Akciğer kanserini Antalya'da yendi

Nurlan Akmatov, memleketi Kırgızistan'da yüksek ateş şikayetiyle gittiği hastanede sol akciğerinin sönmüş olduğunu ve bunun akciğer kanserinden kaynaklandığını öğrendi. 46 yaşında tüm hayatı boyunca spor yapmış ve sağlıklı yaşamış, kendini iyi hisseden biri olarak bu haberle sarsılan Akmatov tanısı koyulur koyulmaz hiç tereddüt etmeden Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan'dan randevu alarak Antalya'ya geldi.
KENDİSİNE GÜVENDİM
Kırgızistan'da 3. evre küçük hücreli akciğer kanseri teşhisi koyulan ve kendisine bu kanser türünün agresif olması nedeniyle vakit kaybetmeden kemoterapi tedavisine başlaması gerektiği söylenen Akmatov yine de Kırgızistan'da tedavi olmak istemedi. Tanısını öğrendikten 3 gün sonra Prof. Dr. Özdoğan tarafından Antalya'da muayene edilen Akmatov; "Mustafa Bey'e bu ilk görüşmede güvendim. Antalya'da tedaviye devam etmeye karar verdim. Tedavime iyileşeceğime inanarak başladım" dedi.Prof. Dr. Özdoğan, Memorial Sağlık Grubu Antalya Onkoloji Merkezi'ndeki tedavisi sürecinde Nurlan Akmatov için koyulan 'küçük hücreli kanser' tanısının yanlış olduğunun anlaşıldığını söyledi ve "Küçük hücreli kanser değil nöroendokrin tümör olarak tanıyı koymamız tedavi sürecini değiştirdi. Hastamıza, ameliyatla kanserden tamamıyla kurtulabileceği müjdesini verebildik" dedi.
SEFERBER OLDULAR
Göğüs Cerrahı Op. Dr. Necdet Öz tarafından ameliyat edilen Akmatov, ameliyat sonrası hızlı bir iyileşme gösterdiğini; 3. gün ayağa kalkabildiğini ifade etti. Tedavi olma sürecinin sonunda Prof. Dr. Özdoğan tarafından artık tamamıyla iyileştiğini, kanserin vücudundan çıkartıldığını duyduğunda ise yaşadığı mutluluğun tarifinin olmadığını anlattı. Antalya'ya gelip hastaneye adım attığından itibaren iyileşmesi için herkesin seferber olduğunu hissettiğini söyleyen Akmatov; "Burada bir hastanın iyileşebilmesi için herşey bir araya getirilmiş" dedi.
İLERİDE ANTALYA'YA TAŞINACAK
Akmatov hastalık sonrası hayatında yaşadığı değişiklikleri ve gelecekle ilgili planlarını şu sözlerle ifade etti: "Ateist bir ortamda yetişmiş biriydim. Hastalığı atlattıktan sonra inançlı biri oldum. Namaz kılmaya başladım. Şimdi Allah'ın izni ve doktorlarım sayesinde uzun yıllar yaşayacağımı düşünüyorum. 12 yaşında bir kızım var. Onu büyütmek istiyorum. Oğlum yeni evlendi, torunum olacak. Eşimle birlikte babaanne ve dede olmanın heyecanı içindeyiz. Yaşamak için birçok sebebim olduğunu fark ettim. Antalya'nın ise Tanrı'nın insanlara bir lütfu, bir cennet olduğunu düşünüyorum. İklimini ve insanlarını çok sevdim. İleride buraya taşınacağım."