Murat ÖZGEN: Maça şemsiyesiz gelmeyin

Antalyaspor gibi bizler de yavaş yavaş ısınıyoruz PTT 1. Lig'e. Doğrusu şu ki, sahadaki Antalyaspor, camiada bu lige en hızlı ısınan taraf.
Kişisel olarak karakterine bilip kefil olabileceğimiz Engin Korukır'a tek adam olarak teknik direktörlük konusunda da yüksek puanlar veriyoruz ligin başından bu yana.
Sahaya sürdüğü kadro, oyun içindeki taktik değişiklikler, yaptığı oyuncu değişimleri, oyuna müdahaleleri ve kenardaki heyecanına 10 üzerinden 8.2 puanı nereden kırdın derseniz, lig uzun maraton. Açık kapı bırakalım.
Korukır yine doğru bir kadro sürdü sahaya. Kafamızdaki tek soru işareti, hafta içinde kupa kadrosunu gördükten sonra, yedek kulübesinin yetersiz, as takımın alternatifsiz olduğu düşüncesi.
Özellikle Fornezzi, Adem, Lokman, Janda, Zeki, Gökhan, Emrah ve Diarra bu takımın vazgeçilmezleri.
Her hafta eleştiriyoruz ama Emrah Başsan'ı bu maçta daha gayretli, sorumluluk alan, takımına katkı koyan, ileriye taşıyan bir görüntüde izledik. Özellikle ilk yarıda. Emrah yeteneğindeki bir oyuncu için yeter mi, yetmez. Ama üzerine koyarak giderse Fatih Terim onu çağırır. Bizim Emrah'ı eleştirmemizin altında onun yeteneklerine olan inancımız var. Penaltıdaki ve gol vuruşundaki ustalık yeteneğinden. Böyle devam.
Antalyaspor'un ikinci golü derslik. Hızlı hücumda Gökhan, Diarra ve Emrah, bir Bermuda Şeytan Üçgeni gibi rakibi karanlığın içine çekiverdi.
Antalyaspor'un skorda üstünlüğü yakalaması oyun taktiği gereği önemli. Bunu başarınca farkı artırmak kolaylaşıyor.
Hele rakip 10 kişi kalınca.
Gökhan Karadeniz rakibi nakavt eden vuruşuyla maçı adeta 10 dakika önce bitirdi. Antalyaspor taraftarına keyif vermeye devam ediyor. Gösteriyor ki; kadronun pahalı yıldızlar ve deneyimli eski futbolculardan oluşması şampiyonluk için yetmiyor. Takım olmak, inanmak her şeyden önemli. Bir atasözü diyor ki; İnanmak, yağmur duasına şemsiye ile gitmektir.
O halde ne yapıyoruz?
Her maça şemsiye ile geliyoruz.
Kazanmak için kadronun pahalı yıldızlardan oluşması gerekmiyor.