Mustafa Noyan: Neden istifa ettiler..!

Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu'nun ortada fol da yumurta da yokken istifa etmesi, ardından birkaç saat sonra da Şifo'nun ayrılmasının yankıları sürüyor.
Hasan Akıncıoğlu'nun görev yaptığı süre içinde rahatsızlıkları vardı. Bunun başında da Antalya'nın kaymağını yiyen işadamlarının bu kulübe olan kayıtsızlığı geliyordu.
Mehmet Özdilek ile yakalanan uyum takımın birkaç yıl içinde rayına girmesine ve geride bıraktığımız sezonu 7. sırada bitirmesinde önemli etken olmuştu.
Özdilek zaman zaman eleştirilse de çok iddialı konuşuyorum bu camia bir Şifo daha asla bulamaz.
Gün geldi kan kustu kızılcık şerbeti içtim dedi. Futbolcuların alacakları ödenmeden kendisinin asla para almayacağını söyledi ve bunu da uyguladı.
Beş yıllık süre içinde kulübün borçlarından kurtulması için uygulanan sıkı para politikasına destek verdi ve kendisine sunulan kısıtlı bütçe ile genelde bonservisi elinde olan oyuncularla tek yıllık anlaşmalar yaptı.
Kıyıda köşede kalan gözden ırak futbolcuları tespit edip onları hem Antalyaspor'a hem de Türk futboluna kazandırdı.
Ömer Şişmanoğlu, Murat Duruer, Diarra, İsmail Aissati, Emrah Başsan bunlardan bazıları oldu.
Eğer görevde kalsaydı Sedat Karabük ile birlikte çok daha önemli katkılar yapacağından şüphem yok.
Şimdi gelelim asıl istifanın neden kaynaklandığına… Kimse topu taca atmak için "Yok öyle şey" demesin. Herkes gibi benim de istihbarat kaynaklarım var.
Akıncıoğlu'nun istifasından bir gün önce Mehmet Özdilek başkana "Her yıl 10-12 milyon lira bütçe açığımız oluyor. Beşinci yılım oldu. Her yıl 10-12 milyon açığımız var. Camia da beklentiler arttı. Bu sezon daha iyi bir kadro oluşturabilmek için en az 10-12 milyon kaynak yaratmanız lazım." der.
Akıncıoğlu ise bu parayı sağlayamayacağını söyleyince Özdilek istifa etmesinin daha doğru olacağını söyler.
Başkan Akıncıoğlu ise beklemesini, önce kendisinin istifa etmesini hemen ardından da Özdilek'in istifa etmesini ister ve senaryo hemen uygulanır.
Benim yazılarımı takip edenler hatırlar.
Bu köşede Akıncıoğlu başkan olduğu sürece Şifo'nun da takımın başında kalacağını hep iddia ettim.
Başkan bu senaryoyu uygularken acaba Şifo'yu mu düşündü? Yoksa bunu fırsat bilerek kendisini kurtarma yolunu mu seçti?
Bu tartışılır...
Önemli olan bundan sonrasıdır.
Akıncıoğlu'nu geri dönmesi için ikna çabaları sürüyor.
Ben bütün ısrarlara rağmen Akıncıoğlu'nun döneceğini sanmıyorum.
Dönerse de büyük prestij kaybı yaşar.
Kongreye 15 gün kala bütün transfer çalışmalarını sekteye uğratarak "Ben yokum" demek, bütün plan ve projelerin bir anda çöpe atılması demektir.
Akıncıoğlu aylar öncesinden her şeyi biliyordu. Özdilek'ten böyle bir talebin de geleceğini bilmesi, ya da en azından tahmin etmesi gerekirdi.
Bir kulüp başkanı teknik direktöre değil, teknik direktör başkana endekslidir.
Akıncıoğlu mücadele etme yerine kolay yolu seçmiş ve gemiyi yarı yolda terk etmiştir.
Kulübün başına dönse bile yarın en küçük bir başarısızlıkta ilk hedef tahtası kendi olacak tribünlerin tepkisi ona yönelecektir.
Bunu tahmin eden Akıncıoğlu'nun döneceğini sanmıyorum. Tanıdığım Hasan Akıncıoğlu prensiplerinden ve kararlarından asla ödün vermeyecektir.
Bunlar benim görüşlerim.
Artık önemli olan bu kentin ve camianın bir an önce harekete geçerek on gün içinde bu kulübü sahiplenmesi ve yeni bir yönetim oluşturmasıdır.
Antalya kenti bu potansiyele sahiptir.
Önemli olan dinamikleri harekete geçirmektir.
Bunun da zor olacağını sanmıyorum…