Pazartesi 24.02.2014

Antalya'da ilk televizyon yayını

Bugün neredeyse hepimizin evinde uydu cihazı aracılığı ile seyredebileceğimiz yüzlerce TV kanalı var. Hâlbuki 40 yıl önce bugünlerde, Antalya'da paket yayın yapacak olan TRT Antalya Televizyonu'nu büyük bir heyecanla bekliyorduk

Türkiye TRT Televizyonu'nun başlama tarihi 31 Ocak İ968'dir. Antalya'da ilk televizyon yayını ise 10 Mayıs 1974 günü yapıldı. Ankara'dan gönderilen paket programdı bunlar. Programın ardına bölge haberleri ekleniyor, haberlere daha çok fotoğraflar eşlik ediyordu. O tarihe kadar Antalyalılar, kurdukları yüksek antenlerle yaz aylarında bazı Arap ülkeleri ile güneydeki Kıbrıs Rum televizyonlarının yayınlarını izlemeye çalışırlardı.
PAKET YAYIN
'Paket Yayın' adı verilen bu yayın, Ankara Televizyonu'ndan Cezmi Togay ve meslekte çok yeni beş teknik elemanın yönetiminde başlatılmıştı. Bu yayınlarda ayrıca Antalya Radyosu spikerleri ve diğer elemanları da görev aldı. Haftada bir gün yapılan 'canlı yayınlarda' Antalyalılara, Antalya'ya gelen sanatçılara, okul korolarına, ünlü kişilere yer veriliyordu. Bu yayınlar o kadar beğeni topladı ki canlı yayın günü esnaf dükkânlarını erkenden kapatarak evine koşuyor, çarşılar boş kalıyordu. Haberleri sunması için Ankara Haber Merkezi'nden 15 gün aralıklarla spikerler gelirdi. Bunlar Zafer Cilasun, Aytaç Kardüz, Ülkü İmset, Melet Dener gibi ünlü spikerlerdi. Sevim Cambaz Antalya Paket TV yayını sırasında yetişip, Ankara'ya giden haber spikeri oldu. Haber sunuculuğu dışında kalan diğer sunumlarda, televizyona ilk kez çıkan ve spor programı sunan Antalya Radyosu spikeri Osman Özüvar, açılış-kapanış anonsları ve diğer ara anonslar için de yine radyo spikerlerinden Nurten Polat, Talat Kalyoncu, Leman Saraçoğlu görev alıyordu. Canlı yayınları çoğu zaman da spiker Gülay Öztürk yönetiyordu. Televizyon dekorlarını Radyo Müdürü Kenan Değer ile Antalya Resim Galerisi Müdürü Ressam Esen Emekcil beraber hazırlardı. Zaman zaman da Emlak Bankası'ndan emekli Ressam Cevdet Doğan dekor işini üstlenirdi. Ahmet Erdoğan Çavuşoğlu, Mehmet Hızal, Ali Kaya, Alaaddin Kınkıt, Fehmi Tura, Mehmet Dalgıç, hem kameraman, hem ışıkçı, hem sesçi, hem tele-sine görevlisi hem de grafiker idiler. 1977'de Sarıçınar Televizyon Verici İstasyonu devreye girip Antalya, Ankara merkez TRT yayınına bağlanınca paket programlara son verildi. Üç yıl süren yerel televizyon da böylece Antalya'da sona eriyordu.
DAM ANTENLERİ

1970'li yılların ortalarından itibaren Antalya'da evlerin damlarında, apartmanların çatılarında birtakım demir çubuklar yükselmeye başlamıştı. Sonra büyük bir hızla çoğaldılar ve evlerin, çatılarını, balkonlarını, bahçelerini doldurmaya başladılar. O zamanlar televizyon henüz çok yaygınlaşmadığı için, bir ev sahibinin en büyük gururu damında, çatısında bir antenin yükseliyor olmasıydı. Zamanla herkes televizyon almaya başladığında apartman tepelerinde en uygun yer aranır olmuştu. Arıca anten telaşı da vardı. Her nasılsa çoğu zaman ekran görüntüsü bozulur, evin beyi sık sık dama çıkıp, anten direğini sağa sola çevirmesi gerekirdi. Sonra da damla ev arasında şöyle bağrışmalar başlardı: "Oldu mu hanımmm, az daha çevir bey hala karıncalı gösteriyor." Camdan "Olmadıııı,az önceki tarafa,çevir! Yahu ne tarafa çeviriyon, yine bozuldu'' diye bağıran anneler veya çocuklar, pencerelerden bu manzarayı seyreden komşular. Yani bir alemdi o günler.
TV REGÜLATÖRLERİ

