Cuma 07.10.2016

İbrahim OKUMAMIŞ: Bir olamadık

Geçen hafta bugün Antalyaspor yönetiminin basın toplantısına katılmış ve yapılan açıklamalara şaşırmıştım.
Başkan Ali Şafak Öztürk'ün Asbaşkan Bora Terzioğlu ile birlikte açıkladıkları borç rakamları dudağımı uçuklattı.
Aynı gün akşam ise eski Başkan Gültekin Gencer arayarak bir sürü sitem ile yapılan açıklamaların tamamının yanlış olduğunu ima etti. Antalyaspor'da büyük umutlarla göreve gelen yeni yönetim defalarca ertelediği kulübün mali durumu ile ilgili toplantıyı yapınca deyim yerinde ise yer yerinden oynadı.
Toplantıda Gencer döneminde de yönetimde yer alan isimlere sorular sormak istedim.
Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanı Nafiz Tanır'ı da o toplantıda gözlerim aradı ama yoktu. Gencer'i görevi boyunca koruyan, 'her şey kontrolüm altında' diyen, kendisine yapılan uyarıları yok sayan Tanır o toplantıda bence olmalıydı. Görmek isteyip de bulamadığım İsmail Bilal, Emin Altıner ve Salman Aksal da maalesef yoklar listesindeydi.
Ama bana göre adeta kaçtılar.
Emin Altıner her ne kadar toplantı öncesi kulüpte idi ve bizimle el sıkıştıysa da basının karşısında yer almayıp kulübü terk etmesi dikkatimden kaçmadı. Toplantıdan bir gün sonra Antalyaspor A.Ş Asbaşkanı ve Antalyaspor Kulübü Derneği 2. Başkanı İsmail Bilal'in eleştirilere verdiği cevap tam komedi. Elmalı'dan, ailesinden, işinden bahsetmiş.
Antalyaspor'da yönetime geldiyseniz ve bir çok işadamı işini gücünü bırakıp toplantıya katılıyorsa sizin açıklanmanız dalga geçmekten öte gitmeyecektir.
Gerekçeleriniz makul olmasa bile, hadi öyle sayalım. Açıklamanda, Başkan Şafak Öztürk ve yönetici arkadaşlarının yer aldığı toplantıda dile getirilen konuları destekleyen bir kaç kelime niye kullanmadın? Kullanamazsın çünkü açıklanan borçlar gerçekten doğru ise senin de vebalin var ve bu yükün altında ezilmeye devam edeceğini bildiğin içindir.
Raporlara göre Gencer harcamaları tek imza ile yapmış ve dernek yönetiminin haberi yokmuş! Haberleri olduğuna ve bilgilerin üstünün örtüldüğüne adım gibi eminim.
Şayet bu bilgilerin üstüne gitmiş olsaydınız Antalyaspor bugünkü mali bataklığın içerisinde yer almazdı.
Gelinen noktada birileri 'borç var battık' diyor bir diğeri de 'zinhar yalan' diyor.
Ama gelinen noktada bir dümenler dönüyor, dolaplar çevriliyor kafalar karışıyor.
Doğruları elbette zaman gösterecek.
Amma Antalyaspor A.Ş'nin hisselerinin çoğunluğunu elinde bulunduran Antalyaspor Kulübü Derneği ve Antalyaspor Vakfı'nın, Ali Yılmaz'a bir özür borcu olduğunu düşünüyorum.
Hatırlarsanız İsmail Bilal kongrede mali durum nedeniyle eski yönetimi ibra etmeyen Ali Yılmaz için "İsmini yazın tarihe geçsin" diye bağırarak tepki vermişti. Yılmaz'ı bilmem ama Antalyaspor A.Ş'nin mali anlamda kötü yönetilmesine göz yuman İsmail Bilal ve arkadaşları tarihe geçti onu bilirim. Artık, Devr-i Demokraside Üç Maymun Oyunu (Görmedim-Duymadım- Söylemedim) tarihin çöp sepetinde yerini almalıdır.
Göreceğiz- Duyacağız- Söyleyeceğiz.
Dördüncüsünü de ben ekliyorum;
Yazacağız Ama önemli bir konu var. Antalyaspor'un bu halde olmasının tek sebebi ise yapmacık tebessümler, yarım ağızla selamlamalar.
Bugüne kadar hep böyle oldu.
Ne acıdır ki 'bir' olup 'biz' olamayışımızdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.