Pazartesi 18.07.2016

Dumlupınar İlkokulu

Antalya’da eskiden Yenikapı semti denilince, dört şey akla gelirdi: Karaalioğlu Parkı, tarihi binasıyla bilinen Dumlupınar İlkokulu, Vatan Kıraathanesi ve Elhamra Sineması

Yenikapı semti, 1980'lere kadar Antalya'nın en seçkin semtlerinden biri olarak kabul edilirdi. Antalya'nın en güzel parkı Karaalioğlu, küçük ve şirin sineması Elhamra, ancak kültürlü insanların girmeye cesaret edebildikleri Vatan Kıraathanesi ve tabii ki bir de Dumlupınar İlkokulu. Muhteşem tarihi binası ve kıdemli öğretmenleri ile bu okul, Antalya'da en çok tercih edilen ilkokullardan biriydi. Başka semtlerde oturan ailelerden çocuklarını bu okula kaydettirebilmek için, ikamet adreslerini değiştirenler bile çok olmuştu.
TARİHİ BİR BİNA
Bugün artık Dumlupınar Ortaokulu olarak eğitim veren binanın tarihi 1905 yılına kadar geri gider. Okul binası inşa edilmeden önce, bu alanda Aziz Leontios Kilisesi vardı. Kaleiçi'nde 1895 yılında meydana gelen ve 500'ye yakın evin yandığı büyük yangında, Aziz Leontios Kilisesi de yanmıştı. Dumlupınar İlköğretim Binası hakkında 1907 yılında Ksenofanis dergisinin 5. cilt 245. -259. sayfalarında Antalya kenti ile ilgili çıkan anonim haberde şunlar yazılmaktadır. "Küçük Asya-Anadolu'nun Atina'da bulunan "Anadolu" adlı kulüp Antalya'da 1895 yılında çıkan büyük yangınla yok olan 500 ev ve 3 kilise (bunlardan biri Aya İrini (bugünkü Kesik Minare) yangından önce cami olarak ibadete açıktı), Kız Mektebi için Rum Cemiyetine 6000 Drahmi yardımda bulunmuştur. Bu yardım yanan kilise arsası üzerinde inşa edilecek kız mektebinin inşaatı için toplanacak yardımlar için de bir başlangıç olmuştur. İnşa edilecek yeni kız mektebi için Pisidya Metropoliti Yerasimos, Doktor Vasil Piperidi, Av. V. Teofanidi, Cemiyetin İhtiyar Heyeti azaları gece gündüz demeden okulun tamamlanması için çaba harcamışlardır. Yaptığı maddi ve manevi katkılarıyla cemaatin ileri gelenleri, Metropolit Yerasimos Tandalidis'i büyük hayırsever ilan etmişler ve 1905 yılında mektebin resmi açılışında ile halkın huzurunda kendisine başarı belgesi verilmiştir"
ÖĞRENCİLİK YILLARI
Ailemizden üç nesil de Dumlupınar ilkokulu'nda okudu. Bu okulla ilgili kendi anılarıma gelince; siyah önlükle 1952 yılında Dumlupınar İlkokulu'na başlamıştım. Melek yüzlü annelerimiz bize tarhana çorbası pişirirdi. Yahut, soğuk kış sabahları harıl harıl harlattığı sobanın üstünde nar gibi kızarttığı ekmek dilimlerine tereyağı sürerdi. Zeytinimizi, peynirimizi katık eder, koşa koşa okula giderdik. Konfeksiyon, yani hazır giyim henüz o yıllarda bilinmediği için önlükler, elinden dikiş gelen anneler, teyzeler veya yakın komşular tarafından dikilirdi. Erkek öğrenciler sol taraftan beyaz, iri düğmelerle kapanan önünde iki yanda iki büyük cebi olan siyah önlükler giyerlerdi. Kızların önlükleri biraz daha modelli olurdu. Anneler onlara fazla özen gösterirlerdi. Okul önlükleri "okulu çıkarsın" denilerek birkaç beden büyük dikilirdi. Bu nedenle çocuklar okulun ilk yıllarında bu önlüklerin içinde adeta kaybolurlardı. İlk yıllar, dizlerinden aşağıya kadar uzanan bu önlükler, ikinci ve üçüncü sınıflarda çocuklara tam gelirdi. Satın alınan ayakkabılar için de aynı düşünce geçerli idi. Çocuklara satın alınan ayakkabılar birkaç yıl giyebilsin diye, arkasından iki parmak girecek kadar büyük alınırdı. Çocuğa