Pazartesi 30.09.2013

Işık YARGIN: İki çılgın Türk

Biz Türklerin 'çılgın' olduğunu hatırlatan "en çılgın Türk" Turgut Özakman sta, gerçek, sahici "en çılgın sanatçı" Tuncel Kurtiz erken sonbahar yaprakları gibi dallarından koptular. Geride bıraktıkları koca ağaçları her bahar yeşerecek ve dalları çoğalacak. Çılgın Türkler tarafından korunacak. Bu iddiamın kanıtını, belgelerini kendileri bıraktıklar. Yazdıklarıyla, söyledikleriyle…
"Sabah İstanbullular, Kızılay'ın çağrısına uyarak para yardımı yapmak üzere gazetelerde sıraya girdi. İleri gazetesinin dar idarehanesine sığmayanların büyük kısmı, dışarıda kalmıştı.
İçerde, daha afyonu patlamamış olan huysuz idare memuru, bir deftere, söylene söylene, bağış yapanın adını ve bağış miktarını yazıyordu. «Kahveci Ali 100 kuruş.» Hallaç Asım, 75 kuruş.» Eskici Yusuf, 50 kuruş.» ...
Sırada, küçük, cılız bir oğlan vardı.
Bir önceki bağışçının çocuğu sanan memur, öfkeyle, yürüyüp yol vermesi için işaret etti.
Ama çocuk yürümedi, büyük bir ciddiyetle, bütün servetini çıplak masanın üzerine bıraktı: «Hasan, 5 kuruş.»...
Suratsız idare memurunun birdenbire gözleri doldu. Ağladığını göstermemek için yüzünü, yüzünü kocaman mendilinin arkasına saklayarak burnunu sildi."
Şu Çılgın Türkler, s. 47
* * *
Onarım ve bakım, birçok eksiklik ve aksilikten dolayı uzun sürdüğü için uçakların Malıköy'e uçması bugüne kalmıştı. İleri teknik sorunlarla ilgilenecek bir uçak mühendisi yoktu. Havacılığı başlatan Harbiye Nazırlığı, bir tane olsun Türk uçak mühendisi yetiştirmeyi nedense hiç düşünmemişti.
Uçaklar pistte sıralanmışlardı. Son denetimleri yapılıyordu. Hepsi çift kanatlıydı.
Başta Erzurumlu tüccar Nafiz Kotan'ın orduya armağan ettiği iki Fiat keşif uçağı duruyordu: Nafız-1 ve Nafiz-2. Üçüncüsü, Fransızlara ait bir Breguet OCIV keşif uçağıydı.
Güney cephesinde düşürülerek ele geçirilmişti. Dördüncü uçak, birkaç uçağın gövdesi, kanadı, motoru birleştirilerek yapılmış o ünlü tek kişilik kurgu uçaktı. Kanatlarından yararlanılan avcı uçağının modeli ile anılıyordu: Albatros D-III. Bu uçağa İzmir adı konulmuştu.
Abdullah Usta, Yüzbaşı Fazıl'a, "Bak, bunların dördünün de çoktan hurdaya çıkması gerekirdi" dedi, "Uçaklardan sorumlu teknik adam olarak söylüyorum, bunlarla uçulmaz!" Yüzbaşı Fazıl güldü: "Bunu bir yıldır söylüyorsun. Ama bir yıldır vızır vızır uçuyoruz". "Nasıl uçtuğunuza şaşıyorum". "Bir itirafta bulunayım mı? Biz de şaşıyoruz»... Bakıştılar ve kahkahayı bastılar.
Zorunluluk ve çılgınlık, teknik gerekleri aşıp geçiyordu."
Şu Çılgın Türkler, s. 292"
Ve… Serkan Uçar "Tut Yüreğimden Ustam" dizelerinden alıntılayarak Tuncel Kurtiz'in sesinden dinleyerek… Beni herkes sevdaya asi sanır, Oysa aşk, beni nerde görse tanır, Hasret tanır, Zulüm tanır, Ölüm tanır, Yüzüm yüzümden utanır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.