Pazartesi 20.04.2015

Dokuma alanı ile Kepez can bulacak

Ünlü tarihçi Heredot, Mısır ülkesi için, 'Nil Nehri'nin bir hediyesidir' tanımını yapar. Ben de benzer sözleri Dokuma alanı için söylüyorum: Kepez, Dokuma alanı ile can bulacak

3 Şubat 2015 günü Kepez Belediyesi Başkanı Hakan Tütüncü ve Antalya Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın başkanlığında, 12 yıldır atıl durumda bulunan Antalya Dokuma Fabrikasında bir toplantı yapıldı. Bugün de bu toplantılar sürüyor. Umarım Antalya ve Kepez için en doğru olan yapılır. Benim de katıldığım ilk toplantıda; "Eski Dokuma Fabrikası alanını Antalya'ya bir kültür sanat parkı, bir yaşam alanı, bir çevre dokusu olarak farklı bir değer olarak sunmak istediklerini vurgulayan Başkan Tütüncü, amaçlarının yıllarca spekülasyonlara konu olmuş Dokuma Fabrikası'nın geleceğiyle ilgili fikirleri toplamak, üzere bu çalışma grubu oluşturulduğunu ve Kepez Belediye Meclisi'nde 2 Ocak 2015'te aldıkları kararla ortaya çıkacak bu çözümü Antalyalılarla buluşturmak istediklerini söyledi. Birçok sivil toplum örgütü temsilcisinin yanında toplantıya katılan Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Hasan Subaşı, Kepez Belediyesi eski Başkanı Mehmet Atay, MHP eski İl Başkanı Nizamettin Sağır, Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Arkeolog Orhan Atvur, yerel kent tarihçisi Hüseyin Çimrin, Mimar Özcan Kırmızıoğlu, İnşaat Mühendisi İbrahim Ekinci ile eski belediye meclis üyesi İbrahim Ekinci fabrika alanını gezdikten sonra görüşlerini paylaştı. Konuşmacıların tümünün bir ortak görüşü vardı. O da imarda kent parkı olarak geçmiş 238 bin metrekarelik yeşil alanın Antalya'ya bir kültür sanat parkı, özellikle Kepez halkına bir yaşam alanı olarak projelendirilmesi yönündeydi. Dokuma alanını, fabrikaya son kilidin vurulduğu 1 Eylül 2005 günü Kepez eski Belediye Başkanı Erdal Öner rehberliğinde gezmiştik. O gün fabrikanın tüm makine aksamı pırıl pırıl çalışmaya hazır durumda, büroları, diğer yaşam binaları her şeyiyle yerli yerinde idi. Gördüklerimden etkilenerek, o günlerde "Kepez'in hüzünlü güzeli: Dokuma" başlığı altında SABAH Akdeniz'de birkaç da yazı yazmıştım. Eski Dokuma fabrika alanını bu gezişimde, adeta şoke oldum. Fabrika içindeki tüm o, on yıl önceki gıcır gıcır dokuma tezgâhlarından eser yoktu. Geçen zaman içinde hepsi hoyratça sökülüp hurdacılara satılmışlardı. Sınırsız bir üzüntüye kapıldım; ağlamaklı oldum. Hani burası Türkiye'nin en büyük Dokuma Müzesi olacaktı? Bütün bu konudaki hayallerim karardı. Son ziyaretimde fotoğrafını çekip, fotoğraf altına "Bir zamanlar binlerce Antalyalı ailenin ekmek kapısı olan Antalya Pamuklu Dokuma Fabrikası'nın işbaşını duyuran çanı artık susmuş. Fabrika binası, dokuma tezgâhları, insanı üzüntüsüne ortak eden, büyük sessizlik içinde; bu günlerde kendisine uygun görülecek kaderi bekliyor" yazmıştım. Bu ziyaretimde, işçilerin işbaşı ve paydos zamanını haber veren kocaman çan da yerinde yoktu. Hurdacılar, anlaşılan onu da söküp götürmüşlerdi. Üzüntüm daha da arttı.
BAYAR VE MENDERES
İlkokula gittiğim yıllardı. 5 Ocak 1956 günü biz öğrencileri apar topar Cumhuriyet Meydanı'na dizdiler. Büyük halk yığınları da o gün yolun iki tarafında düzgün bir şekilde yerlerini almışlardı. Buraya getiriliş nedenimizi sonradan anladık; Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes Antalya Pamuklu Dokuma Fabrikası'nın temelini atmak üzere kentimize geliyordu. Uzunca bir bekleyişten sonra, o günlerin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes, saat 13.00'te karayolu ile Antalya'ya ulaştı. Antalya Valisi Nurettin Aynuksa ve Antalya milletvekilleri tarafından daha Burdur'da karşılanan konuklara, Antalya-Burdur yolu boyunca geçtikleri yerleşim yerlerinde karşılama törenleri düzenlenmişti. Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan tüm okulların öğrencileri ve halkın alkışları arasında tören alanına giren Celal Bayar ve Adnan Menderes, biz öğrencileri selamlayıp protokol sıralarında yer alan askeri ve sivil erkanın ellerini sıktıktan sonra vilayet makamına çıkarak kent hakkında Vali Nurettin Aynuksa'dan bir brifing aldılar. Fabrikanın 80 milyonluk sermayesinin büyük bir bölümü (yüzde 82) Sümerbank'a, geri kalanı Antbirlik, Ziraat Bankası, Türkiye İş Bankası ve Türk Ticaret Bankası ile özel şirket ve kişilere aitti. Öğle yemeğini Antalya Valisi'nin konuğu olarak yiyen Bayar ve Menderes, öğleden sonra İplik ve Dokuma Fabrikası'nın temel atma törenine katıldılar. Temel atma törenine, Antalya'dan olduğu kadar tüm çevre köy ve ilçelerden çok sayıda kişi katıldı. Akşam ise Antalya Belediye Başkanı Hayret Şakrak tarafından Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes onuruna, o günlerde büyük bir lokanta olmadığı için, Antalya Halkevi Tiyatro Salonu'nda yemek verildi. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes, ertesi gün uçakla Antalya'dan ayrıldılar. Yıllarca Antalyalının hayalinde yaşattığı Dokuma Fabrikası böylece bir gerçek olma yoluna girmişti. Bütün halk çok mutlu idi. Böyle bir fabrikanın Antalya'da açılması, halk arasında artık Antalya'nın kötü talihinin iyiye doğru seyir takip etmeye başladığının bir müjdesi olarak telakki edildi. Ne de olsa Antalya ilk kez böyle büyük bir fabrikaya kavuşuyordu. Antalyalılar, bin 500 aileye iş olanağı doğacağı için de çok sevinçliydiler.

