-Senin tarzında hem hücum hem savunma yapabilen çift yönlü orta saha ne dünyada ne de ülkemizde kolay bulunmuyor. Çift yönlü olarak bir ara Murat Ceylan çıkmıştı Gaziantepspor'dan ama kendisini yeterince geliştiremedi sanırım. Senin gördüğün kaliteli çift yönlü orta saha oyuncuları var mı ülkemizde?
Veliahdım diyebileceğin biri var mı? Bir veliaht açıklayabilecek bir futbolcu olduğumu düşünmüyorum. 16 yaşından beri Türkiye'nin gündeminde oldum, herkes sağ olsun bana destek oldu ama ben bu soruya genel bir cevap vereyim: herhangi bir mevkide artık yıldız oyuncu yetişmediği gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor. Beni bir yıldız olarak gören herkese teşekkür ediyorum ama son dönemlerde Arda'nın dışında büyük bir yıldız yetiştirdiğimizi düşünmüyorum. Defansta da forvette de kalede de yıldızlar yetişebilir. Ama ben Türkiye'nin son yıllarda futbol olarak geriye düşmesini de biraz buna bağlıyorum.
-Hiç kasten tekme attığın oldu mu?
Bazen adam gole giderken arkasından müdahale etmen gerekiyor. Ama bilerek gidip faul dışında tekme attığım olmaz yani.
Benim adımın çıkmışlığımdan kaynaklı sıkıntılarım var. Ben 10 maç bir şey yapmıyorum, sonra bir bakıyorsun millet konuşuyor. Hakemin bir yanlış kararına hocam napıyorsun desem bak yine itiraz ediyor diyecekler. Ama adımız çıkmış yapacak bir şey yok. Ama bu demek değil ki ben değişmeyeceğim. İnsan değişmek zorunda. Benim de ailem var, çocuğum var, kendime göre bir hayatım var. Sokağa çıktığımda tepki almadım çok şükür bu zamana kadar ama yine de ya sen böyle bir adam değilsin, daha sakin bir adamsın diyorlar. Belli bir süreden sonra saha içinde de böyle bir adam olmalıyım, olmak zorundayım.
-Futbolu bıraktıktan sonra, teknik direktörlük falan düşünüyor musun?
Ticaretle de devam edebilirim. Dediğim gibi sertifikasyon programlarına gidiyorum. Belki bu yönde de devam edebilirim. Bir gün bir şans denk geldiği zaman, bizi layık görürlerse Türkiye Futbol Federasyonunda ya da Fenerbahçe'de yer almak isterim.
-Peki, bazı arkadaşların hemen futbolu bıraktıkları gibi teknik direktörlüğe geçerken, Bülent Kormaz'ı, Hagi'yi örnek verebiliriz gerçi Bülent Korkmaz'ın çok kısa da olsa bir ikinci adamlık deneyimi var... Bazıları ise yardımcı antrenörlükle başlayıp, bu işin biraz da 'öğrenme' işi olduğunu düşünüyorlar Ümit Özat ve Arif Erdem gibi... Sence hangisi daha doğru?
İmkanlara bakar, bilemiyorsun. Bazısı yapı itibariyle ikinci adam olmayı kabullenemeyebilir. Bazısı da ikinci adamlıktan başlayabilir, tecrübe edinmek isteyebilir. Herkesin farklı fikri olabilir. Ben kendi adıma söylersem de ilerde teknik direktörlük düşünmüyorum.
-Avrupa'da da oynamış bir futbolcu olarak bugüne kadar seni en çok zorlayan maç, futbolcu ve en çok etkileyen taraftar hangileridir?
En çok etkileyen taraftar kendi takımım olduğu için demiyorum ama Newcastle'ın ve Fenerbahçe'nin taraftarı takımına çok sahip çıkıyordu. Hele geçen seneyi yaşadıktan sonra Fenerbahçe taraftarını samimi bir şekilde biraz daha öne koymak gerekiyor.
Zorlandığım futbolculara da gelirsek... Çok büyük futbolculara karşı oynadım. Zidane'ı söyleyebilirim, Fransa milli takımındayken karşılıklı oynadık. Gördüğüm en büyük oyuncu da oydu.
-Oynadığın takımlarda hep 5 numarayı giydin. Forma numarasının bir özelliği var mı?
Galatasaray'dayken Tugay ağabey çok giyerdi ben de ona çok hayrandım. O dönemlerde giydim 5 numarayı hem Galatasaray'da hem milli takımda. Tugay ağabeyle de mevkidaştık, o oynadığında ben oynamazdım ben oynadığımda o. Bir yandan seviniyordum ben oynadığım için, diğer yandan Tugay ağabey oynamıyor diye üzülürdüm. Enteresan bir durumdu yani.
