Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen operasyonun ikinci ayağında ise 2008 ile 2012 arasında Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis müdürleri, 200'ün üzerinde yasa dışı dinleme, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme ve sahtecilik suçlamalarıyla gözaltına alındı. Halkalı ile Alibeyköy'deki Polis Lojmanları'nda yapılan aramalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Halkalı'daki polis lojmanlarına yapılan baskında çok sayıda emniyet yetkilisi kelepçe takılarak gözaltına alındı. Arama yapılan evlerde valiz içinde getirilen hard diskler kullanılarak bilgisayarlar kopyalandı. Bazı lojmanlarda kimsenin olmaması nedeniyle çilingir yardımıyla dairelere girildi. Gözaltındaki polisler sağlık kontrollerinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'nde bulunan ana yerleşkesine getirildi.
BAŞBAKAN'I DİNLEMİŞLER
242 kişiyi hapse atacaklardı
Hedefine Başbakan Erdoğan'ı koydukları ve takipsizlik kararı verilen Selam Tevhid terör örgütü soruşturmasını bahane eden paralel örgütün, tıpkı Balyoz ve Ergenekon'da olduğu gibi, kendilerine muhalefet ettiğini düşündükleri herkesi hapse atmayı planladığı anlaşıldı. Gözaltına alınacak 242 kişi arasında; Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, SETA Ankara Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, BTP Genel Başkanı Haydar Baş, Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri Adnan Boynukara ve Başbakan Danışmanı Mustafa Varank gibi isimler de yer alıyordu. Gözaltı kararında bazı kurum ve vakıflar da bulunuyordu.
İşte operasyonda öne çıkan isimler
Yurt Atayun
2010'da Ankara Terörle Mücadele'den İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne atandı. KCK, Devrimci Karargah ve Selam örgütü soruşturmalarının yürütüldüğü dönemde İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yaptı. Atayun'un ismi 7 Şubat MİT kriziyle gündeme geldi. MİT müsteşarı ve Başbakanı tutuklamaya çalıştı ve başaramayınca Sultangazi ilçesinden sorumlu emniyet müdür yardımcılığına çekildi. Yetkiyi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlamalardan 4 ay önce açığa alındı.
Ömer Köse
Selefi Yurt Atayun'un Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yaptığı dönemde Mali Suçlar Şube Müdürlüğü'nü yürüten Ömer Köse, Selam örgütü soruşturmasında gazeteciden siyasetçiye, bürokrattan işadamına kadar birçok ismi uydurma ve sahte isimlerle dinlediği gerekçesiyle 4 ay önce İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yürüttüğü soruşturma kapsamında açığa alınmıştı.
Erol Demirhan
Yurt Atayun'un Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yaptığı dönemde İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Demirhan, selefi Ali Fuat Yılmazer'in şube müdürlüğü döneminde emniyet amiri olarak Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi birçok soruşturmaya imza attı. En son uydurma ve sahte isimlerle birçok insanı dinledikleri belirlenen Demirhan da bir süre önce açığa alınmıştı.
Ali Fuat Yılmazer
Gözaltına alınan, paralel yapının önemli ismi Ali Fuat Yılmazer, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü yaptı. Gerek şube müdürlüğü, gerekse sorumlu il emniyet müdür yardımcılığı döneminde Ergenekon, KCK, Balyoz operasyonları gerçekleştirilmişti. Genel Müdürlük İstihbarat Daire Başkanlığı C blok amirliği görevinden İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne atandı. Hrant Dink cinayeti ile ilgili istihbaratları sakladığı gerekçesiyle suçlanıyordu.
