Haluk ÜNCEL: Biri gitti sıra diğerinde

Gazetedeki haberin alt başlığı şöyleydi; Otobüsçüler Odası Kurucu Başkanı Mustafa Gönenç, yerel seçimlerde seçilmesi için destek verdiği CHP'li Başkan Akaydın'ı ahde vefasızlıkla, ulaşım esnafına eziyet etmekle suçladı… Gönenç'in feryadı sadece bu kadar değil, bunu da şöyle ifade ediyor, "Kılıçdaroğlu gelsin partilisi Akaydın'ın vaatlerle ulaşım esnafını nasıl aldatıp, kandırdığını gözleriyle görsün. Akaydın ve tebaası 2B konusunda şov yapmasın, insanları kandırmasın.
Zamanında ulaşım esnafını nasıl aldatıp kandırmış sözlerini tutmamışsa, aynı taktiği 2B konusunda halka yapıyor."
Gönenç'in ifadelerine bakılırsa bu işten canının iyice yandığı anlaşılıyor.
Ve de açık açık 2009 yerel seçimleri döneminde, Türel'e karşı Akaydın'ı desteklediğini itiraf ediyor.
Hiç sevmem ama bugünleri 2-3 yıl önce gidişata bakarak tahlil etmiş ve Gönenç'i uyarmıştım. Peki 2011'li tarihlerde Gönenç için neler yazdığıma bir bakalım; "Anlayacağınız üzere, Büyükşehir Belediyesi, A-kent, Halk Kart, havuz, mavuz sistemi her şey birbirine girmiş durumda. Herkes kafasına göre takılıyor.
İsteyen istediğini yapıyor. Böyle çiftlik Türkiye'de zor bulunur, hatta bulunmaz… Canım, elbette, böyle büyük bir çiftliğin, büyük de havuzu olacak tabii! Ne demiş atalarımız; boğulacaksan büyük havuzda boğulacaksın." Bakın 31 Ocak günü de neler yazmışız… İçinden bazı satırları tekrar hatırlayalım; "…600 küsur esnafını bugüne kadar ezdir, sonra da kalkıp 'kimse kusura bakmasın ama biz artık ücretsiz yolcu taşımayacağız' diyerek minibüsçülerin gözünde zevahiri kurtarmaya kalkış,,, Sayın Gönenç, 'geçti borun pazarı…' Esnafını o kadar düşünüyorsan, işin başında tavrını koyacaktın. Ortak olduğun (nasıl bir ortaklıksa, kendi esnafı dahi neler döndüğünü bilmiyor) 'Halk Kart'tan vazgeçemeyiz' naralarını atarken iyiydi de şimdi ne değişti?
Değişen ne biliyor musunuz; esnaf uyandı…
Nasıl bir cenderenin içine düştüklerinin / düşürüldüklerinin farkına vardılar. Bundan sonra ne yaparsanız, yapın minibüsçü esnafından gerçekleri gizleyemezsiniz…
" Ne demişiz; "Minibüs esnafı nasıl bir cenderenin içine düştüğünün farkına vardı, gerçekleri gizleyemezsiniz, nitekim de öyle oldu"… Ve bir başka yazıda da şunları dile getirmişim; "Şimdi, sözüm; Antalya Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Gönenç'e… Kendisini defalarca uyardık. Akaydın'ın çanağına su taşımakla bir yere varamazsın, seni kullanır bir kenara bırakırlar, temsilcisi olduğun esnafa ihanete yönlendirirler, sonra da bunların altından kalkamazsın diye… Peki Gönenç ne yaptı?
Hocasına sadakatle hizmet etmeyi sürdürdü.
Bugün gelinen noktaya bir bakalım… Akaydın'ın 20 Ağustos'ta başlattığı ulaşım rezaletinden sonra minibüs esnafı batacak hale geldi. Bırakın mazot parasına, şoförün ücretini dahi ödeyemez duruma geldi. Birçok mal sahibi aracına kendisi çıktı.
Eğer bu kente 100 kırmızı otobüs daha gelirse, minibüs esnafı külliyen iflasa sürüklenir. Zaten dandik hatlara yönlendirildikleri için araçlarını yok pahasına satmak zorunda kalırlar. Bu eserin mimarları da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Gönenç ikilisidir.
Daha sonrası ise, nasıl kol kola geldilerse, öyle kol kola giderler. Olan da, minibüs esnafına olmuş olur." Bunu da ta 2011 Aralılığında belirtmiştim. Şimdi bu saatten sonra Gönenç'in "Hoca ahde vefasız çıktı, ulaşım esnafını kandırdı" diyerek günah çıkarmaya kalkışması ve bir yerlerini yırtarak feryat etmesi hiçbir şeyi değiştirmez. Aksine, esnafı daha da çileden çıkartır. Ulaşım esnafının, "Bu güne kadar neredeydin, şimdi mi aklın başına geldi. Neden hocanın önüne koyduğu her şeye kayıtsız şartsız itiraz edip hakkımızı o zaman korumadın" sorularına muhatap olur.
Yukarıda ki satırlarda dedik ya, "Daha sonrası ise, nasıl kol kola geldilerse, öyle kol kola giderler. Olan da minibüs esnafına olmuş olur." Şimdi biri kuyruk acısıyla gitti, bakalım diğeri ne zaman gidecek?