Pazartesi 24.12.2012

Haluk ÜNCEL: 'Halkçı zam' var 'Halkçı maaş' yok

Hatırlarsanız, Mustafa Akaydın, Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra, ilk demeçlerinde 'işçi alacakları' konusuna değinmiş ve bu alın terinin karşılığını da 'namus borcu' olarak nitelendirmişti.
Geçmiş yıllara sarih işçiye olan borçların, önceliklerinin arasında olduğunu belirtmiş ve kendi görev süresi içerisinde ödenmesi için gerekenlerin yapılacağını ifade etmiş idi… Ancak, aradan geçen 4 yılda, görüldü ki Akaydın sözlerinde samimi değilmiş.
***

Bırakın geçmişe dönük borçların ödenmesini, şu anda belediyeye bağlı taşeron firmalarının işçilerinin maaşları neredeyse 3-4 ay geriden geliyor.
Sorunu dile getirirken, haksızlık etmek istemem.
İşçi borçları hususunda taşeron firmaların dışında, belediyenin kadrolu işçilerinin geriye dönük bazı alacaklarının kısmen de olsa ödendiğini biliyorum.
Ama bu da 'devede kulak' misalinden öteye gitmez.
Öyle abartılacak meblağlar değildir.
Taşeron işçisi olarak görülen, belediyeden ihale ile iş alan firmaların çalıştırdıkları personelin de 'idarenin kadrolu işçisi' ile ayrı sınıfa konmasının da yanlış olduğunu ve yanılgıdan kaynaklandığını görmemek o insanlara haksızlık etmek demektir.
***

Şöyle ki örneğin, belediyenin park ve bahçelerde çalışacak personel ihtiyacı tahmini 500 kişi ise, bu işçiler belediyenin kadro maliyetleri açısından büyük yük getireceği için, iş ihale edilmekte, çözüm ve hizmet bu yolla sağlanmaktadır.
Yapılan işin özü bellidir ve aynıdır.
Belediyenin kendi işçisi de sahada çalışacaktır, taşeron firmanın da… İşin gerçekleşmesi açısından fark yoktur.
Peki, neden sahada çalışan, özel güvenlik hizmetlerini yürüten, inşaatlarda ter akıtan taşeron işçilerin alacakları konusunda, işin sonu eylemlere varan olaylar yaşanmaktadır?
Akaydın'a sorarsanız; idaresindeki belediye sütten çıkmış ak kaşıktır, taşeron müteahhitler Büyükşehir'den parayı alıp işçisine dağıtmamaktadır.
Önceleri Akaydın'ın sözlerine itibar edildi ve taşeronlar suçlandı.
Ancak kazın ayağının hiç de belirtildiği gibi olmadığı ortaya çıktı.
Belediyenin müteahhitlere parayı en erken 2-3 ay sonra ödediği anlaşıldı.
Olan işçiye oldu.
***

CHP'nin altı okundan biri 'Halkçılık' ilkesini içerir.
Halkı, emeği temsil eder.
Suya yapılan okkalı zammı, adeta dalga geçer gibi 'Halkçı zam' olarak dillendiren Akaydın, aynı hassasiyeti neden ot yolan, çiçek diken işçisinden esirgemektedir?
Bırakın zam yapmayı hangi sebeple, sadece maaşlarını ödememekte direnmektedir?
Bu nasıl bir zihniyettir ki bir yanda işçisinin emeğini vermeyen Akaydın, diğer tarafta bütçesinden ayırdığı payla 'kültür faaliyetleri' adı altında eğlenceye, bira-şarap festivallerine, yandaş söyleşilere milyonlar harcamaktadır?
Hatta, yine dalga geçer gibi 'İşçi Filmleri Festivali' düzenlemekte bir sakınca görmemektedir.
Hangi işçisini, ne yüzle, 'onların festivaline' davet edecektir?
***

Hadi anladık, Akaydın'ın bu kente hizmet ve kalıcı eser açısından bir hayrı olmayacak.
Ama hiç olmazsa biraz elini vicdanına koysun, bu karda, kışta, kıyamette garip guraba işçisinin yüzünü güldürsün.
Belki onların duaları bir nebze olsun Antalya'ya olan günahlarını affettirir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.