir sokaktan diğerine koşturdu. Bir aşağı bir yukarı... Eylemciler yorulmak bilmediği için bu koşturmaca saatlerce sürdü. Olaylardan en çok etkilenen yine sivil vatandaş oldu. Biber gazına maruz kaldığı için nefes almakta zorlananlar, çareyi açık kalan dükkânlara sığınmakta buldu. Dükkân sahipleri ise oldukça deneyimliydi. Polisin müdahale edeceğini anlayıp, birkaç dakika öncesinden kepenk indirdi. Ortalık yatışınca da rutin hayatlarına döndü. Kepenkler bir indi bir kalktı... Gaz nedeniyle durumu içler acısı olanların yardımına tedbirli vatandaş, limonuyla yetişti. Gaz maskesi olmayan gazeteciler de, tedbirini küçük ayrıntıları yakalayarak aldı. Ellerinde coplarıyla her an müdahaleye hazır durumda bekleyen polisler, gaz maskesini yavaşça başından indirip yüzüne taktığında gardımızı alıp, birkaç adım geriye doğru yürüyüp gazdan korunmaya çalıştık. Ama ne çare! Biber gazı 100 metre ötemizde atılsa da kurtuluş mümkün değildi.
