Cuma 23.11.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 12.12.2012 09:29

Mavi kapak engel tanımıyor

Türkiye'de milyonların biriktirdiği mavi kapaklar nerede toplanıyor ve nasıl tekerlekli sandalyeye dönüşüyor? Adım adım izini sürdük.

Sokakta yürürken kaldırımların kenarlarına konmuş kutular içinde biriken kapakları yüklenip torbalarla götürenler, su içtikten sonra şişenin kapağını atmayıp ceplerine saklayan insanlar mutlaka dikkatinizi çekmiş, "kapak toplama kampanyası" hakkında hemen her gün medyada çıkan haberleri okumuşsunuzdur.

Son birkaç yıldır gündemi işgal eden bu kapakların ne işe yaradığı, neden toplandığı, kampanyanın kim tarafından başlatıldığı ve vaat edildiği gibi engellilere tekerlekli sandalye imkânı verilip verilmediği muallâkta kalan meseleyi filizlendiği yerde, İzmir Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde incelemeye aldık. 2010'un Mayıs ayında başlayan projenin mimarları; proje koordinatörü Prof. Dr. Nurselen Toygar ve proje ekip sorumlusu Bülent Başoğlu…

Kapak toplama fikri; Ataşehir Belediyesi'nin kısa bir süre için uyguladığı kapak toplayıp geri dönüşüme götürme ve çevreye kazandırma projesinden çıkmış. "Biz de yapalım, 100 kapak bile toplayabilirsek kârdır" diyen ekip, iki buçuk sene sonunda Türkiye'nin dört bir yanından ve dünyada beş kıtadan akan 300 ton kapakla bir rekor kırmış. Proje koordinatörü Toygar'ın verdiği bilgiler ilginç: "Arjantin'de 80 tonla Guinness rekorunu kırmışlar geçen sene. Bir hastane için kapak toplanmış, hastanenin ihtiyacı olan bir alet alınmış. Biz şu anda 300 tonla zaten o rekoru kırmış olduk. Resmi başvurumuzu yaptık, biz hem üniversitemizin, hem de Türkiye'nin yüz akı olmak istiyoruz. Bu işi tescillendireceğiz. Bu yardımlaşma Türkiye'nin eseridir. Biz başlatmış olabiliriz ama bu kadar benimsenmesi, yayılması halkımızın başarısıdır."

Kapak toplama kampanyasına Çin'den ABD'ye kadar dünyada birçok ülkeden destek yağıyor. Öyle ki New York 5. Cadde üzerinde afişleri var, Birleşmiş Milletler'in resmi sitesinde de duyuruları… Şimdiye kadar tekerlekli sandalye ihtiyacı olan kimseyi geri çevirmemişler. En son, Kosova Büyükelçiliği'nden gelen talep doğrultusunda oradaki harp malullerine gönderim yapılması için harekete geçmişler. Biz de çıkan haberler üzerine, iddia edildiği gibi depoda tekerlekli sandalye olup olmadığını da gözlerimizle görmek istedik. İstanbul Yenibosna'da bir nakliye şirketinin deposunda bulunan tekerlekli sandalyeleri, Ege Üniversitesi'nin yönlendirmesiyle gittik ve fotoğrafladık.

Sosyal medya çok işe yaradı
Kapak toplama kampanyası hakkında hiç bilinmeyen veya az bilinen birçok gerçek var. Mesela, adı "mavi kapak" olmasına rağmen aslında her renk kapak toplanabiliyor. "Biz sadece mavi kapakları değil, ilaç kutusu, bulaşık deterjanı kapaklarını, aklınıza gelebilecek her renkte kapağı topluyoruz. Bunların hepsi işe yarıyor" diyor, Toygar. "Mavi kapak" denmesinin nedeni, sayıca mavi renkte olanların daha fazla olması. Bu nedenle kampanyanın adı öyle kalmış.

