Pazartesi 31.10.2016

Olympos Antik Kenti

Olympos Antik Kenti, Antalya Körfezi’nin en güzel sahiline ve en mavi denizine sahip olduğu kadar yüzyıllar öncesinden bugüne sayısız efsane ve olaylara tanıklık etmiştir

Günün birinde yolunuz düşer de Antalya-Kemer yolu üzerinden 75 kilometre kadar batıya giderseniz 'Olympos' yazılı bir yol sapağı ile karşılaşırsınız. Buradan birkaç kilometre aşağılara deniz kenarına doğru ilerlediğinizde, bir zamanlar Romalı Hatip Çicero'nun "Likya'nın en mamur kenti" olarak gösterdiği Olympos kenti kalıntılarının içinde bulursunuz kendinizi. Bir zamanlar bu kıyıyı izleyerek yol alan kaptanlar binlerce kez, bu sahilleri seyrederek, Anadolu'nun batı sahilindeki kentlere gidip gelmişlerdir. Biraz ötede yer alan ve beklenmedik anlarda çıkan fırtınalarıyla ünlü 'Şıldanlar Burnu' birçok denizciye mezar olmuş; nice tekneler bugün hala bu denizin diplerinde araştırılmayı beklemektedir. Olympos, Lykia Birliği'ne dahil olmuş, birlikte üç oy hakkına sahip 6 kentten biri idi. Strabon, M.Ö. 100 yılında Olympos'un Likya Birliği'nin en önemli kentlerinden biri olduğunu bildirir. Karialı gemi kaptanı ve Coğrafyacı Skylax M.Ö. 500 yıllarında Olympos'tan söz eder. İlk kez 1811'de Beaufort adlı İngiliz bir gezgin tarafından yeri belirlenen Olympos kenti, M.Ö. 168-78 yılları arasında bu yöre korsanlarından Zeniketes tarafından yağmalandı. Korsanların lideri Zeniketes Olympos'u üs edinerek, fırsat buldukça Roma gemilerini ve Tarsus'dan Olympos'a kadar tüm kentleri yağmalıyordu. Ele geçirdiği insanları ise o dönemin tanınmış köle satış merkezleri olan Side ve Phaselis'te satılığa çıkarıyordu. Bu korsanları ortadan kaldırmak üzere Roma tarafından görevlendirilen Servilius M.Ö. 78'de burayı ele geçirince, Korsan Zeniketes Olympos'taki sarayında ailesi ile birlikte kendini yakarak intihar etmek zorunda kalmıştı. Servilius Olympos'u ele geçirdikten sonra, heykellerini ve hazinelerini Roma'ya taşımıştır. Bundan sonra kent bir daha eski önemine ulaşamadı.
GEZİLECEK YERLER
Kentte bulunan bir yazıta göre, M.S. 141 ve 240'daki depremlerde oldukça hasar gören kentin imarı için Likyalı zengin Opramoas 12 bin denarius hibe etmiştir. Çicero kenti, "Eski mamur kent" olarak göstermektedir. 15. yüzyılda terk edildiği sanılan kentte Hıristiyanlık, erken başlamıştır. İlk tanınmış Likyalı Papaz Methodius Olymposlu'dur. Olympos kentinin kalıntıları bugün küçük bir akropol ile onun çevresine yayılmıştır. Özellikle tepenin batısına doğru, kalabalık bir yerleşme görülür. Ara yerde akan bir suyun yazın normal, diğer mevsimlerde kuvvetli akması nedeniyle o devirde burada bir köprü yapılmıştı. Köprünün genişliği yaklaşık 5 metredir. Köprüye yakın bir yerde, oturma kademeleri oldukça bozulmuş Roma devrine ait olduğu sanılan küçük bir tiyatro vardır. Bundan başka kenti boydan boya dolaşan 19. yüzyılda bir değirmen için yapılmış su kanalları, Likya tipi lahitler, oda tipinde mezar odaları, bir hamam kalıntısı, çeşitli mezar binaları çalılık ve ağaçlarla kaplı olmasına rağmen görülmeye değer eserler arasındadır. Oda tipi mezarlardan birinin üzerindeki kitabede; "Her kim ki bu mezara zarar verirse, kendisi Khimera'ya (Başı aslan, vücudu keçi ve kuyruğu yılan şeklinde ağzından alevler çıkaran canavar) kurban edilerek cezalandırılacaktır" diye yazmaktadır.

KAPTAN EUDEMOS LAHDİ
Bu mezarlar arasında, 1992 yılında Antalya Bölge Müzesi Arkeologlarından Orhan Atvur yönetimindeki bir kazı ekibi tarafından Olympos çay ağzının kuzey tarafında ortaya çıkarılan bir mezar odası içerdiği kitabesi ile son yıllarda Kaptan Eudemos'un Lahdi olarak çok ünlenmiştir. Mezar odası içindeki lahdin ön yüzünde yelkensiz, direksiz ve donanımsız bir gemi kabartmasının hemen altında çerçeve içindeki Grekçe yazılmış bir yazıt, lahdin Eudemos adındaki Olympos'lu bir kaptana ait olduğunu bildirmektedir. Lahit üzerinde görülen gemi kabartması bize antik çağda ticari amaçla kullanılan bir tekne hakkında detaylı bir bilgi vermektedir. Lahdin ön yüzünde çerçeve içerisindeki yazıtın hemen yanında yer alan şu dizeler Olymposlu Kaptan Eudemos'un hüzünlü öyküsünü anlatır bize: "Son Liman'a girdi demirledi gemi, çıkmamak üzere Çünkü ne rüzgârdan ne de gün ışığından yarar var artık Işık taşıyan şafağı terk ettikten sonra Kaptan Eudemos Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi kırılmış bir dalga gibi." Bir gün yolunuz Olympos'a düşerse, muhakkak bu lahdi ziyaret edersiniz sanırım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.