Bizdeki Antalya sevdası bitmez

Kuruluşundan beri 5'inci genel seçimi yaşayan AK Parti'nin Antalya'daki takım kaptanı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, seçime bir gün kala Antalya'ya son mesajını SABAH Akdeniz aracılığı ile verdi. Yollara düşerek bin 417 kilometrekarelik Antalya coğrafyasında yoğun bir seçim çalışması gerçekleştiren Çavuşoğlu, seçim vaatleriyle ilgili SABAH Akdeniz Haber Müdürü İbrahim Okumamış'a detaylı bilgi verdi. Çavuşoğlu'nun vaatleri arasında yaptığı en önemli vurgu, 'Refahın tüm Antalya'ya yayılması' üzerine oldu. Çavuşoğlu'na göre turizme yönelik tesislerden, sanayi bölgelerinden ve ulaşım yatırımlarından Antalya'nın tüm bölgeleri pay alacak. Bir diğer önemli vurgu ise "12 ay yaşayan Antalya" üzerine.
KIL ÇADIRDAN AVRUPA'YA
Toroslar'da kıl çadırdan çıkıp keçiyi de güden, Avrupa'yı da yöneten isim. Kimilerine göre Alanyalı, bazılarına göre de 'bizim Mevlüt'. Türkiye ve dünyanın sayılı siyasetçileri arasına girmesine rağmen Toroslar'ın çocuğu kimliğinden bir şey kaybetmemiş. Bunu Antalya'nın '5 Çiçekli Altın Şehir' ödülü almasına neden olan Kaleiçi sokağındaki sohbetimiz sırasında anladım. Çünkü yoldan gelip geçen yerli ve yabancı herkesle bir iki kelam etmeden geçmedi. Avrupa'yı yöneten birinin, elde ettiği makam büyüdükçe kendisinin nasıl küçülmesi gerektiğinin dersini vermesine şahit oldum. Darısı diğer politikacılara diyelim ve sohbetimize geçelim.
TURİZM CAN DAMARIMIZ
Sohbetimizin hemen başında turizmle başlayıp, 12 aya yaymak için geliştirdikleri projeleri ve Alanya'da limanla bütünleşik olarak planlanmış kongre merkezi projesini sordum: "Turizmi 12 aya yayabilmek için, turizmin sakin olduğu kış aylarında ve dünyanın her ülkesinden turistleri çekebilecek tesislerin olması gerekiyor. Mesela kış turizmiyle ilgili 3 kayak merkezi yapıyoruz. Saklıkent Kayak Merkezi'ni revize ediyoruz. Akseki üzerinde Göktepe'nin altyapısı bile bitti, ihaleye hazır. Ve Alanya Akdağ Kayak Merkezi. Tesisleri tüm Antalya'ya yayıyoruz. Sadece bir yerde de toplamıyoruz. Kış aylarında golf oynamak için de turistler geliyor. Kayak ve golf için gelen turist yaz turistinden 4 kat fazla para harcıyor. Yeni golf sahaları açıyoruz. Onları da Antalya'ya yayıyoruz. Gazipaşa'dan Kaş'a kadar golf sahaları yapacağız. Bizim tenis kortumuz yok ve önemli organizasyonların yapılması için bu alanı geliştireceğiz. Veledrom yapıyoruz. Tüm soğuk ülkelerdeki bisiklet takımlarının kamp yeri Antalya olsun ve birçok uluslararası organizasyon yapılsın diye. Hipodrom yapıyoruz ki binicilik gelişsin. Kış aylarında yarışlar burada olsun. Birçok ülkenin, özellikle de Körfez bölgelerinin atları burada olsun. Turistlerin gelip katılabileceği etkinliklerin yanı sıra, bizim üstlendiğimiz doğru dürüst fuar yada kongre yok. Mevcut fuar alanı yetersiz. Antalya her türlü uluslararası fuara ev sahipliği yapabilecek kapasitede. Bunu da yaymak istiyoruz. Manavgat ve Alanya'ya kongre merkezleri açmak istiyoruz. Kemer'e de çok amaçlı bir salon yapacağız. Hem kongre hem de spor turnuvaları orada olsun istiyoruz" dedi.