Yalnız kapakların toplanma sebebi de, hacim olarak şişenin kendisinden daha küçük olması. Böylece daha fazla sayıda toplanabiliyor. Nurselen Toygar'a göre sosyal medya bu kampanyanın yayılmasında büyük rol oynamış: "Özellikle de sınır dışına ulaşmak konusunda bize çok yararlı oldu. Bu artık bir dünya projesi haline geldi" diyor. Toygar, Ege Üniversitesi'nin maddi bir kazancı olmadığının ve projeye maddi bir katkıda bulunulamayacağının, sponsor olunamayacağının da altını çiziyor: "Hiçbir çıkar amacı ve menfaat gütmeyen bir proje bu. Biz yalnızca kapak istiyoruz. Hiçbir şekilde maddi yardım ve sponsorluk istemiyoruz. Kişilerin hevesle, coşkuyla kapak toplamaları bu projeye olan güvenden kaynaklanıyor. Yaşlı amcalar, teyzeler, yol parası bile olmayan insanlar toplayıp bize kapak getiriyorlar" diyor.

Yalnız vatandaşlar değil; GSM operatörleri, havayolu şirketleri, spor kulüpleri, TBMM ve Dışişleri Bakanlığı gibi resmi kurumlar, bazı milletvekilleri, esnaf ve restoranlardan da kampanyaya destek gelmiş. Hatta geçen sene İzmir Valiliği, tüm okullara kapak toplamaları için bir genelge yollamış. Onları en çok şaşırtan ise Van'daki vatandaşlardan, depremden hemen sonra gelen yardım olmuş. Askerlerden, hapishanelerden de kapaklar geldiğinde de çok sevinmişler. Toygar bu sözleri söylerken, fakülte içinde bulunan depoya doğru ellerinde torbalarla yardımsever vatandaşlar geliyor ve topladıkları kapakları üniversiteye veriyor. "Şöyle düşünün, bugüne kadar toplanan kapaklar Ege Üniversitesi kampüsünü olduğu gibi kapatıyor ve 5 metrelik de bir duvar oluşturuyor…" Toygar ve ekibi, ilk 10 ton kapağı topladıklarında, 68 engelliyi tekerlekli sandalyelerini vermek üzere üniversiteye davet etmiş ve kamuoyu ile basın önünde bunları teslim etmiş. "Ancak onların gelmesi zaten zordu, bundan sonrakileri bu şekilde yapmadık ve evlerine gönderim yapmaya başladık. Bu konuda firmalar gönüllü olarak bizlere destek verdi" diyor, proje ekip sorumlusu Bülent Başoğlu ve ekliyor: "Tansaş, Migros, Gürman ve Kipa da bizlere destek veriyor ve yine İzmir içindeki bu mağazalardan çok kapak geliyor. Antalya, Adana, Mardin de en çok kapak gelen yerler. İnsanlardan posta ve kargoyla da çok kapak geliyor. Her ilde belli toplama alanları var. Biz merkezlerle görüştük, Migros ve Tansaş Ege bölgesinde 800, Akdeniz bölgesinde de 1120 mağazayı toplama bölgesi olarak ilan etti. Kipa kendi AVM'lerinde kapak topluyor ve kendi kargosuyla bizlere gönderim yapıyor. Bir de protokol yaptığımız Gümüşsu mağazaları var, lojistik ve mağazalarıyla destek veriyor."

Kampanyaya bugüne kadar en çok ilgi gösteren ise İzmir. "Karşıyaka sahilinde insanlar sabahları yürüyüş yaparlar. Su içerler ve ellerinde kapakları toplayıp belli noktalara bırakırlar. Onlar da belediyeleri vesilesiyle buraya ya da geri dönüşüm firmasına teslim edilir" diyor Başoğlu. Projenin Türkiye'de yankılanmasının sevindirici yanları olmuş. "Engellilerimiz sosyal birey olup haklarını aramaya başladılar. İlköğretim ve anaokullarından çok destek geldi, o çocuklar da sosyal sorumluluğu öğrendiler. Çevreyi korumak konusunda da kimsenin bir fikri yoktu, bu konuda da önemli bir adım attık" diyor, Nurselen Toygar ve "Şu an hakkında tez yazılan, üniversitelerde seminerleri düzenlenen bir dünya projesine imza attı Türkiye" diyor: "İnsanlar kalplerini açmayı öğrendiler ve uzun zamandan sonra bir iş için tek yürek oldular…"

