Organizasyonda; Panel, sergi ve Guiness rekor denemesiyle sanatın incelikleri ve güzellikleri anlatılacak, farklı sanat görüşündeki ustaların fikirlerini özgürce söyleyebileceği bir ortam oluşturulacaktır. Orta Asya'dan ipek yolunu izleyerek yurdumuza gelen ebru sanat, ülkemizde altın çağını yaşamış ve Avrupa ve diğer dünya ülkelerine ''Türk Kağıdı'' adı ile yayılmıştır. XVII. Yüzyıldan itibaren Avrupalıların bu rengarenk kağıtlara ilgisi sadece bu kağıtları satın almakla kalmamış, sanatın inceliklerini öğrenmeye kadar gitmiştir. Öncelikle ciltçiler tarafından benimsenmiş, en değerli kitaplarının kapaklarını ve yan kağıtlarını ebrularla süsleme geleneğini başlatmışlardır. Osmanlı'da ebru kağıtlarını ciltlerde kullanmanın yanı sıra hattatlar tarafından fermanlarda, levhaların ve önemli yazışmaların (tapu, sözleşme ve senet kayıtları gibi), zeminlerinde kullanılmıştır.
Günümüzde ebru, eski gelenekleri devam ettirmekle birlikte içindeki dinamizm açığa çıkmış ve yepyeni boyutlara ulaşmıştır. Nerdeyse binlerce kişinin uğraştığı, her evin duvarlarını süsleyebilen, yüzlerce farklı icracısı olan çağdaş bir sanat haline dönüşmüştür. Peki, tarihinde bu böyle miydi? Hayır, her yüzyılda sadece birkaç kişinin uğraştığı, sadece kağıt üzerine yapılan belirli kalıplar içine sıkışmış ve tekamül edememiş bir haldeydi. 1608 tarihinden sonra, 1999'a kadar ebru yapımı ile ilgili hiç bir kitap yoktur. Şimdilerde onlarca kitap, katalog yayınlanmış, diğer dillere tercüme edilmiştir.
Ebru, yakın tarihimizde, unutulmaya yüz tutmuş, kaybolmakta olan bir sanat olarak bahsediliyordu. Bu gün birçok atölye de ve kurumlarda ebru yapılıyor. Yurt dışında çeşitli vesilelerle yoğun olarak tanıtılan ebru bir Türk sanatı olarak lanse edilmiş olsa da somut olmayan bu kültürel mirasımıza başkaları sahip çıkabilir, bir gün kaybolabilir, gelecek kuşaklara aktarılamayabilir endişesi hep hakimdi. 2009 yılında UNESCO ve Birleşmiş Milletler'e müracaat edilerek bu sanatın koruma altına alınmasını talep edildi. Kasım 2014 yılında UNESCO Paris merkez binasında gönderilen dilekçeler sonuç buldu ve Kültür Bakanlığımızın yanı sıra sanatçılarımız Atilla Can ve Suna Koçal'ın katkılarıyla Ebru sanatımız UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine girerek, Türkiye'nin UNESCO'da kabul edilen 12. unsuru ve tek sanat dalı olarak kayda geçmiştir.
Ebru sanatında farkındalık yaratabilmek için dünyada her yıl Eylül ayının 2. Cumartesi günü'nün ''DÜNYA EBRU GÜNÜ'' olarak kutlanmasını talebi de kabul gördü.
Dünya Ebru Günü, ebru sanatını tanıtmak ve yaymak maksatlıdır. Her yıl farklı kişilerle ve farklı şehirlerde düzenlenmektedir. Organizasyonunun birincisi İstanbul'da, ikincisi Gaziantep'te, üçüncüsü Trabzon'da yapıldı. Bu sene dördüncüsü, Uluslararası düzeyde olmak üzere Yalova'da yapılacaktır. Yurtiçinden ve yurtdışından birçok sanatçının katılımlarını bekleyen Yalova, tarihine ve doğa güzelliklerine yakışır bir biçimde sanata doyacak, böylece de şehrini tanıtılmış olacaktır.
12.9.2015 Cumartesi günü
Güzel Yalova'mızda yapacağımız
"4. Dünya Ebru Günü " uluslararası etkinliğimize teşriflerinizi bekleriz .
1) Cânım Türkiye'mizden ve 10 ülkeden toplam 220 Ebru sanatçısının katıldığı Sergi.
2) Çok kıymetli Hocalarımızın katılacağı Panel (Ebru - Barış ve Sevgi konulu)
3 ) Guinness Rekor denemesi
( 11 m.2 , Dünyanın en büyük Barış konulu Akkase Ebrusu)
11 Eylül 2015
- Doğa Gezileri
12 Eylül 2015
Program
-14.oo Kent Müzesi Sergi Açılışı
-14.30 Halk Eğitim Merkezi Panel
Yönetici: Prof. Ümit Meriç
Katılımcılar:
Beşir Ayvazoğlu
Hikmet Barutçugil
Fuat Başar
-16.30 Guinness rekor denemesi
-20.00 Gala yemeği ve Plaket töreni
13 Eylül 2015
- Yalova Müzeler Gezisi
Saygı ve Hürmetlerimle
4. Dünya Ebru Günü
Organizasyon Başkanı
Suna S. Koçal