KİTAP YAZILACAK HİKAYE
Bir dönem keçi ve ineklerin otlatılıp kapısına kilit vurulan Gazipaşa Havalimanı'nın hayatında önemli bir yeri olan Mevlüt Çavuşoğlu bu konuda kitap yazacağını söylerken bunun gerçeklerini de ortaya koyuyor: "Burası havalimanı olamaz diye, biz geldiğimiz zaman damgalanmış, cihazları bile sökülmüştü. Ama ben çok uçtuğum için, Gazipaşa gibi denize yakın, çevresinde dağlar olan çok şehirlerde havalimanı gördüm. O havalimanlarına indim. Ben sivil havacılık uzmanı ve teknik bir insan değilim. Ama gittiğim yerlerde gözlemliyordum ve olabileceğine inandık. O bölge için de havalimanı çok önemli. Alanya, Antalya Havalimanı'na çok uzak. Yollar yapılıyor olmuyor. Başladık çalışmaya. Ama bir kere damgalanmış. Sivil havacılık hassas bir konu. İşin içinde can var. En ufak bir hatanın telafisi yok. Devletin hafızasına girince, onu değiştirmek çok zor oluyor. Onu değiştirmek beni çok yordu ve zamanımı aldı. Bir gün dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım beyin yanına gittik. Pisti uzatırsak uçak inebilir dedik. Sivil Havacılık Genel Müdürü'ne sordu, o 'inebilir' dedi. DHMİ Müdürü'nü aradı, o da 'Efendim pist 3 bin de olsa, buraya küçük gövdeli uçak bile inemez' dedi. Ben de kendisine sordum, 'Sayın genel müdür, bir uçağın bir havalimanına inip inemeyeceği kararını Devlet Hava Meydanları mı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü mü veriyor?' dedim. 'Sivil Havacılık' cevabını verdi. Konuyu biliyorum çünkü. Ben de 'Zaten Sivil Havacılık Müdürü yanımızda. Cevabımızı ondan aldık, teşekkürler' dedim. Binali ağabey de gerçekleri gördü. Devletin iki kurumu arasında görüş farklılığı vardı. Biri olur, biri olmaz diyordu. Bunun gibi zorlandığımız konular da oldu. Ama inandığın yolda, o konuda da kendinden de eminsen, ilerledikten sonra onu başarabiliyorsun. 6-7 sene uğraştıktan sonra bunu anladım. Bu süreç iyi bir ders oldu bana. İnandığın şeyden vazgeçmezsen sonuç elde ediyorsun. Bu bende aldığım bir ders olarak kalacak."
ENGELLİLER UNUTULMADI

Engellileri unutmadıklarının altını çizen Dışişleri eski Bakanı Çavuşoğlu, "Toplumun her kesimine sahip çıkmalıyız. Bugün engelli vatandaşlarımızın evde bakımını sağlıyoruz. Evde bakana ailesi de olsa maaş veriyoruz. Tedavisini ve eğitimini sağlıyoruz. Fakat bakan insanların sabah işi olduğu zaman, nereye bırakacak baktığı engelli vatandaşımızı. Bu çocuğu da olabilir, aile büyüğü de olabilir. Bırakacağı bir yer olması lazım. Anneler sabah işe giderken çocuğunu kreşe bırakıyor akşam alıyor. Engelli vatandaşlarımızın da bırakılıp, eğitim de dahil her ihtiyacın karşılanabileceği Engelli Yaşam Merkezleri kuracağız. Antalya'da çok sayıda engelli vatandaşımız var. Çünkü Antalya yaşanılacak ve yaşaması kolay bir şehir. Hastanelerde tedavi imkanları da var. Engelli vatandaşlarımızın ve ailelerinin tercih ettiği bir şehir Antalya. Bu nedenle Antalya'da bir değil, birden fazla Engelli Yaşam Merkezi kuracağız" ifadelerini kullandı.