"ÇIKAN HABERLERDE GERÇEKLİK PAYI YOK"
Projeyi hayata geçiren ekiple geçtiğimiz günlerde gündeme gelen "kapak karşılığı tekerlekli sandalyelerin verilmediği" yönünde çıkan haberleri sorduk. Toygar'dan aldığımız yanıt düşündürücüydü: "Bu kişiler bize, yani Diş Hekimliği Fakültesi'ne gelmediler. Bu haberler projeyi baltalamak için... Sakladığımız hiçbir şey yok, her şey açık. Söz uçar, eylem kalır. Elbette bu tip şeylerde çatlak sesler olabilir… İnsanlar o kadar bilinçli değil. Bakıyorlar habere, 'aa o kadar kapak toplamışlar ve vermemişler' diyorlar… Ne kurum adı önemli, ne kişiler önemli onun için… Oysa orada vaatte bulunan kişilerin bizimle hiçbir alâkaları yok, bize başvursalardı çoktan verirdik. Ama yine de bu haberden sonra haberi yapanlar vesilesiyle bu insanları bulacağız ve onlara istedikleri kadar tekerlekli sandalye verilecek."

BU KAPAKLAR NE İŞE YARIYOR?
Kapaklar üniversitenin deposunda toplandıktan sonra kamyonlara yükleniyor ve Türkiye'nin ilk büyük geri dönüşüm firması olan EgeÇev- Muzaffer Pınarbaşı Geri Dönüşüm Katı Atık İşletmeleri'ne ulaştırılıyor. Bazen de üniversiteye hiç uğramadan direkt işletmenin yolunu tutuyor. İşletmenin müdürü Ergin Erdinç'e merak ettiklerimizi sorduk.

Kapaklar nasıl geri dönüşüme uğruyor?
Bu kapaklar yüksek yoğunluklu poli-etilen. Ancak içlerinde başka türler de var. Burada geri dönüşümün en temel noktası, orijinal malzemeye dönülmesi… Orijinal maddeye oldukça yaklaşan bir atık ortaya çıkıyor. Kapaklar firmamıza atık olarak giriyor, hammadde olarak çıkıyor.

Bu hammadde en çok nerede kullanılıyor?
Yoğunluklu olarak kasa imalatında. Ekmek için kullanılan ya da muhtelif plastik kasalar yani. Bu kasalarda kullanılır, yani kapaklar geri dönüşerek bize başka bir alanda hizmet vermeye başlar. Hem maddi kazanç olur, hem de çevreye daha az zarar vermiş oluruz. Kapak zaten homojen bir malzemedir. Kırılan kapağın büyüklüğünü de elekle seçtiğinizde herhangi bir işlem görmeden enjeksiyona kolaylıkla girebiliyor. Müşterilerimiz de temiz ve derli toplu malzemeler alıyorlar bizden. Sonuçta bu işten herkes memnun kalıyor.

Peki ya işlem bittikten sonra?
Malzeme gelir, kantarımıza girer, tartılır. Yazılı olarak ne gelir, fişler ve hem gönderimi yapana, hem Ege Üniversitesi'ne bildiririz. Hepsinin tek tek kaydını tutarız. Bu projeye en ufacık bir leke düşmesini istemeyiz.

Tekerlekli sandalye firması Otto Bock ile nasıl irtibata geçildi?
Ege Üniversitesi yalnızca kapak toplama konusunda bizlere yardımcı oldu. Biz de onlarla sonrası için kafa kafaya verdik ve Almanya menşeli Otto Bock'un S1 modelini seçtik. Ege Üniversitesi engelli dernekleriyle konuştu ve bir araştırma yaptı. Bunun sonucunda bir protokol imzaladık.Piyasa değeri yaklaşık 700 TL olan bir adet Otto Bock marka tekerlekli sandalye için 250 kilo kapak gerekiyor, bu da cinsine göre takribi 75 bin-250 bin kapak demek. Bu toplandığında tekerlekli sandalyeler hazırlanıyor, hatta her üç sandalyede bir tanesi de tarafımızdan hibe ediliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.