Noyan Mustafa: Suç kimin, günah kimin?

Antalyaspor sezonun ilk karşılaşmasında Kayseri Erciyes ile berabere kalarak iki puan kaybettiyse bunun altında başka bir şey aramak ve işin kefaretini ne Samet Aybaba'ya, ne de Gültekin Gencer yönetimine yüklememek gerekir.
Eğer Hasan Akıncıoğlu Mayıs ayının sonuna doğru lig biterken yeni sezonda ayrılacağını açıklamış olsaydı yönetim kurulu da zamanında oluşacak, Gencer yönetimi de transferlerde bu kadar gecikmemiş olacaktı.
Samet Aybaba göreve başladıktan sonra haklı olarak kamp dönemini elindeki kadro ile geçirmek zorunda kaldı.
Nitekim Kaysersi Erciyes karşısına da Serkan Balcı dışında Şifo'nun bıraktığı kadro ile çıkmak zorunda kaldı.
Antalyaspor'un tek forvetli sistemle Erciyes'ten üç puan alması bana göre zaten mümkün değildi.
Şifo döneminde 4-3-3 oynayan bu takımın tek forvetle bir şey yapması beklenemezdi nitekim de öyle oldu.
Sanki deplasmanda oynar gibi rakip defansın arkasına attığı toplarla önce Diarra'yı sonra da Baroş'u buluşturmaya çalışması bu maçın sonucunu önceden tahmin etmeyi zorlaştırmadı.
Bu maç geride kaldı. Aybaba'nın yeni transferleri başta Baroş olmak üzere Ferdinand, Vederson ve Natxo İnsa da kadroya yerleştiği zaman Antalyaspor bundan sonra daha iyi işler yapacaktır.
Hafta sonunda Galatasaray'a yenilen Gaziantep ile deplasmanda oynanacak maçla başlayacak 5 haftalık süreç son derece önemli… Galatasaray'a karşı iyi bir oyun çıkaran Gaziantep lige iyi hazırlanmış göründü. Bu karşılaşmadan alınacak bir galibiyet hem bundan sonraki Bursa, Galatasaray, Eskişehir ve Beşiktaş maçları için de önemli moral kaynağı olacak hem de Erciyes'e karşı kaybedilen iki puanın bir yerde telafi edilmesini sağlayacaktır.
Maçlar kazanılır ya da kaybedilir… Bunlar önemli değil.
Bir takım için en önemli kazanç taraftar ve seyirci olmalıdır.
Yıllardır ülkenin en az seyirciye oynayan takımı olan Antalyaspor ne yazık ki bu özelliğini bu yıl da koruyacak gibi görünüyor. Erciyes maçının rakamlarına bakıldığı zaman komikliği zaten görürsünüz. Onca Erciyes seyircisi ile birlikte kombineler hariç satılan bilet sayısı 682 ve hasılat da 24 bin 30 lira… Paraya bakın… Transferlerde milyonların döndüğü piyasada bu para.
Bozdur bozdur harca… İlçeleriyle birlikte iki milyon nüfusu olan bu kentin en büyük ayıbı bence bu… Bu kentte yaşayanlar Antalyalı olmayabilir. Bende dahil çoğu başka kentlerden gelip yerleşmiş de olabilir.
Ancak ben gururla "Antalyalıyım." diyorum.
Diyemeyenler ise en azından Antalya'da yaşadığını zaten söylüyor.
Durum böyle olunca da bu takıma sahip çıkmak zorunda… İskenderun Körfezi'nden İstanbul'a kadar Akdeniz ve Ege'nin tek Süper Lig takımına sahip çıkmak herkesin görevidir. Öyle değilse hiç kimse futbolun ne olduğunu ve keyfini bilmiyor demektir… Bu yazının başlığını yazının sonunda açayım… Belki Antalyaspor'un Erciyes karşısında kaybettiği iki puanın yukarıda yazdığım gibi suçlusu vardır. Ama tribünlerde bu takımı yalnız bırakanların da günahı olduğunu unutmamak gerekir…