Kaleiçi ve Yat Limanı
Bugün kentin sakinleri ve Antalya'ya gelen turistler kentin gürültüsünden uzak Kaleiçi ve Yat Limanı'nı gezmeye koşuyorlar. Doğru da yapıyorlar. Çünkü buralar Antalya'nın yüzakı
KALEİÇİ EVLERİNİ DE GÖRÜN
Hazır yat Limanı'na inmişken, Kaleiçi'ni de gezin. Eski evleri, bahçeleri, dar sokakları ile bugün Kaleiçi, Antalya'nın gezilmesi gereken yerlerinden birisidir. Limandan Kaleiçi'ne gitmek için iki seçeneğiniz var. Ya limanın batısında dikkatinizi çekecek İskele Mescidi'nin arkasını dolanıp, bir zamanlar Venedikliler tarafından yapılan Kırkmerdiven'i tırmanacaksınız, ya da kordon boyu limanın güneyindeki mendirek merdivenlerini kullanarak Mermerli Parkı'na ulaşacaksınız. Mermerli Parkı'nda bir çay molası verin, liman surlarını, Kaleiçi'ni ve muhteşem Beydağları'nı seyredin. Sonrasında Mermerli Parkı'ndan Ahi Yusuf Camisi arkasını dolanan yokuştan yukarıları çıkınca, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nce birkaç hafta önce düzenlenen Yanık Hastane Parkı ve seyir terasında bulursunuz kendinizi. Buradan da Beydağları, Yat Limanı ve Kaleiçi'nin muhteşem bir görünümü vardır. Sonrasında ilk gördüğünüz aralıktan Kaleiçi sokaklarına gelişigüzel girin. Sokaklar taşıta değil, insan ve atlı trafiğine yetecek genişlikte şekillendirilmiştir. Kaleiçi'nde, günümüze gelebilmiş yaşayan evlerin en eskilerinin tarihinin 19. yüzyıl sonuna rastladığı kitabelerinden bazı ahşap süsleme parçalarından anlaşılmaktadır. Kaleiçi evlerinde büyük konaklar az sayıdadır. Antalya halkının eskiden içinde yaşadığı diğer evler ise Anadolu'nun diğer yörelerindeki evler gibi ataerkil ailelerin barınabileceği avlulu ve geniş evler veya bazen de mütevazı bir ailenin barınabileceği iki odalı, sofalı, iki katlı yapılardan oluşmaktadır. Yazlar çok sıcak, kışlar ılık geçtiği için Kaleiçi'ndeki evlerin yapımında, soğuktan koruyuculuktan çok güneşi önleme ve serinlik sağlama amacı evin planını da belirler. Yazın, gündüzleri denizden karaya esen meltem rüzgârları ile geceleri doğudan esen, Antalyalılar tarafından 'Manavgat' adı verilen rüzgârların geçişine izin veren yapı düzeni, Kaleiçi'nin ana planını meydana getirir. Bunun yanında gölgeli taşlıklar ve avlular, hava akımını kolaylaştıran yüksek tavanlar, Kaleiçi evlerinin ana özellikleridir. Evlerde bol ahşap kullanılması, yörenin orman zenginliğinden kaynaklanmaktadır.
KALEİÇİ EVLERİ
Antalya Kaleiçi evlerinde eskiden genellikle yaz mevsimini Antalya'nın kuzeyindeki serin yaylalarda geçirip, sonbaharda Antalya'ya dönen varlıklı kimseler otururlardı. Bu evlerde ortak bir özellik yoktur. Çünkü her biri özellikle ev sahibinin zevkine göre ve görünüşten çok günlük yaşam ihtiyaçları göz önünde tutularak inşa edilmişlerdir. Yine de Türk ve yerleşik Rumların evleri arasında belirgin bazı farklılıklar vardı. Yerleşik Rumların evleri, sokak tarafına cumbalı, bir nevi kapalı balkonlu bir çıkma, evin içi, karşılıklı odalar ve bir salon, salonun bir tarafı sokağa, diğer tarafı bahçeye bakar şekilde olurdu. Kaleiçi'nde bulunan eski evlerin kapıları, develerin ve arabaların geçebileceği genişlikte dar sokaklara açılır. İçinde genellikle portakal ağaçları bulunan bu evlerin bahçeleri yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılmışlardır. Bahçelerinde eskiden meyve ağaçları yanında sebze ve çiçek de yetiştirilirdi. Bahçelerde pekmez kaynatma kazanından üzüm ezme teknesine ve şıra havuzuna, çamaşır ocağından tandıra, erzak ambarından dibek taşına kadar her şeyin yeri de belirlenmişti. Kaleiçi evlerinde parseller ufak, yollar dar tutulmuştu. Her parselin yarısı ev, yarısı bahçeydi. Hemen hemen her evin yerleştiği alan, Antalyalıların deyimi ile 'taşlık' denilen kesimi oluşturuyordu. Yaz aylarında yaşam, genellikle sokaktan bir kapı ile girilen avluda, yani taşlıkta geçerdi. Çoğu evde bu taşlığın tabanı toprak zeminli olduğu gibi, Konyaaltı Plajı'ndan tek tek ve özenle seçilerek getirilen çakıl taşlarından türlü şekillerle süslenmiş Kıbrıs mozaiği da denilen çakıl taşlarıyla bezeli olurdu.Sanırım bu kadar bilgi başlangıç için yeter. Gelişi güzel, Kaleiçi'nin bir labirente benzeyen sokaklarında dolaşın. Göreceksiniz, Antalya Kaleiçi'nde ilginizi çekecek, sizi oyalayacak şey var.
YAT LİMANI
Ortaçağda limanın kuzeyinde yer alan bölümde, denizle ilişkili dükkânlar bulunuyordu. Düne kadar çoğu boş ve yıkık durumda bulunan bu dükkânlar 1973 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca kamulaştırılarak onarıldı ve işyerleri haline dönüştürülerek 1983 yılında çeşitli işkollarına kiraya verildi. Antalya Yat Limanı ve Eğlence Merkezi böyle doğdu.
EN SON HABERLER
- 1 Antalya Open’da şampiyon belli oldu
- 2 İlk yarının karnesi
- 3 Maçta gözler Amılton’da olacak
- 4 HEDEF 3’TE 3 YAPMAK
- 5 Avrupa’da yaşam tecrübesi fırsatı
- 6 Sulama birlikleri güç birliği yaptı
- 7 Batık gemi parça parça çıkartılıyor
- 8 Taşıt kiralamada ceza yeniliği
- 9 Çiftçi gözünü göğe çevirdi
- 10 Hedef 7.5 milyon turist