3. İzlanda'nın nüfusu, İstanbul'daki 19 ilçeden bile daha az. Bağcılar (752 bin) ve Küçükçekmece (740 bin) İzlanda'nın neredeyse 2.5 katı nüfusa sahip. Pendik (646 bin) ve Ümraniye'nin (660 bin) nüfusları bile iki katı. İzlanda'nın başkenti Reykjavik'te 118 bin 488 kişi yaşarken, Diyarbakır Kayapınar'daki Peyas Mahallesi'nin nüfusu bile 151 bin kişiden oluşuyor.
EURO 2016 elemelerine 3-0'lık İzlanda yenilgisiyle başlayan A Milli Takım, 1990'daki 5-0'lık İrlanda mağlubiyetinin ardından eleme gruplarına en kötü başlangıcı yaptı. 20 yıl sonra Avrupa Şampiyonası elemelerine puansız başladı. Terim döneminde ilk kez bir grup eleme maçını 3 farklı kaybetti. Bu arada EURO 2008'de yarı final oynayan ayyıldızlılar, o maçtan sonra oynadığı 30'u eleme 2'si play-off olmak üzere 32 karşılaşmadan sadece 14'ünü kazandı. Gruba son torbadan gelen takımları yendik, ilk torbadan gelenlere karşı beraberlik bile alamadık.
GÜRCAN BİLGİÇ
İYİ SİZİN KÖTÜ BENİM
1. Terim maç sonu yıldız futbolcu tanımını yapıp "Bizde herkese yıldız deniyor. Yıldız saha içerisinde her şeyi yapan, takıma katkı yapan isimdir" dedi. Bu tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz? Fatih Terim'in kötü giden bir maçtan sonra sorumluluğu üstüne almayıp, faturayı oyuncularına kestiğini ilk defa gördüm. "İyi sizin, kötü benim" şeklinde felsefesi vardı. Şimdi, bizim medya olarak zaten perişan ettiğimiz oyuncularının arkasından çekiliyor, onları öne sürüyor. 50 yıldır futbolun içinde olan, Türkiye'nin en kariyerli isminin "yıldız" kavramını çok iyi bildiğinden eminiz. Tarifi de doğru. O zaman kendisini öyle sananları doğru yere çekmesi gerekirdi. Bence hedefindeki öncelik ön taraf... Burak, Olcan, Selçuk, Onur ve Emre için büyük hayal kırıklığı yaşadığını sanıyorum.
2. TERİM ÇOK FORMSUZ
Ekim ayında oynayacağı Çek Cumhuriyeti ve Letonya maçları var. Neler değişmeli, neler yapılmalı? Bu oyuncu grubu bir ay daha oynamış ve daha formda sahaya çıkacak. Bir-iki oyuncudan değil, tamamı kötü olan 11 oyuncudan bahsediyoruz. Elbette sil baştan gibi radikal bir hamle olamaz. Ama çift santrfora dönmemiz kaçınılmaz. Öne oynayan, topla mesafe kat eden orta sahalara ihtiyacımız var. Mehmet Topal haricinde Selçuk ve Emre'nin pozisyonu da düşünülmeli. Ayrıca Fatih Hoca da çok formsuz. Yan topları çok etkili kullanan bir takıma karşı, en büyük zaafı yan toplar olan Onur Kıvrak ile oynuyorsa, Arda'nın iki yaratıcı hareketi dışında pozisyon yaratan bir taktik üretememişse, bu maçlarda doğruyu bulmak zorunda.
3. GERÇEKLERİ DEMİŞ
İzlanda'nın hocası Hallgrimson "Absürt kolay bir maç oldu. Oyuna başlama alışkanlıklarını kırdık ve sonrasında bir B planları olmadığını gördük" diyerek maçı özetledi. Yorumunuz ne? Gerçekleri acı bir şekilde ve açık açık söylemiş. Gerçekten kimsenin beklemediği kadar garip bir maç oldu. Bakalım Fatih Hoca bunu nasıl yorumlayacak. Bir tarafta rakibini ezberleyen, bek bindirmelerine ikili önlem alan, duran toplar için organizasyonlar üreten, detaycı bir teknik adam vardı ve resmen Fatih Hoca'yı yendi. Hem tabelada, hem taktik organizasyonda yendi, hem de takımıyla yendi.
