Pazartesi 20.08.2018

Bayram harçlığı mendilleri

Eskiden mendil içlerine gizlenen bayram harçlıkları vardı. Evlatlara, torunlara, yakın akraba çocuklarına verilirdi. Şimdilerde kalmadı

Hepimizin çocukken yaşadığı bayram hatıraları arasında, bayram harçlığı veren kişilerin özel ve aklımızdan çıkmayan ve kalıcı bir yeri vardır. Eski bayramların sonlarına yetişenler bilirler. Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinde, çocuklara bayram harçlığı vermenin bir adabı ve usulü vardı. Özellikle aileden ve akrabadan büyükleri ile bayramlaşmaya gelen küçük çocuklara harçlık açıktan verilmez, para ve şekerlemeler, bir mendilin içine bohça yapılır öyle hediye edilirdi. Yani kimseye göstermeden, usulcacık, yavaşça ve karşıdakini incitmeden verilirdi. Mendili de, kutsal bir emanet gibi erkek çocuklar özenle ceplerine, kız çocukları ise çantalarına yerleştirirlerdi. Bugün eller öpülüyor, el öpen bayram çocuklarına harçlıkları açıktan veriliyor. Bana göre, hiç de estetik değil. Bayram mendili, 1980'lere kadar kültürümüzün anlamlı ve güzel göreneklerimizden biriydi. O günlerin insanları, ne kadar harçlık verdiğini, başkaları tarafından görülmesin diye bayram harçlığını mendil içinde verirdi. Bu mendillerin çoğu el işlemeli olurdu. Kız çocuklarına verilen mendillerin kenarları oyalı ve birçoğunun üzerinde evin hanımının işlediği elişinden çıkma, renkli çiçek motifi olurdu. Erkek çocuklara verilen mendiller ise çoğunlukla renkli ekose desenliydi. Ancak günümüzde bu geleneği yaşatanların sayısı yok denecek kadar azaldı veya belki de hiç kalmadı. Böylece bir güzel göreneğimiz de, unutulanlar arasında yerini aldı.

ESKİ HEYECAN YOK
Eskiden bayram sabahlarının kendine has ayrı bir heyecanı ve sevinci vardı. Özellikle çocuklar
çocuklar, bayram günlerini büyük bir heyecan içinde beklerlerdi. O yıllarda çocuklar, bugünkü gibi her hayal ettiklerine sahip olamazlardı. İşin doğrusu, para da kıttı. Bırakın çocukları büyükler bile, bugünkü gibi her an bir AVM'ye gidip beğendikleri elbiseyi satın alıp, hemen giyinemezlerdi. İlk başta elbise yaptırılacak kumaşın seçimi yapılır, sonra terziye gidilir; uzun bir prova ve dikiş süresinden sonra, giyilecek bir elbiseye sahip olunurdu. Yeni dikilen takım elbise veya entari, her gün giyilmez; güve yemesin diye üzerine naftalin
serpilerek, düğün ve bayram günlerinde giyilmek üzere gardıroplarda yerini alırdı. Çocuklar, büyüklerden biraz daha şanslı idiler. Onlara her bayram olmasa bile, yılda bir kez yeni ayakkabı ve giysiler alınır. Çocuklar, bayram arifesi akşamında, yeni ayakkabıları ve bayram elbiseleri yatağın başucunda, mutlu bir şekilde uykuya dalarlardı. Çocuklar, büyük bir heyecan ve sevinçle bayram sabahına uyanırlardı. Bayramın ilk günü, evin erkek bireyleri bayram namazını eve yakın bir camide kılarlar. Bayram namazı sonrasında erkekler toplu olarak mezarlıklara gider, hem kendi yakınlarına hem de tüm ölülere dualar ettikten sonra evlerine dönerler. Bayram sabahı sofraya hep beraber oturularak bayram yemeği yenir; ardından aile içi bayramlaşma başlardı. Büyüklerin elleri öpülür. Büyükler de küçüklere bayram harçlığı vererek sevindirirlerdi. Harçlığını alan çocuklar, soluğu bayram yerlerinde alırlardı.

BAYRAM HARÇLIĞI
Bayram deyince; aklıma nedense hep bayram harçlığı en önde gelir. Çocukken bayramda anneanne, babaanne, dede, amca, dayı, hala, teyze, dayı ve bunların dışındaki bütün akrabalar ve akraba olmayan tanıdıkların elini öperdik, para toplardık. Sonra da gizli bir köşeye çekilip, ne kadar olmuş diye hasılatı sayardık. Annelerin "Çocuğum, paranı düşürürsün, ver ben senin için saklayayım" ikazlarını duymazdan gelir; bu paranın son kuruşuna kadar harcamak üzere bayram yerine koşardık. Çünkü çocukların harçlığını istediği gibi harcama hürriyeti vardı. Harçlıkla hemen o güne kadar hasreti çekilen çikolata gibi tatlı yiyecekler, ya da çatapat,kız kaçıran gibi patlayıcı oyuncak gibi şeyler alınırdı. Çocukken üzüldüğüm tek şey vardı. O da bebek yaştaki çocuklara verilen bayram harçlıkları. Çocuk henüz bebekse veya harçlık gibi bir kavramı henüz anlayacak yaşta değilse, bu harçlıklar genellikle doğruca annenin cebine girerdi. Bugünkü çocuklara bakıyorum da, annelerinin dayatmaları ile zoraki görev olarak gidip, büyüklerinin ellerini öpseler de, verilen bayram harçlığına "Bu da ne ki" anlamında tuhaf tuhaf bakıyorlar. Çocuklar haklılar da. Çünkü onlar birçoğu bugüne kadar, bakkala veya macuncuya koşup bir şey almamışlar ki. Her arzuları, anne ve babaları tarafından anında yerine getiriliyor. Bugün gördüğüm kadarıyla, 8-10 yaşına gelmiş birçok çocuk, hangi miktar para ile neyin satın alınabileceğini dahi bilmiyor. Güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle...

BUGÜN BUNU YAPIN!
Bugün arife.. Renkli, desenli mendiller alın. Göze güzel görünecek biçimde katlayın. Bayram günü hazırladığınız harçlıkları arasına koyun. Elinizi öpen evlatlarınıza, torunlarınıza verin. Katlanmış mendil arasında harçlık almak, onları sandığınızdan daha fazla sevindirecektir. Ayrıca bunun bizim, sürdürmemiz gereken estetik, hoş ve güzel bir göreneğimiz olduğunu unutmayın.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.