Eskiden regülâtörler (akım düzenleyici) her evde şimdiki DVD player'lerin durduğu yerde duran siyah kocaman kutulardı. Televizyonun ilk yıllarında regülatörsüz ev yoktu, olamazdı da. Yayını karlı izlemek istemiyorsanız mutlaka bir regülatörünüz olması gerekirdi. Klasik iki katlı TV sehpalarının alt rafında dururdu onlar. Üzerindeki açma tuşuna basınca düğmenin içindeki kırmızı ışık yanardı. Televizyonu açarsanız; onu da açmak zorundaydınız. Arada bir evin beyi kalkar regulatörün üzerini eller ve "Bayağı ısınmış biraz ara verelim" diyerek televizyonu kapatırdı. Çünkü o günlerde bunların çok ısınıp bomba gibi patladığına dair şehir efsaneleri anlatılırdı. Regülatörler televizyonun yanında ne güzel de dururdu. Hele annelerimizin büyük bir özenle ördükleri dantel örtüleri de üzerine örtülünce, bize bir başka güzel gözükürlerdi. Ne de olsa bunlar evlerimizin en narin ve en pahalı aletlerin güvencesiydi regülatörler.
UNUTAMADIĞIMIZ DİZİLER
Sinema, radyo, tiyatro derken 1970'li yılların sonlarından itibaren hepimizi bir de televizyon dizileri tiryakiliği sarmıştı. Hani tiryakilik bugün de sürüyor ya... Şimdi o günlerden bazı ünlü dizileri anımsamaya çalışalım. O yılları bilenler, televizyonda dizi tutkumuzun 'Kaçak'la başladığını da bilir. Haksız yere karısını öldürmekle suçlanan doktor ile gerçek katil arasındaki amansız takibi anlatan bir konusu vardı. Tüm Türk halkının dikkati 'Tek kollu adam'ın yakalanıp yakalanmayacağına odaklanmıştı. Daha o dizi yeni bitmişti ki bu kez Afrika'dan Amerika'ya köle olarak getirilen Kunta Kinte'nin 'Kökler' hikayesi ile karşılaşmıştık. Vatanından zorla kaçırılarak köle yapılan, işkence gören, Kunta Kinte'ye milletçe çok üzülmüştük. Hele 'Dallas' dizisi... Ne kadar üçkağıtçılık varsa bu diziden öğrenmiştik. Yıllarca akşamları petrol zengini Ewing ailesinin iki oğlu kötülük ilahı Ceyar ile yattık, iyi bir insan olan Bobby ile kalktık. Biz millet olarak kötülüğe çok karşı olduğumuz için hep beraber Bobby'nin yanında yer alırdık. Hele dizinin kadınları erkeklerimizin hayallerini süslerdi: Sue Ellen, Pamela, Lucy... Ya bir zamanlar Japonya'daki bir Amerikalının maceralarının anlatıldığı 'Shogun' dizisindeki 'Anjin San'. İlk Japonca kelimeleri bu dizi sayesinde öğrendik: Toranaga, Hai, Wakari masuka. Ailecek seyredilen ve burnunu oynatınca her istediğini yapabilen Samantha'nın dizisi 'Tatlı Cadı' da bizi uzun süre ekrana bağlamıştı. Bu dizileri ardı arkasına diğer diziler izledi: Bonanza, Küçük Ev, Zengin ve Yoksul, Komiser Colombo, Beyaz Gölge, Flamingo Yolu, Hanedan, Baretta, Görevimiz Tehlike, Charlie'nin Melekleri, Aşk Gemisi. Çocuklar için de çizgi filmler de az değildi: Arı Maya, Heidi, Vikingler, Marko, Pinokyo, Ayı Yogi, Şeker Kız Candy, Jetgiller, Çakmaktaş ve diğerleri. Bu çizgi filmleri, büyükler de zevkle izlerdi. Ekranda gördüklerimiz yalnız bunlardan ibaret değildi. Aşk-ı Memnu, Kartallar Yüksek Uçar, Üç İstanbul, Yorgun Savaşçı, Ayaşlı ve Kiracıları, Mardin-Münih Hattı gibi Türk dizileri hatırımda kalanlar. Fakat bir şeyi itiraf etmeliyim ki o diziler, bugünkü vurdulu kırdılı mafya bozuntusu veya absürd aşk konulu dizilerden kat kat daha üstündü.
İLK YEREL TELEVİZYON
Bundan sonra 1990'lı yıllarda Antalya'da birkaç özel televizyon kurma girişimleri oldu. Bunlardan ilki 1992 yılında Sinema Sanatçısı Sümer Tilmaç'ın ağabeyi Ata Tilmaç'ın kurduğu "Antalya Televizyonu" idi. Ancak birkaç ay sonra yayınına son verdi. Daha sonra 15 Eylül 1993 tarihinde yayına giren Mehmet Kesim'e ait 07 Televizyonu kısa aralarla yayınını sürdürdü. 1996 yılında Eyilik ailesinin kurduğu Eyilik (ETV) yayına başladı. Aynı yıl içinde Oktay Öner'in kurduğu VİP TV yayınına başladı. Daha sonra Kadıahmetoğulları tarafından satın alınan VİP TV, bugün VTV adı ile Ahmet Oruçoğlu sahipliğinde yayınını sürdürmektedir. Antalya'da ilk Ulusal Televizyon denemesi olan 'ETV' yayınına son vermişse de bugün iki yerel televizyon VTV ile AKDENİZ TV (ART) uydu ve kablo TV üzerinden yayınlarını sürdürüyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.