METİN TEKİN
NELERİ YANLIŞ YAPTIK
1. GRUPTA henüz ilk maç ama İzlanda maçının ışığında neleri yanlış yaptık, nelerin değişmesi gerekiyor? İlk maç çok önemli ama daha grupta 9 karşılaşma oynayacağız. 3-0 beklenmedik bir sonuç ancak benim asıl hayal kırıklığım oyundu. 'Neleri yanlış yaptık' diye bakarsak bir kere çok yeni bir şeyi denedik. Mehmet Topal'ı 3'lü savunmada oynattık. Zaman zaman teknik adamlar bir takım farklılıklar uygularlar ama bunun doğru olduğunu söylemek bu maç için geçerli değil. Oyun planımızdaki 3'lü defans tercihi ve Mehmet Topal'ın işlemediğini söylemek lazım. Ama bu Fransa'ya giden final yolunda kaybedilen sadece bir maçtır. Buna şimdilik böyle bakmak zorundayız. Dönem radikal değişiklikler dönemi, zamanı değildir. Çünkü geriye dönüp Avrupa'da yarı final oynadığımız 2008 finallerine nasıl gittiğimize baktığmızda Yunanistan'ı deplasmanda 4-1 yendiğimizi ama bunun tam tersi Moldova ve Malta'yı yenemediğimizi görmeliyiz. Esas doğrumuz finallere gidip gidemeyeceğimizdir.
2. KİM OLSA DEĞİŞMEZDİ
FATİH Terim oyuncularının performanslarına değinirken isim vermeden, "Bizim seviyemizde olmayanlar giderler" dedi. Sizde kimler hayal kırıklığı yarattı? Bireysel olarak baktığımızda hiç bir oyuncunun vasatı geçtiğini söyleyemeyiz. Takım dediğimiz şey, herkesin birlikte oyununu ifade eder. Tabii ki beklentiler altında kalan çok oyuncumuz oldu ama bunu bir maç olarak değerlendirmek gerek. Yediğimiz gollere bakınca önemli kaleci hataları vardı ama 'Volkan olsaydı bu golleri yemezdi' diye düz mantıkla bakmak futbolda çok geçerli bir değerlendirme değildir. Asıl soru Volkan'ın neden çağrılmadığı. Kabul edelim ki Onur da son yıllarda ligin en çok öne çıkan kalecisidir.
3. ÇEK MAÇI BELİRLER
Çekler de Hollanda'yı yenerek gruba iyi başladı. Artık şansımızı nasıl görüyorsunuz? İlk maçların sonunda bizim için en olumsuz senaryo... Geleceğe doğru baktığımızda çok çekişmeli grup maçlarında Hollanda da yarışın favorisi olmaktan çıkıp önemli bir yarışın içinde kaldı. Esas belirleyici olan burada oynayacağımız Çek maçı. Bundan sonra kesin olmasa da final yolunda bir yargıya varabiliriz. İzlanda'ya kaybettik ama buna sadece bir maç kaybı olarak bakıp, yolumuza devam etmeliyiz.
ÖMER ÜRÜNDÜL
ÇEKLER'İ YENEMEZSEK İKİNCİLİK DE ZOR
İzlanda'da Milli Takımımız bugüne kadarki en kötü maçlarından birisini sergiledi. İkili mücadelelerde etkisiz kaldık, kazandığımız topları çok çabuk kaybettik. 90 dakika organize olamadık. Hücum gücümüz yetersiz olduğu gibi takım savunmamız da arızalar gösterdi. Fiziki olarak da ayakta kalamadık. Günümüz futbolunun istediği ilkelerin hiçbirine uyamazsanız sonuç böyle olur. Saha dizilişi olarak da 3'lü defans oynamamız mantığımla hiç bağdaşmadı. Nereden çıktığını da anlamış değilim. Bugüne kadar tanıdığım Fatih Terim 4'lü defansçıdır. Üstelik de 3'lü defanstaki oyuncular da kendi takımlarında bu formatta oynamıyorlar. Tabi ki daha ilk maç ama Çek Cumhuriyeti'nin de Hollanda'yı yenmesi ilk karşılaşmadan ikincilik şansımızı zora soktu. Çek Cumhuriyeti'ni İstanbul'da yenemezsek ikincilik şansımız kalmaz.