Pazartesi 26.09.2016
Son Güncelleme: Pazar 25.09.2016

Işık ülkesi Likya’da az bilinenler

Antalya bölgesinde Phaselis kentinden başlayıp Teke Yarımadası kuzeyindeki Kuanos’a kadar devam eden eski coğrafi bölgelerden Likya’nın az bilinen özelliklerini tanımaya devam ediyoruz

Antalya'nın batısındaki Phaselis kentinden başlatılan eski Likya Coğrafi Bölgesi'nin Fethiye ve Teke Yarımadası'nın kuzeyindeki Kaunos'a kadar devam ettiğini söyleyebiliriz. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda, Likya coğrafi bölgesi içinde - yer darlığı nedeniyle şu anda isimlerini teker teker yazamadığım - büyük ve küçük kentler olarak sayıları 60'ı geçen yerleşim yerleri vardır. Bu bölgenin özelliklerinden birkaçını bu yazımda sizlere tanıtmak istiyorum.

LİKYA YOL ANITI'NIN ÖNEMİ
Likya, Anadolu'nun en dağlık ve en sarp bölgelerinden biri olmasına rağmen, antik çağda en yoğun insan yerleşimine sahne olan ve en sık yol şebekesi bulunan bir bölgesi olma özelliğini de taşımaktadır. Eskiçağın ünlü yazarlarından Plinius, federatif devlet yapısına sahip olan Likya Birliği'nde 70 kentin bulunduğunu, Amasyalı coğrafyacı Strabon ise bunlardan 23 adetinin federatif mecliste oy hakkına sahip olduğunu bize naklederler. Roma İmparatoru Claudius tarafından İS. 43 yılında Roma İmparatorluğu'nun bir eyaletine çevrilen Likya'da, eyalete vali olarak gönderilen Quintus Veranius isimli senatör tarafından hemen yol yapım işine başlanmıştır. Bu vali Patara'da diktirdiği dev bir anıt üzerinde yaptırdığı tüm yolların listesini vermiştir. Tamı tamına 67 güzergahın yer aldığı bu liste sayesinde Likya'nın tüm yollarının geçtiği güzergahları, bu güzergahlar üzerindeki kentlerin, kasabaların ve köylerin yerlerini saptamak mümkün olmuştur. Profesör Sencer Şahin başkanlığındaki ekip tarafından sürdürülen arazi araştırmaları, bu yolların birçok bölgede hala izlerinin bulunduğunu göstermektedir.

İLK CUMHURİYET
Likya'nın en önemli özelliği ise tarihte, ilk birleşik devletler cumhuriyetinin kurulduğu yer olmasıdır. Plinius'un belirttiğine göre 200 bin nüfuslu Likya'da 70 yerleşim yeri vardır. Strabon'a göre İÖ. 100 yıllarında Likya'daki kentlerden 23'ünün Likya Birliği'ne dahil olduğunu yazmaktadır. Likya Birliğinde her kent, birlik yönetiminde temsil hakkına sahipti. Ancak kentlerin sahip oldukları oy hakları da büyüklük ve zenginliklerine göre düzenlenmişti. Birliğe dahil olan kentlerden 6 tanesi; Xanthos, Patara, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos 3 oy hakkına sahipti. Bunlara, İÖ 1. yüzyıl başında Limyra da dahil edilir. Diğer kentler ise büyüklüklerine, birlik hazinesine katkılarına göre ve birliğe karşı sorumlulukları oranında 2 veya 1 oy hakkına sahiptiler ve kent temsilcileri kendi aralarından bir başkan seçiyorlardı. Yine birlik temsilcilerinin kendi aralarından seçtikleri birlik ordu komutanları, birlik sekreteri, birlik hazine görevlisi, birlik mahkeme ve yargıçları vardı.

TARİHTE AB ÖRNEĞİ
Likya Birliği, anayasası, yürütme organları, birliğe dahil olan kentlere ve onların vatandaşlarına tanıdığı, sosyal, demokratik ve ekonomik haklarla, bir anlamda bugünkü Avrupa Birliği'ne benzemekteydi. Birlik ayrıca üye kentlere çeşitli sosyal ve ortak savunma hakları getirmenin yanında, birliğe dahil olan her kentte yaşayan insanlara istedikleri yerde toprak satın alma, ticaret yapma, evlenme ve daha birçok imkanı da veriyordu. Seçim hakkı yalnız yaşadığı kentte mümkündü. Fakat bazı üst düzey kişiler, birlik üyesi diğer kentlerde de bazı memuriyetler için seçme ve seçilme hakkına sahipti. Fransız yazar, düşünür ve devlet adamı Monteskiyö, Likya Birliği anayasasının antik dünyada yapılmış en iyi ve en kapsamlı anayasa olduğunu ifade etmektedir.

PEKİ YA KAYA MEZARLARI?
Belki Likya bölgesine bir geziye katılmış, Likyalıların anıtsal lahitlerini ve kaya mezarlarını gezmiş veya herhangi bir şekilde fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Bu mezarların neden gökyüzüne daha yakın yerlere yapıldığını hiç düşündünüz mü? Likyalılar ölümden sonra da yaşamın devam ettiğine inanıyorlardı. Kadın şeklindeki Harpi kuşlarının, ölünün ruhu bedenden ayrıldıktan sonra, ruhu göklere taşıdıkları, daha sonra bedenle ruhun yeniden bir araya gelecekleri inancı yaygındı. Bu nedenle de mezarlarını ölülerin ruhlarını kolayca görebilecekleri, yüksek yerlere inşa ediyorlardı.

GİZEMLİ BİR TARİHSEL DOKU
Ölünün yaşam sonrası hayatına yabancılık çekmemesi için de içine konulduğu mezarların dış görünüşü, o güne kadar içinde yaşadığı evine benzemesi çok önemliydi. Ayrıca mezarın içine o insanın yaşarken kullandığı eşyalar da konuluyor; mezarların ön ve yan yüzlerine yapılan taş işçiliğinde, kabartmalar halinde ölünün yaşamından kesitler gösterilmesine özen gösteriliyordu. Bu kaya mezarlarının en güzel örneklerini (Demre) Myra'da, (Fethiye) Telmessos, (Dalyan) Kaunos Antik kentlerinde görmek mümkündür.
Bugün Likya Bölgesi hala keşfedilmeyi bekleyen gizemli tarihsel dokusuyla, tüm dünyadan birçok insanın ilgisini çekmektedir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.