Aziz SERÇE: Bir çorba içelim denince...

Yemek tercihimizi bazen geçmişimiz, belki anneye duyulan özlemimiz, ruh halimiz, yemeğin nerede ve ne yenileceği, ne zaman ve hangi amaçla yenildiğinin belirlediğini daha önce vurgulamıştık.
Ancak bazı yemekler var ki çoğu durumda birden fazla sebepten dolayı beslenme kaynağımız olmaktadır.
Bazen zamansızlıktan dolayı Türk usulü fast food, bazen hastalıktan dolayı şifa kaynağı, bazen gecenin bir vakti eğlence sonrası ya da sabahın erken saati kahvaltı, bazen geçmişimizden taşıdığımız anne özlemimiz… Hastalıkta, sağlıkta, eğlencede, diyette… Bu yemek hepimizin aşina olduğu, çoğu evde ya da sofrada hep yerini almış çorbadır. Bazen yapılış şekli, içeriği, bazen tüketim amacı ile yaşamımızdaki yerini almış ve almaya devam edecektir. Tarhana çorbası, kemik suyundan yapılmış mercimek çorbası, işkembe çorbası ve sebze çorbaları vs. vazgeçilmezlerimiz arasındadır.
Ancak günümüz yaşam koşulları gereği diğer besinlerde olduğu gibi çorbaya da her an ev koşullarında sahip olmak mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda 24 saat çorba servisi ile hizmet veren ve uzun yıllardan beri bu alanda Antalya'da yer etmiş seçeneklerden birisi de Mevlana Lokantası'dır.
Lokantasında menü bile bulundurmayacak kadar kendisine, yemeklerine ve müşterilerine, fiyat kalite oranının yüksekliğine güveniyor. Her ne kadar çorbacı gibi bir algı olsa da; zengin et yemeği çeşitleri (kuyu kebabı, tandır, döner, kapama, hünkar beğendi vs.), sebze yemekleri (bamya, kereviz, taze fasulye) gibi ilave seçenekler sunuyor. Servisin hızlı olması, seçeneklerin çok olması, kaliteli ürünler kullanılması ve hijyene önem verilmesi seçimlerimizi etkileyen kriterler arasında sayılabilir. Lokanta konusunda, zamanını bulup dinleyebildiğinizde, sahibi Hüseyin Küçükcoşkun'un özellikle mutfak açısından bazı konularda, bakış açısının Amerikalı ünlü şeflerinkine benzer olduğunu görebilirsiniz.
Endüstriyel ürünlerden uzak durmaya gayret etmesi, doğal ürün kullanmaya çalışması, kullanılan malzemelerin yetiştirilen yerin coğrafik özelliklerinden dolayı ön plana çıkan yerlerden temin edilmesi (kuzular Balıkesir, kuru fasulye Elmalı vs.) eriştenin el yapımı vs. tedarik zincirine önem veriyor olması ve salondaki hizmetin Ahmet Şef tarafından başarı ile yönetiliyor olması, artıları arasında sayılabilir.
Çağımız değişim çağı; bu çağda olumlu değişimlerden birisi de özellikle dışarıda yemek yiyen insanların, eğitim, kültür, beslenme vs açısından beklentilerinin çok değiştiğidir.
Daha eğitimli, bilinçli, yemeği sadece karın doyurmak için yemeyen, yemeğin içindeki malzemeyi, nasıl piştiğini, kalorisini fiyatının ne olduğunu merak eden ve buna önem veren yemek tüketicisi söz konusudur. Bu açıdan bakıldığında menülerin sadece fiyat cetveli olmasından çıkıp, kullanılan malzemelere ait bilgiler, pişirilme yöntemleri, kalorisi vs. gibi bilgilere de yer verilmesi yemek hizmeti veren kurumları olumlu yönde etkileyecektir.
Yemekle bütün buluşmalarınızın ağız tadıyla geçmesi dileği ile…