-Şimdi ise Atletico Madrid'te 21 numaralı formayı giyiyorsun. Bunun özel bir sebebi var mı?
Özel bir sebebi yok. 3-4 tane alternatifim vardı normalde 5 numarayı giyiyorum dediğiniz gibi ancak dolu olduğu için o 3-4 tane arasından tercih yaptım ve 21'i seçtim.
-Borussia Dortmund maçını hatırlıyorum... Senin için büyük bir anısı olmalı... O maçta bir şeyler yapabileceğini hissetmiş miydin?
Evet, son yarım saatte girmiştim 16 yaşında. Hissetmiştim ama çok tecrübesizdim o zaman. Bende bir şeyler var ki bu yaşta beni bu maça koyuyorlar demiştim ama dediğim gibi çok tecrübesizdim.
-İlk Avrupa maceran Inter'deki kariyerini özlüyor musun? Newcastle ve Inter'den hâlâ görüştüğün arkadaşları var mı?
Geçmiş adına açıkçası çok samimi söyleyeyim, hala rüyalarını gördüğüm çocukluğum dışında çok bir şey özlemiyorum.
-Çalıştığın Teknik Direktörler arasında en çok etkilendiğin isim hangisi?
Mancini çok iyiydi. Futbolun taktiğini ondan öğrendim, özel çalıştırma yöntemleri vardı. Fatih hoca çok iyiydi. Fatih hoca da motivasyonda bence Türkiye'nin en iyisi. Ama günümüz futbolunda motivasyonun yanına da başka şeyler koymanız gerekiyor. Bu anlamda da Aykut hocayı söylemem gerekir.
-Bu sakatlıkları yaşamasaydım, ben de çok büyük futbolcu olurdum dediğin oldu mu?
Benim öyle bir hayalim yoktu zaten. Ben Zeytinburnuspor'a futbolcu olayım ikinci ligde, anneme güzel bir ev alayım isterdim, öyle çok büyük hayalleri olan bir futbolcu değildim ben.
-Futbola Zeytinburnuspor'da başladın. Çocukluğunu orada geçirdin. Çocukluğun hakkında ve Zeytinburnu hakkında neler söylersin?
Yedikule'de büyüdüm aslında ben. Çok daha dar sokakların olduğu bir yerdi, çok top oynardık. Çok güzel bir çocukluk yaşadım. Onun dışında bir şey özlemedim diye o yüzden söyledim az önce.
Şu an sokak futbolu da kalmadı. Onun yerine kendilerine internette messengerda yazışmayı, Twitter'da Facebook'ta yazışmayı tercih ediyorlar. Sokak futbolu kaybolunca, yeteneklerini rahat bir şekilde ortaya dökecek olan oyuncular da azaldı.
-Genç yaşta Avrupa'ya gittin ve Avrupa'da uzun yıllar kaldın. Genç futbolculara bu konuda verebileceğin tavsiyeler var mı?
Oraya gitmek için çok çalışsınlar. Türk futbolcusunun en büyük problemi iş hayatlarına adapte olamamaları... Kendi işlerine göre yaşamalılar, kendi işlerine göre çevre kurmalılar, kendi işlerine göre aile yaşantısı sürmeliler. Hayatta en önemli şey ailedir, benim için de böyledir, herkes için de böyle olması gerekir. Ama Türk futbolcusunun aileden sonra gelebilecek en önemli görevinin futbola hizmet etmek olduğunu anlaması ve futbol için yaşaması gerektiğine inanıyorum. Çok çalışmaları ve futbolu merkeze yerleştirmeleri gerekiyor.
-Bitirmeden önce tekrar Fenerbahçe'den bir soru soralım... Sen gittikten sonra büyük bir sıkıntı var. Hâlâ o bölgeye transfer yapılmadı. Dönmen istense döner misin ya da böyle bir teklif oldu mu?
Böyle bir şey yok. Benim de öyle bir niyetim yok. Fenerbahçe'nin de niyeti olacağını düşünmüyorum. Türk futbolunda her futbolcunun, her hocanın yeri dolar. Yeter ki doğru hamleler yapılsın, doğru stratejiler uygulansın. Ben yerimin doldurulamayacağını düşünmüyorum.
-Ve son olarak milli takım... Hollanda ile maçımız var. Bu maçta şansımızı nasıl görüyorsun?
Hocamızın hedefi grupta birincilik. O yüzden bence Hollanda maçını kaybetmeden başlamak her şeyden önemli diye düşünüyorum.