Bir lig kapanışı yapsak neler söylersiniz?
En sevindiğim şey Belediye'nin küme düşmesi. Bülent Korkmaz'ı çok severim, hakikaten çok severim. Onun adına üzüldüm ama Bülent Korkmaz'ın görevi kabul etmesi hataydı.
Ara transferden sonra Belediye'deki zihniyetin ne olduğu ortaya çıkmışken böyle bir kulübü kümede bırakmak üzere görev kabul etmesi Bülent Korkmaz'ın profesyonel hayatındaki en büyük yanlışıdır bana sorarsan. O da bu cezayı hak etti ama Belediyespor iki sebepten küme düşmesi gerekiyordu:
1- İstanbul gibi 380 tane profesyonel kulübü olan bir kentte 'Belediyespor' diye belediye tarafından futbol kulübü beslemenin, milyonlar harcamanın hiçbir anlamı yok.
İstanbul Belediyesi'nin halkın yapabileceği sporlara açık olması gerekirken o şubeleri kapatıp parayı futbol takımına harcıyor. Ne bileyim Doka'ya ona buna verilen parayla İstanbul'da neler yapılabilir!
Belediye'nin menfaati ne Webo'yu almakta ve Fener'e satmakta? Bana biri açıklasın! Birileri bu işten sebepleniyorsa onu bilemem. 'Birileri sebeplensin' diye yapıyorsa onu bilmem! Ama Belediyespor'un İstanbul'da seyircisiz, stadyumsuz bir kulüp olarak yeri yok. Belediye kalacak ama bir Anadolu takımı Karabük düşecek, bir Anadolu takımı Sivas düşecek, bir Anadolu takımı Elazığ düşecek, bir Anadolu takımı Akhisar Belediye düşecek! Niye?
Fenerbahçe var İstanbul'da, Galatasaray var, Beşiktaş var. İstanbul'un Diyarbakır gibi takımı olmaz, 'Yörede futbolun desteklenmesi lazım' dersin belediye bir takım ama İstanbul'da böyle bir şey yok!
İstanbul'da kulüp enflasyonu var, bir de belediye takımı kurmanın alemi var mı? Birinci Lig'de Kasımpaşan var, İkinci ligde bir sürü takımın var, üçüncü ligde bir sürü takımın var, dördüncü ligde bir sürü takımın var!
Şimdi sen zamanında başkanlığını yapmış Göksel Gümüşdağ'ın lafıyla en kritik dönemde en golcü adamını Fenerbahçe'ye hediye edersen işte bu olur. Bu da ikinci sebep...
İstanbul Büyükşehir Belediye, Türkiye Ligi'nin çirkinliğiydi. Bu kadar hayırlı bir şey olmaz. Sayın Kadir Topbaş'ın çok iyi anlayacağı bir deyim ile 'Vaka-i Hayriye'dir. Belediyenin düşmesi İstanbul'un tarihindeki ikinci Vaka-i Hayriye'dir. İnşallah kaparlar.
Galatasaray'da Quaresma yeniden konuşuluyor. Beşiktaş'tan olaylı bir şekilde ayrılan Portekizli oyuncu Galatasaray için doğru isim mi?
Mesele şurada; şampiyonluk oldu kutlamaları yapıldı. Ünal Aysal ve Fatih Terim şapkalarını önlerine koyup karar vermeliler; 'Galatasaray seneye Türkiye ligi şampiyonluğuna mı oynayacak, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna mı oynayacak?'
Böyle Fenerbahçe gibi yarı final, final değil hedef. Yarı finalden dönerlerse ben alkışlamam Galatasaray'ı... Geçmiş ola! Niyetleri Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluğa kadar gidebilecek bir takım kurmaksa bu takımdan temizlik yaparak başlamaları lazım.
Gelecek adam da herhalde Quaresma değil! Portekiz niye adamı milli takıma çağırmıyor senelerden beri, niye kimse Avrupa'da talip olmuyor, Beşiktaş'ta niye oynayamadı, Katar'da ne halt etti!
Ünal Aysal'ın "Quaresma'yı düşünürüz" demesi benim Ünal Aysal'ı kafamdan silmeme sebep oluyor. Quaresma'yı düşünen bir Galatasaray başkanı olur mu?
Fatih Terim, Hagi'nin Popescu'nun, Taffarel'in ölülerini almıştı. Onlardan devler yarattı. Ama Popescu, Hagi ve Taffarel zaten devdiler zamanında... Quaresma'nın tarihinde ne var ki? Kime ne faydası olmuş? Nerede adı 'büyük futbolcu' diye geçmiş?
Geçen sene Ronaldinho'yu istemeyen Fatih Terim şimdi Quaresma'ya 'evet' derse onunda aklına şaşayım. Ronaldinho, Brezilya'da harikalar yaratıyor. Fatih Terim'in elinde Ronaldinho ne hale gelirdi ve Galatasaray ne hale gelirdi.
Samimi söylüyorum; eğer amacım gelecek sene Şampiyonlar Ligi'nde başa oynayacak bir takım yaratmaksa Drogba'yı ve Sneijder'i dâhil düşünürüm. Drogba'yı yaşından, Sneijder'i esrarengiz sakatlığından dolayı... 'Gönderirim' demiyorum ama düşünürüm.
Şimdi ben bunu düşünürken benim başkanım Quaresma'yı düşünüyorsa aramızda 'Himalayalar kadar fark var' demektir. Ronaldinho'ya, Kaka'ya 'Hayır' diyen Fatih Terim, Quaresma'ya 'Evet' diyorsa aramızda 'Himalayalar kadar fark var' demektir!..