Antalya’yı Kral II. Attalos kurdu

Bergama Kralı II. Attalos savunmaya daha elverişli gördüğü, dik falezler arasındaki alanda İ.Ö. 158 yılında Attaleia (Antalya) kentini kurdu. Böylece krallığının sınırlarını da Akdeniz'e kadar uzatmış oldu
Bu nedenle kendisine "Philadelphos" (kardeşsever) lakabı takılmıştı. Binbir türlü entrika ile kardeşine karşı isyan ettirilemeyen II. Attalos'a bu nedenle Roma'da, 'kendisine saygı ve sevgi gösterilen kişi' anlamına gelen 'Persona Grata' unvanı verilmiş, bu deyim sonraları antik dünyada kardeşler arası sevgi ve saygıya örnek olarak yerleşmişti.
İşte biz, 2 bin yıl sonra bu 'kardeşsever' sözünü 'sapık kral' yapıp çıktık. Çok da ayıp ettik. Kral II. Attalos, M.Ö. 159 yılında kardeşi II. Eumenes'in ölümü üzerine tahta geçmiş, 20 yıllık saltanatı süresince kardeşi gibi Roma'nın savaşlarda sadık müttefiki olarak kalmış ve böylece kardeşinin politikasını sürdürmüştür. Kardeşi Eumenes II'nin dul eşi Stratonike ile evlenmekle de onun kardeşi Kappadokia Kralı V. Ariarahes'le olan birlikteliğini sağlamlaştırmıştır. Kardeşinin dul eşiyle evlenmek, bugün de çeşitli nedenlerle Anadolu'da zaman zaman başvurulan bir gelenektir. Attalos'un kardeşi II. Eumenes gibi Roma ile sıkı fıkı olması, Roma çıkarlarını ilgilendirmeyen bölgelerde askeri üsler edinmesini engelleyemedi. Antiokhos, Anadolu topraklarının bölüşülmesi sırasında ağabeyi II. Eumenes Pamphylia'yı ele geçirmeye kalkışmış, böylece krallığını bugünkü Anadolu'nun güney sahiline kadar genişletmeyi amaçlamıştı. Fakat bu isteği Romalılarca engellenmişti. Ancak, Pamfilyalıların geleceği, Roma için hiçbir gerçek çıkar taşımıyordu. O nedenle, Kral II Attalos, önce güney sahillerine bir araştırma ekibi gönderip, sonra da gelen bilgilere göre bugünkü Antalya sahillerine bir sefer yaptığında, Roma tarafından hiçbir engelleme ile karşılaşmadı. Kral II. Attalos, Yenice Boğazı'ndaki Termesosluların da yardımı ile Pisidia'yı (bugünkü Antalya'nın kuzeyindeki dağlık bölge) işgal ederek sahile indi. O zamanlar Konyaaltı sahilinde liman girişi alüvyonlarla dolan ve yavaş yavaş terkedilmekte olan Olbia kentini ele geçirmek yerine, onun yakınında savunmaya daha elverişli gördüğü, dik falezler arasındaki alanda İ.Ö. 158 yılında Attaleia (Antalya) kentini kurdu. Böylece krallığının sınırlarını da Akdeniz'e kadar uzatmış oldu. "Kral II. Attalos Antalya'ya hiç gelmemişti" diyenlere de ayrıca duyurulur.
ANTALYA'NIN KURULUŞ EFSANESİ
Bergama Kralı II. Attalos, M.Ö. 158 yılında, krallığının egemenlik sınırlarını genişletmek ve yeni liman şehirleri kurmak amacıyla akıncılarına: "Gidin, bana bu yeryüzü üzerinde öyle bir yer bulun ki bütün kralların, bütün hükümdarların gözü kalsın. Öyle bir yer bulun ki hiç kimse gözünü oradan ayıramasın. Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun" emri verip, göndermişti. Akıncılar, bu emirle işin zorluğunu, bir anlamda, olmazlığını bile bile yola koyulmuşlar, diyar diyar dolaşmışlar. Haftalarca, aylarca dolaşmışlar ama krallarının istediği gibi bir yere bir türlü rastlayamamışlar. Ta ki bir gün bugün Çubuk Beli diye anılan yolu aşıp da yeryüzü cennetinin kapıları, Toroslar'ın eteklerinde, çamların arasından Akdeniz'in büyülü bir akşamına açılıncaya dek! Tepeleri karla kaplı Beydağları, el değmemiş ormanlarının yeşilliği, batan güneşin tutuşturduğu gümüş kıyılar ve denizin o çividi mavisi karşısında, solukları kesilmiş Bergamalı akıncılar Toroslar'dan aşağıya indikçe, dünya cenneti bir ovanın rengarenk bereketiyle sarmalanmışlar. En sonunda bugünkü Antalya kentinin bulunduğu yere geldiklerinde karşılarına çıkan eşsiz doğal güzellik karşısında cenneti nihayet bulduklarını görmüşlerdi. Buradan dörtnala kalkıp Bergama'ya dönen akıncılar, kralın huzuruna varıp, "Emriniz üzere cenneti bulduk!" demişler. Kral Attalos, akıncılarının 'cennet' dedikleri yeri bir de kendi gözleriyle görmek istemişti. Akıncılar yine öne düşmüşler, Kral Attalos arkalarından ordularıyla onları izlemişti. Bugünkü Antalya'nın bulunduğu yere vardıklarında Kral Attalos da cennete geldiğini kabul etmiş ve burada derhal büyük bir kent kurulmasını emretmişti. Bu doğal güzellikler içinde Bergamalılar kısa zamanda görkemli bir kent kurdular ve bu kente, Kral Attalos'un adına izafeten 'Attaleia' ismini verdiler. Kent, Bergamalıların elinden çıktıktan sonra da bu isimle anıldı. Türkler gelip buraya yerleştikten sonra 'Attaleia'nın adını sırası ile Stelai, Satalya, Adalya ve Antalya olarak değiştirdiler.
EN SON HABERLER
- 1 Antalya Open’da şampiyon belli oldu
- 2 İlk yarının karnesi
- 3 Maçta gözler Amılton’da olacak
- 4 HEDEF 3’TE 3 YAPMAK
- 5 Avrupa’da yaşam tecrübesi fırsatı
- 6 Sulama birlikleri güç birliği yaptı
- 7 Batık gemi parça parça çıkartılıyor
- 8 Taşıt kiralamada ceza yeniliği
- 9 Çiftçi gözünü göğe çevirdi
- 10 Hedef 7.5 milyon turist