Haluk ÜNCEL: O bayrak ve gerçekler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstiklal Marşı'nı okuduğu AK Parti'nin 3 dakikalık yeni reklam filmi "Millet Eğilmez, Türkiye Yenilmez" adıyla yayınlandı. Misafirlikteydim, üç aile oturmuş televizyon seyrederken, "Millet Eğilmez, Türkiye Yenilmez" sloganı ile film ekrana geldiğinde gözyaşlarının tutulamadığına şahit oldum. Türk Bayrağı'nın gönderden indirilme girişimine karşı, tüm halkın nasıl seferber olduğunu ve milletin bayrağına nasıl sahip çıktığını görünce inanın, çocuklar dahil nasıl bir duygu içinde olduğumuzu anlatamam.
Bir başka kanalda bir kere daha izleyince de kendim ikinci kez gözyaşlarına boğuldum.
Çünkü o filmdeki bayrağın hikayesini en iyi bilenlerden ve yaşayanlardan biriyim.
Sanıyorum 2007 yılının yazı idi… Antalya Büyükşehir Belediyesi " 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü" münasebetiyle günlük geziler düzenlemiş ve Antalya'dan 10 bine yakın vatandaşımızı uğrunda şehit olunan toprakları görmeleri için Çanakkale göndermişti. Başkan Menderes Türel'e bu gezi ile ilgili çok olumlu mesajlar gelmiş ve Türel de Antalya'da yaşayan tüm vatandaşların mümkünse hepsinin yıllara sarih olarak Çanakkale'ye gönderilmesi talimatını vermişti. Türel, tüm Antalya'nın oraları görmesini istiyordu.
Yine bir toplantıda Çanakkale bahsi açılanca Türel bu kez ilgili bürokratlarını çağırarak, "Gidin, araştırın ve eğer kentin mülki amirleri de onay veriyorsa, Türkiye'nin en büyük bayrağını Çanakkale Şehitleri Anıtı'nın uygun bir yerine dikin. Öyle bir bayrak olsun ki Çanakkale Boğazı'ndan seyreden tüm gemiler bu bayrağı görsün. Milletimizin bayrağımıza karşı olan hassasiyetini anlasınlar" diyerek Çanakkale'ye göndermişti.
Uzun bir çalışmanın sonunda müjde Türel'e 2008 yılında ulaştı. 337.5 metrekarelik, 200 kilo ağırlığındaki dev Türk Bayrağı 70 metre yüksekliğindeki göndere çekilecek hale gelmişti. … Ve 2008 yılının Mart ayında Türel, binlerce Antalyalı ile Çanakkale'ye geldi.
Çanakkale protokolü ile birlikte Atatürk Anıtı'na çelenk koydu, saygı duruşunda bulundu.
Türel burada bir konuşma yaptı ve özetle, "Bugün beraberimizde, uğruna ne güneşlerin battığı hilali getirdik.
Burada vatan toprağı için, her şeyden kutsal saydıkları bayrağımız için hiç düşünmeden canlarını seve seve feda edenlere minnettarlığımızı, dost, düşman herkesin göreceği dev bayrağımızla ifade etmek istedik.
İstedik ki uğruna sadece Çanakkale'de 253 bin güneşimizin battığı al bayrağımız, bütün haşmetiyle en yüksekte dalgalansın. Bu bayrak dalgalandıkça hep birlikte, omuz omuza, en imkansız görünen zorlukları nasıl aştığımız hatırlansın. Bundan böyle Antalya daha kalabalık topluluklarla burada olacak.
Çünkü biz her insanımızın burada yazılan tarihi, burada yazılan kahramanlık destanını iyi anlamasını istiyoruz.
Tarihi iyi anlamayan, bilmeyen ışıksız kalır" diye sözlerini tamamladı.
O gün, Çanakkale'de Türel ile birlikte binlerce Antalyalının nasıl bir hissiyat içinde olduğunu anlatmak çok zor. Ancak yaşamak gerekirdi. Ve bizler o anı yaşadık.
Sonra ne mi oldu Değerli Antalyalılar; 2009 yılında CHP'li Mustafa Akaydın Belediye Başkanı seçilince ilk yaptığı işlerden biri, bugün gururla izlediğimiz o dev Türk Bayrağı'nı oraya astıranlar için soruşturma açtı. Mahkemeye gitmelerini sağlamaya çalıştı. Başta Türel olmak üzere o dönemin bürokratlarını yargılatmaya kalktı. Tabi ki sonunda adalet yerini buldu. Kimseye bir şey olmadı.
Onlar, bu onuru ölene dek omuzlarında taşıyacaklar. Ya Akaydın; bu ayıbı ömür boyu üzerinden silebilecek mi? Çünkü O bayrağın gönderinin bir yerinde "Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır" diye yazar. İkisi de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Türel, bayrağı astırandır, Akaydın ise astıranları yargılatan. Tarihe böyle geçmiştir.
Değerli Antalyalar; işte bu Akaydın ki hangi yüzle bilemiyorum ama, bir kez daha sizlerden belediye başkanlığı için oy isteyecek.
Elinizi vicdanınıza koyun ve lütfen o bayrağı bir kez daha gözünüzün önüne getirin ve kararınızı verin.