İbrahim OKUMAMIŞ: Mahallemizi kirlettiler!

Biz, bizim meslekten olanlara ve aynı işi paylaştığımız için mahalle komşusu gibi gördüklerimize "Hısım" diye hitap ederiz.
Geçenlerde birlikte uzun yıllar çalıştığımız TSYD Konya Şube Başkanı Recep Çınar ile konuşurken onun bizim meslekle ilgili anlattıkları içimi yaktı.
Şöyle dönüp bir baktım ki bizim mahallenin hali içler acısı. "Kir"den ve "pas"tan geçilmiyor, dökülmesi de cabası!
Çünkü nerden geldikleri belli olmayanlar istila etmiş mahalleyi. Birbirlerine selam vermiyor, birbirlerinin derdiyle dertlenmiyorlar.
Oysa ki bizim spor camiası başta olmak üzere gazeteciler en centilmenlerle doludur!
Selam vermek, birinin derdi ile diğerinin ilgilenmesi en önemli hasletlerimizdendi.
Fakat gelir görün ki anlayacağınız, fitneci fesatçılarla, kanı on para etmeyen haramzadelerin el ele verdiği, sırt sırta dayandığı bir mahalle olmuş bizim mahalle.
Böyle olunca da, eli kalem tutan, pisliğe bulaşmamış insanı tabii ki bizim mahallede zor bulmaya, büyüteçle aramaya başladık. Hadi gelsin de bu mahallede dik duruşlular bu mahallede barınsınlar, yazı yazsınlar!
Hem nasıl barınacaklar, hem ne yazacaklar, mahallenin pisliklerini mi, kendi ayağına kurşun sıkan mahalle sakinlerinin iğrenç ilişkilerini mi?
Dostluğu mu, arkadaşlığı mı, mesleki dayanışmayı mı, şehir milliyetçiliğini mi ya da Antalyaspor sevgisini mi?
Sahi hangisini?
Onun için de bizim mahalledeki birçok arkadaş gönül kapılarını kapatıp, kepenkleri indirip sessiz sedasız ve bir daha dönmemecesine terk ediyorlar mahalleyi.
Mesleğe sonradan bodoslama dalanlar, güzel 'hasletlerin' yerine 'hasetlik' tohumlarını ekiyorlar.
Öyle kirliler ki, onun için yanlarından geçenler, sofralarına oturanlar, çeşmelerinden su içinler, selam verenler bile kirleniyor. İçinde olanlar kirlenmez mi?
Sevgili Recep Çınar Başkanım ile sohbet ederken, güzel bir laf etti, çok hoşuma gitti. "Pire büyüdü bit oldu, enik büyüdü it oldu" dedi.
Ben çok tuttum bu lafını. "Haddini bilmeyen kirli insanlarla doldu bizim mahalle" demeye getirdi lafı Recep Başkan .
Anlayacağınız, haddini bilmeyenlerle doldu, kirlendi bizim mahalle.
Hiçbir zaman, elmalarla armutların, dahası at izi ile it izinin birbirine karıştığı böyle bir dönem olmamıştı.
Evet sevgili Recep Başkan, hakikaten senin de söylediğin gibi bizim mahalle öylesine kirlendi ki, söylemediğini söylemiş gibi yazanlar, üç günlük muhabirlikleriyle gazetecilik dersi verenlerle doldu.
Bundan sonra ne mi olur?
Fal açmaya, veya falcı Fatoş'a gitmeye gerek yok.
Allah'ın yürek verdiği komşular mahalleyi terk ettikçe, bu mahalle daha da kirlenecek ve yaşanmaz bir hale gelecek.
Keşke gitmeselerdi mahalleden, keşke dayanabilselerdi, itiraz edebilselerdi diyeceğimiz günler gelecek ama vakit çok geç olacak.
Böyle bir ortamda spor yazmaya fırsat kalmıyor işte.
Çünkü bunlarla uğraşmaktan bu hafta spora vakit kalmadı.