İKİNCİ SES KAYDI
İnternete düşen 27 Kasım 2013 tarihli ses kaydı ise şöyle:
Gülen: Efendim.
Mürid: Efendim hürmet ederim. Sabah Mustafa Koç Bey'e gittim, o tesbihi zat-ı aliniz adına verdim. Çok teşekkür etti, çok beğendi, hürmetlerini arz etmemizi istedi.
Gülen: Çok teşekkür ederim.
Mürid: Dershaneler duruşumuzu anlattık. Kendisi takip etmiş. Son zat-ı alinizin herkül'deki konuşmanızı, Hürriyet'teki özetini, sayfayı falan söyledim ben. Sekreterinden istedi, bunu muhakkak okuyayım dedi. Sonra destekliyorlar efendim. Tanzanya ve Kenya'ya gideceğiz yardımcılarıyla beraber. Bugün de Kenya Devlet Başkanı'nın özel temsilcisi bakan geldi. Yarın sabah sunum yapılacak kendilerine. Çok memnundu, sıcaktı, rahat etti. İftar için verdiğimiz imkandan dolayı da teşekkür ederim dedi. Öbür konuya da önemli değil dedi o iftar esnasında olan. Yakınlaşmamızın bedeli vesair diyorlarmış, onlara gidip, gelip yardımcısı söyledi ama patronları hiç bunları takmıyor dedi. Sıcak ve samimiydi efendim, çok selam söyledi, tekrar hürmetlerini iletmemizi istedi.
Gülen: Teşekkür ederim.
Mürid: Orada kaldığınızda ne yapıyorsunuz, nasıl oluyor dedi. Ben biraz anlattım. Böyle kalmak ister gibi bir arzusu vardı. Müsaade ederseniz bu geziden sonra davet etsek misafir etsek?
Gülen: Olabilir.
Mürid: Sonra Ali Sabancı Bey geldi efendim. Ali Sabancı Bey'le de uzun konuştuk, meseleleri anlattık. O da kendisi bizzat takip etmiş, bütün yazılanları. Biz biraz daha açıkladık kendisine haklı buluyor. Birileri çıkıp, dur demeli bunlara diyor. Kimse bir şey diyemiyor diyor. Üslup olarak da çok güzel diyor. Onunla da bu Mustafa Bey'lerle döndükten bir hafta sonra onunla Etiyopya, Tanzanya, Kenya'ya gideceğiz. Detaylarını konuştuk. Hürmetlerini arzetmemizi istedi efendim kendisi.
Gülen: Teşekkür ederim. Bu sizin bu toplantınız TUSKON açısından isabetli oldu değil mi, iyi bir açılım oldu sayılır.
Mürid: Elhamdülillah çok bereketli oldu hocam. Ben onu söyleyecektim. Duanızın bereketi. Gerçekten bütün arkadaşlar çok ciddi iş yaptılar. Bugüne kadar olmadığı kadar grup geldi dedi arkadaşlarımız. 1400'e yakın geldi. Uganda Devlet Başkanı'nın kardeşiyle beraberiz şimdi Nazif Günal Bey'in oğluyla birlikte. Onlarla orada o büyük iş kalmıştı. O da hallolacak.
Gülen: Evet. Bu sizin dışınızdaki insanlar, mevcut iktidarında araya sokmak istediği insanlar var mı?
Mürid: Yok yok efendim biz sistemi ona göre kurduk. Müracaat edenleri ona göre eliyoruz. Sadece böyle ilgilendiğimiz dostlarımız olursa diyalog çerçevesinde onları aldık efendim. Dışarıdan hiç kimseyi almadık. Bir de büyük olanları sisteme yazmadık. Kendimiz dışarıda birebir eşleştirdik onları derneklerle, bölgelerle.
Gülen: Mahrem bir şey söyleyeceğim de Zafer Bey size karşı böyle iyi tutuyor, destekliyor gibi bir tavrı var da, dershanelerin kapatılması mevzuunda "büyük ağa"ya karşı onun yanında. Bunu belli etmeden, münasebetlerimizi yine sıkı tutmakta yarar var.
Mürid: Başüstüne efendim.
Gülen: Bütün bütün o tarafa kaymasına meydan vermemek lazım.
Mürid: Başüstüne efendim. Biz uzunca anlattık kendisine çok hürmet ettik. Yani ben buraya gelmem bile bir destektir dedi. O da sanki her iki tarafı da idare ediyor gibi geldi bize efendim.
Gülen: Evet. Çoğunda şu an o var. Her iki tarafı idare etme. Yazarlarda da var o.
Mürid: Büyüğümüze dedim Aydın Ünal'ın, Mustafa Varank'ların vesairelerin şu yaptığı hakaretleri siz kabul ediyorsanız ben hiç bir şey söylemeyeceğim. Bugün bir de Ferit Bey'in oraya gittim. Hüsnü Şahenk Bey'le, Akan Bey'le görüştüm. Biraz rahatsızlanmış, evde istirahat ediyormuş. Okul ile alakalı şeyi tamamladılar, isim koymayalım dediler ama açılışına gidelim biz de görelim dediler.
Kaynak: Yeni Akit