bol gelen ayakkabıların içi bez parçaları ile doldurulup, takviye edilirdi. Şeker çuvalından don, iç gömlek, rüzgâr tutsun diye yine "Gamzella" denilen fanila dikilirdi. Beden eğimi dersi için annelerimiz siyah önlük bezinden bir şort diker, iki yanını kurdeleden şeritle iki sarı süslerdi. Eşofman diye bir şey o zamanlar bilinmezdi. Beden eğitimi dersinde biz annemizin diktiği siyah donlarla takla atarken, bir yerimiz görünecek diye çok çekinirdik. Siyah okul önlüklerine beyaz yaka takılırdı. Her yıkamadan sonra, içindeki kartonu gevşeyen bu yakalar mutlaka kolalanır ve kömür ütüsü ile ütülenirdi. Kız çocuklarının saçlarına mutlaka beyaz kurdele bağlanırdı. İlkokul öğrencilerinin çantaları tahtadan bir valiz şeklindeydi. Bazılarının çantaları ise sağlam olsun diye tamamen teneke ile kaplı olurdu. Ağır olan bu çantalar, içine defter, kitap kalem konunca daha da ağırlaşırdı. Okuldan eve dönerken bazı çocuklar, "hangimizin çantası daha sağlam" diyerek bu valiz şeklindeki okul çantalarını var güçleri ile diklemesine çarpıştırırlar, sonucuna bakarlardı. Bazen bu yarışma sonunda birisinin çantası parçalanır, defterler, kitaplar, kalemler etrafa saçılırdı. Eşyalarını ve çantanın parçalarını kucağına toplayan çocuk, evde babasından yiyeceği dayağı düşüne düşüne evin yolunu tutardı. Böyle bir çanta alamayacak kadar parası olmayan çocuklar, annesinin diktiği bez torbaları çanta olarak kullanırlardı. Çünkü o yıllar her şeyin kıt olduğu yıllardı. Okul ve Askerlik anıları kolay kolay bitmez. Ancak bana ayrılan yer bitti. Devamını merak ediyorsanız, gelecek hafta bu sayfada tekrar buluşalım.
1905 YILINDA AÇILDI
Kaleiçi, Yenikapı Sokak'ta bugün Dumlupınar Ortaokulu olarak hizmet veren bina, yukarıda satırlarda da görüldüğü gibi 1895'teki büyük yangından sonra Rum cemaatlerinin yardımları ile 1905 yılında Rum Kız Mektebi olarak inşa edilmiş ve Metropolit Yerasimos Tandalidis tarafından öğretime açılmıştır. Öğretime açıldığı yıllarda Okulun müdür odasında Metropolitin resmi ile Osmanlı İmparatorluğunun okulun inşaatı ve faaliyet izni için fermanı asılı bulunmaktaydı. İtalyanlar, 1913 yılında bu binada sekiz yataklı bir hastane açtılar. Ancak Antalyalı Patriot Mehmet Emin (Adıson) Bey'in engellemesi sonucu bina, bir süre tekrar Rum Kız Mektebi olarak kullanıldı. Kurtuluş Savaşı yıllarında Hariciye Hastaları'nın bakıldığı bir hastane ve İşgal sırasında İtalyanlar tarafından tekrar İtalyan Hastanesi olarak kullanılan binanın bugünkü müdür odası o günlerde Dr. Burhanettin Onat tarafından ameliyathane olarak kullanılmıştı. Cumhuriyet'ten sonra bina,1927 -1928 ders yılında Ticaret Okulu olarak; 1929'da ise Medar-ı Vatan (Medar-ı İftihari) İlkokulu olarak öğretime açıldı. Aynı yıl içinde okul, Kurtuluş Savaşı'nın anısına, Dumlupınar İlkokulu adını almıştır. 1997 yılından itibaren "İlköğretim Okulu" olan ve Rum mimari özellikleri gösteren iki katlı binaya 1975 yılında dış görünümünü bozmadan yapılan restorasyon ile eklenen ara katlar sonucu okul, içten dört katlı olmuştur. 2012 – 2013 eğitim öğretim yılından itibaren de 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi nedeniyle söz konusu bina ortaokul olarak, Okul Müdürü Ahmet Kartöz yönetiminde Ana Sınıfı ve 5 derslikte 104 öğrenciye eğitim vermeye devam etmektedir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.