Haluk ÜNCEL: Akaydın'ın kutusu!

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, şartlar ne olursa olsun 5 yıldır bir türlü Menderes Türel fobisini aşamıyor. Türel'in ağırlığını kaldıramıyor.
Ağırlıktan kastım da Akaydın'ın Türel'in bir önceki dönemde yaptığı hizmetlerin altında ezilmesinden kendisini kurtaramama halidir.
Göreve geldiği günden itibaren, geçmiş dönemi karalamak adına her yolu deneyen Akaydın, bu tutumu ile önündeki 5 yılı heba ettiği gibi, kent adına bir şeyler üretememenin sıkıntısını Türel ve onun üzerinden Hükümete yüklenerek gidermeye çalışmıştır.
Son yapılan meclis toplantısında da Akaydın bu tavrını sürdürmüş ve belediyenin borçlarını genele tevdi etmeye kalkışmıştır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük bir gururla, çeşitli vesileler ile dile getirdiği Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun sıfırlanmasını dahi, "Üç kuruşluk bir IMF borcu bitse ne olur bitmese ne olur" şeklinde yorumlamıştır.
Akaydın bu açıklamasını yaparken, ağababalarının daha düne kadar IMF'nin kapısında 1-2 milyar dolar sadaka için el pençe beklediği günleri unutmuş görünüyor.
Belki de bir hafıza sorunu vardır, bunu bilemeyiz. Antalya'ya hizmetsizlikle geçen bir 5 yılın hafızasında bir hasar bırakması da söz konusu olabilir.
Bunlar kendi sorunudur. Bizi pek alakadar etmez.
Akaydın, meclis toplantısında bununla da kalmamış; özelleştirme hamlelerine, kamu borçlarına da bulaşarak, sözü ayakkabı kutularına, cemaate kadar getirmiştir.
Ancak, şahsının cemaat ilişkilerini,
'Halkkart kutusunu' bir türlü izah edememiştir.
Kendisine 2002 yılındaki milli gelirin 8 bin dolar, bugün ise 11 bin dolar seviyelerinde olduğu, borç yükünün 2002'ye göre yüzden 82'den 37'lere düştüğü hatırlatılmış, Akaydın, buna da itibar etmemiştir.
Şimdi; ülkenin son 11 yılda nereden nereye geldiğini inkar eden bir Akaydın'ın Antalya'da yapılan ve yapılması gereken hizmet hamlelerini özümsemesi beklenebilir mi?
Tüm Antalyalıların bu konuda ellerini vicdanlarına koyarak bir tespitte bulunmasını rica ediyorum.
Meclis toplantısında göstermiştir ki, Akaydın lay lam belediyeciliği ile geçen 5 yılın hesabını yine, bildik yöntemleri ile savuşturmaya kalkışmış, yereli, ulusal meseleler ile harmanlamaya gayret etmiştir.
Kendi döneminde 6 kez meclisten 'işçi borcu' ödemek için kredi yetkisi alıp, bunu eğlence, bira festivali ve yandaş söyleşilere aktaran bir belediye başkanından daha ne beklenebilir ki?..