TEMELİ 1956'DA ATILDI

Bırakın çanı, bir zamanlar yaklaşık bin 500 kişiye ekmek kapısı olmuş; daha düne kadar kendine özgü senfonisi içinde iğlerini neşeli neşeli dans ettiren tezgâhlar da, bugün artık yerlerinde yoktu. Hâlbuki Pamuklu Dokuma Fabrikası'nın temelinin atıldığı 5 Ocak 1956 günü, Antalya ve Antalyalılar en önemli ve sevinçli günlerinden birini yaşamıştı.
AÇILIŞI MUHTEŞEM OLDU
Açılış törenini izleyen yıllarda sık sık bu fabrikanın adını duymaya başlamıştık. 1 Ekim 1961 günü Antalya Pamuklu Dokuma Fabrikası törenle üretime başladı. Verilen bilgilere göre; Antalya Dokuma Fabrikası'nda 21.600 iğlik iplik kısmı, 360 düz, armürlü ve kasalı dokuma tezgâhı, komple iplik boyama ve terbiye tesisleri mevcuttu. Fabrikanın, bin 650 ton pamuk kullanarak bin 350 ton iplik çıkarmakta ve bunun 160 tonu satılıp, gerisi bez imalâtında kullanılmakta ve yıllık dokunan bez kapasitesi 6,5 milyon metre olduğu söyleniyordu. İnce pamuklu beze olan ihtiyacı karşılamak üzere kurulan fabrikada, poplin ekose, poplin pijamalık, mendil ve pantolonluk gibi pamuklu dokumalar üretilmekte idi. Bunlardan başka fabrikada 8'den 60 İngiliz numarasına kadar iplik imalatı da yapılıyor; ayrıca imal edilen ürünlere sanforize yapılarak çekmezlik özelliği de verilmekteydi. Bunlardan başka fabrikada 8'den 60 İngiliz numarasına kadar iplik imalatı da yapılıyor; ayrıca imal edilen ürünlere sanforize yapılarak çekmezlik özelliği de verilmekteydi. O günlerden bugünlere aylar, yıllar geçti. Bir de baktık ki, 13 Ocak 2003 günü, zarar ettiği gerekçesi ile Antalya Pamuklu Dokuma Fabrikası kapısına kilit vuruluvermiş. Fabrikayı satın alan yok; bütün gözler aslında fabrikanın kıymetli arsasındaydı. Neyse ki korkulan olmadı. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü hiç olmazsa fabrika binaları ve dokuma alanını bu projesi ile kurtarmış görünüyor. Öngörüm şu ki; bu girişimin bile yüzyıllar boyu, Sayın Hakan Tütüncü ve ailesinin saygı ile anılacakları bir miras olarak Antalya Tarihi'nde yerini alacağıdır. Benim sevincime gelince; eşeğini semerli kaybedip, sonra eşeğini semeri çalınmış olarak tekrar bulan Nasreddin Hoca'nın sevinmesi hikâyesine çok benziyor; biraz buruk. Dokuma tezgâhları kaybolmuş bir Dokuma Fabrikası…

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.