AVRUPA'YI sarsan ve Türkiye'ye kadar uzanan şike skandalı, Bochum Savcılığı'na gelen bir ihbarla başladı. Savcılık, 2009'un Haziran ayında, özel bir yazılımla Avrupa'da bahis kapsamına giren tüm futbol maçlarını takibe aldı. Alman Emniyet Genel Müdürlüğü (BKA) İletişim Suçları birimi, konuyla ilgili ön hazırlığını yaparak, ligler başladıktan sonra, savcılığa bilgi verdi. Ön incelemede, bahislere yatırılan paralarıyla gelirleri arasında dengesizlik bulunan, çok gollü sona eren ya da son dakikalarda penaltı kararları verilen maçlara öncelik verildi. Bahislerin oynandığı ofisler tespit edildi. Alman ligindeki bir hakem, Sırp, Hırvat, Türk ve Arnavut şebekeye ilişkin çok önemli bilgiler verdi. Savcılık kayıtlara girdi. Son bir yıldaki bin maçı, skordaki çelişkilere ya da yatırılan ödenen para dengesindeki dağılıma göre filtreleme yöntemiyle taradı. Çok basit hesaplarla çok küçük çaplı maçlarda dönen paranın büyüklüğü hemen dikkat çekiyordu.
TEKNİK TAKİP
Türkiye, İtalya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'ndeki küçük maçlarla büyük maçlar arasında kıyaslama yapıldı. Büyük maçlarda Almanya'dan oynanan bah i s l e r d e , Türkiye 3. Lig maçında 35-40 bin euroluk oynanan bahis kuponlarına, 300- 500 bin euro ödeme yapıldığı görüldü. Paraların şebeke mensuplarına özel kuryelerle iletildiği saptandı. Şike çetesini ele veren bilgilerin büyük bölümü, telefon dinleme çalışmalarından ve çete mensuplarından üçüne ait bilgisayarlardan elde edildi. Savcılık, bilgisayarlardaki hareketlerle telefon hareketlerini karşılaştırdıktan sonra, mahkemeden, şebeke mensuplarının ev ve ofislerini aramak için izin çıkardı. Ardından da operasyon gerçekleştirildi.