Hayati Başdağ
MİT krizinin ardından MİT'e koordinatör Emniyet Müdürü olarak görevlendirilen Emniyet Müdürü Hayati Başdağ da gözaltına alındı. Bilişim Şube Müdürü iken MİT'e atanan Başdağ, 10 gün önce MİT'teki görevinden alınmıştı
Paralel panikte sınırlar alarmda
Operasyon, paralel yapıda büyük paniğe neden oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre, "casusluk" ve "yasa dışı dinleme" soruşturması kapsamında aranan paralelci polislerin ve yapının diğer unsurlarının yurt dışına kaçma ihtimaline karşı sınır kapıları ile havaalanları alarma geçirildi. Avukat Celal Ülgen, "Panikleyip yurtdışına kaçabilirler. Bunun için önlem alınmalı. Hatta medya ayağından birkaçı yurtdışına kaçmış bile. İnternetten 'Brüksel'de kahve içmeye bekliyorum' deyip dalga geçiyor" diye uyardı.
Bunlar yalnız kukla
Celal Ülgen (Avukat): Şu andaki operasyon aslında birinci dalga. Ergenekon davasındaki dalgalar gibi gözaltına almalar devam edecektir. Bunun arkasından medya ayağı ve yargı ayağı gelecek. Bu kişiler belli bir döneme damgasını vuran, komplo ve siyasi ahlaksızlıkların tam tepesinde yer almışlardı. Operasyon sadece polis şefleriyle kalırsa, hareket kadük olur. Bu isimler aslında kuklaydı. Bu kuklaların iplerini elinde tutan kişilere ulaşmak gerekir.
Kumpasın tertipçileri
İrem Çiçek (Avukat): Gözaltına alınan isimlerin çoğunluğu kumpas davalarının düzenleyicileri olarak sahte delillerle yüzlerce masum insanı tutuklatıp, müebbet hapis aldırdıkları süreçte görev almış kişiler. Bizlerin dava süresince suç duyurusunda bulunduğu isimler. Bu soruşturmanın gerçekleri ortaya çıkarmayı amaçlamasını istiyoruz. Açılan davaları müdahil olarak takip edeceğiz. Ve onlardan farklı olarak intikam değil adalet peşinde olacağız.
Hayırlı bir operasyon
Latif Erdoğan (Yazar): Çok hayırlı bir operasyon. Bugüne kadar yüzlerce, binlerce insan haksızca dinlenmiş, takibe alınmış, hiç alakası olmayan örgütlerle ilişkilendirilmiş. Bu Tevhit- Selam Örgütü üzerinden yapılan operasyon başarılı olsaydı başta Başbakan olmak üzere iktidar partisindeki birçok insan bugün hapisteydi. İktidar paralel yapıya karşı Yargıtay ve HSYK'da tedbirini almalı. Sahur vakti operasyon yapıldı şeklinde ajitasyon yapılıyor. Siz aynı saatte masum insanlara operasyonlar yapmadınız mı?
17 ve 25 Aralık'ın darbecileri sırada
Sözde Tevhid ve Selam örgütü bahanesiyle Başbakan Erdoğan da dahil üst düzey devlet yetkililerini dinleyip casusluk yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan emniyet görevlilerinin ardından, 17 ve 25 Aralık'taki darbe girişiminin mimarlarına da operasyon düzenlenmesi bekleniyor. SABAH, önceki gün, manşetinde paralel yapının hükümete yönelik son darbe girişiminin Tevhid ve Selam örgütü soruşturması olduğunu gündeme getirmişti. Bu soruşturma kapsamında hayali bir örgütle devlet yetkililerini dinleyip casusluk yaptıkları öne sürülen emniyet görevlilerine dün operasyon yapıldı. Önümüzdeki günlerde ise 17 ve 25 Aralık'ta hükümeti hedef alanlara yönelik operasyonlar yapılması bekleniyor. Bu darbe girişimlerinin boşa çıkarılmasının ardından emniyet ve adliyede birçok atamalar yapılmış, devlet içinde paralel bir yapılanma oluşturdukları belirlenen hakim, savcı ve emniyet görevlilerinin yetkileri kaldırılmıştı. Bir kısmı açığa alınan bu kişiler hakkında da casusluk faaliyeti içinde yer aldıkları gerekçesiyle soruşturma yürütülüyor.