Hayvancılık sektörü ‘üniversiteli’ oluyor

Bölgesel kalkınma için 'ihtisaslaşacak' 5 pilot üniversite arasına, 'Hayvancılık ve Hayvancılığa Dayalı Sanayiciliğin Geliştirilmesi' alanı ile girdiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) bu sayede Burdur'u dönüştürmeyi hedefliyor. SABAH Akdeniz'i ziyaret eden MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz ile beraberindeki Burdur Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Kamil Özcan ve Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kılınç, Burdur'un önündeki büyük bir şans olan projenin ayrıntılarını anlattı.
KORKMAZ PROJEDE İDDİALI
Üniversitelerin, akademik araştırma ve geliştirme potansiyelleri ile bulundukları şehirlerin sosyal yapısını dönüştürmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Korkmaz, projeyle hayvancılık alanında üniversitenin sektörle iç içe çalışacağını söyledi. "Burdur'da hayvancılık sorunu çözülürse, Türkiye'nin hayvancılık sorunu çözülür" diyen Korkmaz, bu konudaki iddiasını ortaya koydu.
YÜZDE 10 VERİM ARTIŞI
Projenin 3 temel boyutu olduğunu anlatan Prof. Dr. Korkmaz, "İlk konu, tarım işletmelerinin birim bazında verimliliğini arttırmak olacak. Burada dikkat çeken ilk konu buzağı ölüm oranının yüksekliği. İlk yardım müdahaleleri, doğurtma eğitimleri ve sağlık takibi ile bu konuda önemli bir iyileşmeye imza atabiliriz. Hedefimiz verimde yüzde 10 artış" dedi.
BURDUR IRKI OLUŞACAK
İkinci konunun yapısal değişiklikler olduğunun altını çizen Korkmaz, hedefin mevcut ıslah yapısının yeniden masaya yatırılması ile hayvan sayısını ve cinsini değiştirmeden et ve süt verimli buzağılar üretmek olduğunu söyledi. Korkmaz, bu konuda kendilerine en büyük gücü kuracakları Embriyo Transfer Merkezi'nin vereceği bilgisini paylaştı. Embriyo transferinin sadece ithalata dayalı ve çok pahalı bir işlem olduğunu anlatan Korkmaz şöyle konuştu: "Şimdi başlarsak 3 sene içinde embriyo transfer etmeye başlarız. Hem süt hem de et verimi yüksek ırklar oluşturmayı hedefliyoruz."
MARKALAR OLUŞMALI
Rektör Korkmaz, üçüncü boyutun ise hayvansal sanayi olduğunu açıkladı. Korkmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Hayvan ürünlerine yönelik bir sanayinin ortaya çıkması gerekiyor. Bir Burdur peynirimiz yok. Burdur'da günde bin-bin 200 ton süt sağılıyor. Ancak 200-250 tonu işleniyor. Geri kalanı başka illere gidiyor. Burdur elde ettiği ürünlerden katma değer elde edemiyor. Ayrıca yem başta olmak üzere girdinin yüzde 75-80'i dışarıdan geliyor. Yani bu tabloya göre, Burdur dışarıdan gelen girdiyle üretiyor, ürettiğini de dışarı gönderiyor."
SANAYİCİYE AÇIK ÇAĞRI
Burdur'un coğrafi işaretini de alabileceği süt ürünleri üretmek, ürettirmek istediklerinin altını çizen Korkmaz, özellikle keçi sütünden yapılabilecek ürünlerin Türkiye genelinde markalaşmasının önünün açık olduğuna dikkat çekti. Küçük işletmelerin araştırma geliştirmeye ayırabilecek bütçesi olmadığını ifade eden Korkmaz, "Üniversitenin burada devreye girmesi gerekiyor. Sektörle işbirliği yapacağız" dedi. Prof. Dr. Korkmaz, üniversitenin 15 bin dönümlük alanında, 3-4 bin dönümünü hayvansal ürün sanayisine ayırabileceklerini belirterek, "Şöyle bir hayalim var; veterinerlik hocaları beyaz önlüklerini giyip, öğrencilerle birlikte çiftlikleri gezecekler, et verimi, süt verimi, döl verimi, hastalıklar gibi tüm konular incelenecek" ifadelerini kullandı.
YENİ ORTAKLIKLAR
Toplam 200 bin büyükbaş ve 250 bin küçükbaşın bulunduğu Burdur'da 26 bine yakın hayvancılık temelli tarım işletmesi olduğu bilgisini veren Korkmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "Ortalama 12 hayvanlı işletmeler var. Avrupa'da 50-100 hayvandan küçük olanları işletmeden bile saymazlar. Sabit birim maliyetleri düşürmek için işletme ölçeklerinin daha büyük olması gerekiyor. Özel projeler geliştirerek seçilmiş köylerde yüksek ölçekli işletmelerin ortaya çıkması için çalışma yapmak gerekiyor. Ancak çiftçileri ortaklıklar için zorlamak mümkün değil. Güzel ve başarılı örnekler çoğaldıkça, küçük işletmelerin birleşme oranı artacaktır."