Florya'daki isimler de dikkat çekiciydi. Aysal'ın yönetimden gönderdiği Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak, Lucescu ile yenilen yemeğe eşlik etti. Bu yakınlaşma ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ünal'ı tanıdığımı zannediyordum; artık tanıyamıyorum. Ünal her şeyi yapabilir. En ufak bir menfaat seziyorsa, bu menfaat; bir gazetede resminin çıkması, bir gazetede haber olması dahil olabilir. 'Ben, Abdurrahim Albayrak ve Ali Dürüst'le bir yemek yersem, bu haber olur. Hadi yemek yiyeyim' demiştir; hiç şüphe etmem. Ünal Aysal cephesi böyle...
Ali Dürüst; tanıdığım en iyi, en kibar ve en centilmen Galatasaraylılardan biridir. Bir de Galatasaray gelenek göreneklerini de iyi bilir. 'Galatasaray başka bir şey, benden hazzetmeyen Ünal Aysal başka bir şey' der.
Abdurrahim Albayrak deyim yerindeyse, Galatasaray'a tapan birisi... Kim olduğu, ne yaptığı; hiç önemli değil. Bütün gücüyle Galatasaray'a hizmet etmeye çalışır. 'Bu adam senin kelleni kesti'; 'Önemli değil. Maksat Galatasaray...' O kadar saf ve temiz bir Galatasaraylı Abdurrahim...
Bu yüzden hiç şaşırmadım o sahneye...
Galatasaray, Mancini'ye yardımcı olması için futbol direktörü arıyor. Mustafa Denizli, Bülent Korkmaz, Cüneyt Tanman, Can Çobanoğlu gibi isimler konuşuluyor.
Galatasaray'ın futbol direktörü var. Galatasaray'ın futbol direktörü, Ünal Aysal!.. Günde 8 kere konuşan, Florya'dan hiç çıkmayan, futbolcuları kenara çekip prim pazarlığı yapan, Fatih Terim 'İstemem' dediği halde transferler yapan, Fatih Terim 'Ben bunları istiyorum' dediği halde onların hiçbirini almayan, Galatasaray'ı tamamen keyfine göre yöneten bir başkan varken 'Futbol Direktörü' unvanı ile orada oturup da para alacak olanlara şöyle bir şüphe ile bakacağım!
Bunların içinde yakın arkadaşlarım var: Mustafa Denizli ve Can Çobanoğlu gibi... Bu Ünal Aysal'a giderlerse çok şaşarım. Çalışılır ama çok sağlam bir sözleşme ve ağır bir tazminat maddesi ile; 'Ünal Aysal'ın en ufak bir müdahalesinde bu sözleşme feshedilir ve 4.7 milyon euro'dan az olmamak üzere tazminat ödenir' diye...
Fenerbahçe-Galatasaray maçının yankıları da devam ediyor. Son olarak Aysal, "Bazı kulüpler Galatasaray kompleksiyle yaşıyor. Saracoğlu'ndaki görüntüler bize karşı beslenen düşmanlığı ortaya koymuştur" dedi. Bu tür açıklamalar genellikle Fenerbahçe cephesinden gelirdi ama roller değişmiş görünüyor!
Ünal Aysal, Aziz Yıldırım'ın yolunda da ondan... Kendine rol model olarak Aziz Yıldırım'ı seçmiş; konuşuyor. Büyük bir hızla ilerliyor. Bu tahrikler daha da devam edecektir. Bu konuşmanın arkasından da kulübün sitesinde, zehir zemberek bir bildiri yayınlandı.
Aslında bunların sorumlusu, İstanbul Cumhuriyet Savcısı... Bak; ismen konuşuyorum. Türkiye'de bir Futbolda Şiddet Yasası var. Fasıl Say, 10 aya niye mahkum oldu; Ömer Hayyam'ın dizelerini retweet ettiği için... Kendi tweet'lememiş; bir takipçisi göndermiş, o da retweet etmiş. Suçu ne; Bir inanç grubunu, bir başka inanç grubu ile birbirine düşürmek; yani bölücülük yapmak...
Fasıl Say mahkum olmuşken, Futbolda Şiddet Yasası'nı alenen ve resmen ihlal edenlere karşı Cumhuriyet Savcısı, soruşturma dahi açmıyor! Şükrü Ergün'ün basın toplantısı suç, Ünal Aysal'ın sözleri suç... Galatasaray Resmi Sitesi'nde yayınlanan açıklama suç... Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarını birbirine düşürmeye, katliama sevk eden açıklamalar...
Artık unuttuğumuz Kayseri ve Sivas olaylarını yeniden yaşatmaya yönelik suçlar bunlar!.. Hem de bu suçlar ne zaman işleniyor; Türk medyasının 'İşte özlediğimiz sahneler, işte bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi böyle bitmeliydi' dediği, dünya güzeli sahnelerden sonra...
'Bu maç böyle oynanmışken, hala bu aptal deplasman yasağı devam eder mi?' dediğimiz günlerde gündemi değiştirmek, Fatih Terim'in gönderilmesine ve Fenerbahçe mağlubiyetine yönelik öfkeyi, Fenerbahçe'ye kanalize etmek için İstanbul'a nifak tohumları ve Arena'da oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçına katliam tohumları ekecek açıklamalar yapılıyor; İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndan çıt yok!
O zaman bu yasa niye çıktı Sayın Savcı? Elinize alıp okudunuz mu? Bir Futbolda Şiddet Yasası'nı okuyun, bir de Fazıl Say'ı mahkum eden kararın gerekçesini okuyun ve bana 'Hıncal, bunların arasında fark var. Onun için biz dava açmadık' deyin.
Kötüye gidiyor. Savcılar görevlerini yapmadıkları için İstanbul'da bir Fenerbahçe-Galatasaray katliamı yaşanacak. Bugünden söylüyorum. Öyle tahrik var çünkü...
Fenerbahçe de boş oturmuyor üstelik... Orada da bir takım şeyler var.
Onlar da köpürtüyorlar!..
Tabii... Abdullah Kiğılı gibi en akıllı, en kucaklayıcı bildiğim adam Murat Özaydınlı ağzıyla konuşmaya başladı. Nereye gittiğimizin göstergesi... Bunu bir tek savcılar görmüyor!