İbrahim Okumamış : Soytarı lazım

Antalyaspor ile ilgili birkaç haftadır yazıyorum. Önemli bir noktaya vurgu yapıyorum ama tık bir ses gelmedi. Bu mesele bana göre çok önemli olan kulüp içindeki kriptolar! Sayıları 3'ü 5'i geçmez. Hemen yanı başlarında ama kimse elini taşın altına koyup kılıcı vurup işe noktayı koymuyor. Peki efendim siz madem anlamadınız ben konuyu başka yönden ele alayım ve belki bu kez anlarsınız. Günümüzde her yerde hemen hemen herkes "dalkavuklardan bıktık be kardeşim" der ama kimse bunlara ses çıkartmaz, bilir veya bilmezden hatta görmezden gelir. İyi de kim bu dalkavuklar? Sorunun temel kaynağı ne? Asıl bunlara bakmak gerekli değil mi? Bana göre bu sorunun temelinde bizim kültürümüz yatıyor. Hepimiz birazcık kitap ve tarih okumuşuzdur. Doğu kültüründe 'dalkavuklar', batı kültüründe ise 'soytarılar' olduğunu görmüşüzdür. Doğuda adı 'dalkavuk' olarak bilinenler her daim yönetimin en tepesindekinin bilumum yaptığı her şeyi övmek ve ona gaz vermek işiyle meşgul olur. Yani anlayacağınız bunların görevi bir nevi yanlışları doğru gibi gösterip yeni bir yanlışa sürükleyerek yönetimi dış mihrakların isteği doğrultusunda idare etmek. Soytarılar ile dalkavuklar karşılaştırıldığında durum vahim. Mesele hiç öyle hafife alınacak gibi değil ve aradaki fark 180 derece. Tarihe baktığımız zaman Avrupa'da kralların yanında bulundurulan soytarılar vazgeçilmez elemanlardır. Olmazsa olmazlardır. Türkiye'deki dalkavuktan farklı tek tarafları ise "Kral çıplak" diyebilmeleridir. Oralarda yönetimdekiler tarafından meczup gibi görülseler de söylediklerine 'hoşgörü' ile bakılır, söylediklerinden bir çok ders alınır. Ama bizde maalesef öyle değil. Bizde zaten hatalarla yüzleşme kültürü diye bir şey olmadığı için doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlar. Bu nedenle de dalkavuklar gizli ortaklarıyla birlikte kendilerini garantiye alır ve yönetimi yanıltarak kendi bekaları için dikte edilen işlerine bakarlar. Ortalık yangın yeri olmuş umurlarında bile olmaz. Hatta alevlerden ısınmaya devam eder, ellerini ovuştururlar. Ülkemiz başta olmak üzere maalesef Antalyaspor'un her katmanına nüfuz etmiş dalkavuklar mevcut. Benim deyimimle ise 'Kriptolar' Peki ne olacak bu işin sonu? İşi selamete kavuşturmak ve yönetimin yanlışlarını yüzüne söyleyerek onlara iyilik yapacak 'Doğrucu Davut, yani soytarılar şart. Eğer 'Doğrucu Davut' soytarıları bulamazsak kriptolara kulübü teslim etmeye mahkum oluruz. İşini özü bu. Bir başka deyişle, "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" Aksi halde ne yönetim ne de Antalyaspor kalır.