Salı 12.02.2013

Nizamettin ŞEN: Bilmiyorum!

Cem Yılmaz, sinema filmi olarak seyrettiğimiz, son gösterisinde; "Toplum olarak 'BİLMİYORUM' demeyi kabul etmeyiz" diyor ve örnekliyor "Faruk Eczanesi"ni soran adama bilmediği halde bile "Faruk Kıraathanesi olabilir mi?" diye, olmadık cevaplar verdiğimizi söyleyince, salonlar kırılıyor. Cem Yılmaz aslında sanatıyla toplumu güldürürken, sosyal eleştiriler de yapıyor. Toplumu analiz ediyor verdiği çarpıcı örneklerle. Ve biz ağlanacak halimize gülüyoruz… Evet, biz bilmediğimizi söylemekten korkan, kaçınan ve bilmediğimiz şeyleri öğrenmek için hayatın her döneminde, eğitimin gerekliliğine inanmayan bir toplumuz.
Bu iflah olmaz genel hastalığımız sektör olarak değişiklik gösterir mi bilemem, bildiğim kendi sektörüm olan turizmde eğitime inanılmadığıdır.
Hatta öcü görmüş gibi kaçılır. Özellikle toplu eğitim, konferans ve seminerlere katılmak kabullenilemez.
Nedeni nedir? Nedenini Cem Yılmaz da soruyor. "Baba ya sen google musun ya! Her şeyi bileceksin." Aslında temelde yatan bir korku var. Yüzleşememe korkusundan başlayarak ta aşağılara kadar, hasbelkader elde ettiği makamı kaybetme korkusu gidiyor… Dünyada büyük bir değişim yaşanıyor, bilgi sürekli yenileniyor. Sanal dünyada bir günün hızı, bir evvelki günü sürekli aşıyor, yeni trendler, duyarlılıklar, buluşlar baş döndürüyor.
Ve biz "Bilmiyorum" demekten kaçıyoruz ve bilmek için "eğitim"den korkuyoruz. Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) ve Antalya Kongre Bürosu, BAKA destekli Kongre Turizmi Eğitim Semineri düzenledi. 2 günlük bu seminer programında "Toplantı Endüstrisinde Ulusal ve Uluslararası aktörler" konusundan tutun "Sürdürülebilir Çevreci Toplantılar, Sosyal Medyadan Nasıl Yararlanılır, Kongrelerin Kazanılmasında Teklif Hazırlama"ya kadar yerli ve yabancı uzman ve akademisyenlerin sunumları vardı. Böyle maliyetli bir organizasyonda, proje gereği katılımcılardan ücret alınmadı.
Duyurumlar hem acentelere, otellere ve ilgili kuruluşlara yapıldı.
Antalya'da kongre turizminin önemini burada yeniden anlatmayacağım. Sadece dünyada bir başka kentte örneği olmayan 260 tane 5 yıldızlı, yarısı kadar 4 yıldızlı ve onların yönetmelik gereği sahip oldukları, toplantı kongre salonları, koltuk kapasitesi gerektiği gibi kullanamayan, Antalya değil mi? Böyle bir atıl kapasitenin kullanılması, sahil turizminin gerçekleşmediği ama kongre turizminin yoğun gerçekleştirildiği aylarda "can simidi" değil midir? Cevap kuşkusuz, EVET. O zaman niye bu gerçekleşmez?
İzdiham olacağını düşündüğünüz, ama 50 civarında olan katılımcının olduğu seminer salonuna bakıp cevabı verebilirsiniz.
Turizm sektörü "BİLMİYORUM" demekten ve EĞİTİMDEN korkar. "BİLMEDİKLERİMİ AYAĞIMIN ALTINA KOYSAM, BAŞIM GÖĞE DEĞER"

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.