Onların gözünden Kaleiçi

Kaleiçi hakkında bir yazı dizisi hazırlamak isteseniz, asla planladığınız ölçüde bitiremezsiniz. Geçmişi, günümüzdeki hali, mimarisi, Yat Limanı, müzesi, kilisesi gibi birçok değinilmesi gereken özelliği var. Kaleiçi hakkında yazıların olduğu bu sayfanın diğer yüzlerce örneğinden farklı olması için, burada yaşayan yabancıların kapısını çalmaya karar verdik.

PANSİYONCULUK
Antalya'nın ilk yerleşim yeri 4 mahalleden oluşuyor. Nüfusunun yaklaşık olarak bin 250 olduğu Kaleiçi'nin 90'a yakınını yabancı pasaportlu Antalyalılar oluşturuyor. Çoğunluğu, satın alıp, restore ettikleri konaklarını yazlık olarak kullanıyor. Kaleiçi'nde evi olan ya da kiralamış olan yabancıların yarısı her gününü burada yaşıyor. Bunların da çoğunluğu pansiyon işletiyor. Bir tanesi emlakçı, bir tanesi dalış öğretmeni, birkaç tane de restoran, kafeterya işleten var.
ÇÖP ATANI İHBAR
İkamet ettikleri yerleri, Kaleiçi motifine uygun olarak restore edilmişliğinden ya da bakımlılığından tahmin edebiliyorsunuz. Birisi sokağa çöp atsa, hemen muhtarlarına gidip şikayet edecek kadar Kaleiçi'ni sahipleniyorlar. Ortak şikayetleri sabaha kadar eğlence mekanlarında yüksek volümlü müzik yayını yapılması ve buralara gelen sarhoşların çıkardığı gürültü yüzünden rahat uyuyamamaları.
TÜRKÇELERİ MÜKEMMELE YAKIN
Mahalleliler de muhtarlar da yabancılarımızı seviyor. Yerleşik halkın kanıksayıp sıradan bir yaşam yeri olarak gördükleri Kaleiçi'nin tarihi dokusuna korumaya yeminli gibi duran bu yabancılar, Türkçeyi ana dili gibi konuşur hale gelmişler. İster istemez yan yana yaşadıkları Antalyalılar sayesinde Türk kültüründen etkilenen İranlısı, Almanı, Danimarkalısı, Hollandalısı, Amerikalısı ya da Norveçlisi, burayı gözü gibi sevip koruyor.