Giriş Tarihi: 17.9.2013

Nizamettin ŞEN: Tri Lay Lay Li!

Türkiye'deki turizm hareketi içinde, Turizm Bakanlığı hep dominant olmuştur. 1957'de 4951 sayılı kanunla Basın Yayın ve Turizm Vekalet'nin kurulmasıyla ilk bürokratik oluşumu başlayan ve 1963'te Turizm ve Tanıtma Bakanlığı ile ilk bağımsız yapısından sonra 29 Nisan 2003'te Kültür Bakanlığı ile birleşerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na dönüştü.
Bakanlığın yıllarca eleştirilen yapısı "değerinin anlaşılmaması" ve "protokol bakanlığı" sıfatından kurtulamamasıdır.
Dünya turizm potansiyeli içinde ön sıralarda yer alan bir ülkenin, Turizm Bakanlığı'nın devlet yapısında hak ettiği değeri görmemesinin acısını, bir turizmci olarak hep hissettim.
1984'te Rahmetli Turgut Özal kabinesin Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'ydu Intercontinantal Otel'deki bir turizm toplantısında kendisini dinledim.
Turizmi bilmiyordu ve yapılan olumlu turizm hamlelerine karşın, bir turizm bakanının, bana imajını vermiyordu.
Sayın Bahattin Yücel haricinde turizm bakanlarının hiçbiri, turizmcilerden olmadı. Yani turizmciler hep "ellere uzaktan bak bana yakın gel" şarkısını söylediler ama nafile pek duyan olmadı dersem doğru olmaz. Özellikle kendine olan özgüveni ve şişkin egosu ile de olsa Sayın Erkan Mumcu dönemleri, sektörle bakanlık arasındaki diyaloğun doruk yaptığı dönemlerdi. Bu dönemlerdeki Bakanlık bürokratlarının da o paralellikte çalışmaları, etkin olmuştur. Bu başarılı dönem, kültür ile turizmin tam harmanlandığı Sayın Ertuğrul Günay döneminde tekrarlanmıştır.
Bakanlık bürokratları derken, gerçekten önümden film şeritleri gibi onlarca değerli kişi geçiyor. Pek cesaret edemiyorum isimlerini yazmaya, mutlaka aralarında isimlerini unuttuklarım çıkacaktır. Benim için en renkli sima, müsteşarlık makamına kadar ulaşan Fermani Uygun'dur. Gömleği, kravatları ve Almancası ile bakanlıkta eski dönemde Erol Özüdoğru ile ikisi fenomendiler.
Üçüncü isim de Haluk Akar olabilir. Yakışıklılıkta yarışanlar da Levent Demirel, Raci Karaca, Tolga Tüylüoğlu.
Eski kuşağın klasikleri Hüsnü Gümüş, İbrahim Yazar, Hidayet Bahçeci'yi sayabilirim. Sonra çok başarılı olan hanımefendileri anmadan geçmemeliyim. Serpil Varol, Feyza Sürücü, Esencan Terzibaşoğlu, onlar bakanlık içinden daha çok dünya turizmcileri tarafından daha çok tanınmış, Türkiye'nin modern yüzleridir.
Müsteşarlar içinde iki şahsiyet gerçekten, incelikleri, mütevazılıkları ve çalışkanlıklarıyla beni etkilemiştir. Nedim Öztürk ve halen görevini sürdüren Özgür Özaslan.
Bu isimleri anarken Prof. Nazmi Kozak Hoca'nın, Anadolu Üniversitesi ve Ekin Yazım'la birlikte hazırladığı, Turizm Tarihi bölümünde belki dikkate alınır diye düşündüm.
24 Ocak 2013 tarihinde göreve atanan, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik'in Antalya ziyaretinde kent dışında olduğumdan katılamadım ve kendisini tanımak ancak basından mümkün olabiliyor ama en sık olarak da twitter kullanıyor.
Kendisini @omerrcelik hesabından takip ettiğim, Sayın Bakan'ın twitleri dış siyaset ve kültür ağırlıklı. Turizme yönelik olanlar yok denecek kadar az. En çarpıcı turizmle ilgili twitti, "Türkiye'nin dünyada yükselen profili, siyasi analizlerin ötesinde 'matematik' olarak da görülüyor.
Turizm verileri net ispatı bunun"
Turizm sektörü onun yazacağı turizmle ilgili twitleri de, sözleri de pusuda bekler gibi bekliyor. Çünkü o, strateji konusunda uzman bir kişilik olarak biliniyor. Bu uzmanlığının bizim sektör için ne kadar ihtiyaç olduğunu ve yıllarca en büyük eksikliğimizin bir stratejik planlama olduğunu herkes biliyor. Mevcut olan ve yayınlandığı günden bu güne, ne revize edilen ne de tam olarak takip edilen 2023 Turizm Stratejisi rafa kalkmış olarak kabul ediliyor. Sayın Ömer Çelik'in sektörle iletişiminde, uzmanı olduğu bu konuda kendisine bir talep gitmiş midir, bilemiyorum.
Turizm sayısal olarak büyümeyi bu yıl yakaladı, sadece sayısal büyümenin analizini yaparken buna etken güçlerin bizim dışımızda gelişen olaylardan olduğunu unutmayalım. Sürdürülebilir büyümenin ancak bir strateji ile gerçekleşmesi gerekir. Yoksa eskiden yabancı şarkıların müzikleri üzerine yazılan Türkçe sözlerle yapılan "arajman" adı verilen şarkıları söylüyor oluruz.
Bunların içinde en fazla itici olan Ajda Pekkan'ın okuduğu "tri lay lay li, tri lay lay la, Nasılsın iyi misin" Danyel Gerard şarkısıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.