Cuma 23.11.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 05.12.2012 17:51

Türkiye'nin çatısında üç gün

5137 metrelik yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek dağı olma özelliğini taşıyan Ağrı Dağı, yaz aylarında düzenlenen ticari tırmanışlarla yüzlerce dağcı ve doğaseveri ağırlıyor.

Türkiye'nin en yüksek noktasında bulunma hayali her yıl yüzlerce sporcuyu Ağrı Dağı'nın eteklerine getiriyor.

Dağın, kış aylarındaki terk edilmiş görüntüsünün aksine, yaz aylarındaki insan sayısında gözle görünür bir artış gözleniyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Doğubayazıt'ta faaliyet gösteren dağ organizasyonu şirketleri yüzlerce doğaseveri Ağrı Dağı'na tırmanışa getiriyor. Kış aylarında sadece dağcılık eğitimi alanların yapabileceği tırmanış, yaz aylarında her sağlıklı insanın gerçekleştirebileceği bir faaliyete dönüşüyor. Tırmanış merkezi Doğubayazıt Ağrı Dağı için kullanılan ana merkez Ağrı ilinin İran sınırındaki Doğubayazıt ilçesi. İlçenin gelişmişliğinin sebebi İran'la sınır ticaretinin yapılıyor olması. İlçe, 20 otel, yaklaşık 1500 kişilik yatak sayısıyla gelen müşterilerini ağırlıyor. Doğubayazıt'ta konaklanacak oteller oldukça iyi şartlarda hizmet veriyor. Yoğunluğun fazla olduğu yaz aylarında bile otel bulma sorunu yok.

Fiyatlar 30-80 TL arasında. Dağ, sınıra çok yakın olması itibarıyla riskli bir bölgede bu lunuyor. 1990 yılında, yabancı turistlerin teröristler tarafından kaçırılması nedeniyle Ağrı Dağı tırmanışa kapatıldı. Böylece Doğubayazıt'ın en önemli gelir kaynaklarından biri olan doğa turizmi büyük yara aldı. 1999 yılında bölgedeki terör olaylarının kontrol altına alınmasıyla Ağrı Dağı yeniden tırmanışa açıldı. Tırmanış öncesi izin şart Ağrı Dağı'na tırmanmak isteyenlerin ilk yapması gereken Ağrı Valiliği'nden izin almak. Dağ, terör konusunda her ne kadar güvenli hele getirilse de çıkan grupların sayı, kimlik bilgileri, çıkış-dönüş tarihlerinin bilinmesi gerekiyor. 5000 metreyi aşan yüksekliğiyle bir yüksek irtifa zirvesi sayılan Ağrı, teknik olarak riskli kabul ediliyor. Bu yüzden tırmanışların habersiz yapılmaması gerekiyor. Ancak bu uygulamanın bir denetimi olmadığından izinsiz çıkış yapan gruplara rastlamak mümkün. Ağrı Dağı tırmanışı için rehber almak isteyenlere Doğubayazıt birçok seçenek sunabiliyor. İlçedeki çeşitli turizm acentelerinden Ağrı Dağı'na tırmanmak için rehberlik, ulaşım, yük taşıma ve yiyecek seçeneklerini içeren turlardan yararlanılabiliyor. Ağrı Dağı'nın Güney rotası özellikle yaz aylarında dağcılar tarafından en çok kullanılan rota. Tırmanış için ilk yolculuk, özel araçlarla toprak bir dağ yolundan Eli Köyü'nün hemen yukarısındaki 2200 metreye yapılıyor. Stabilize yol aslında 3200 metredeki kampa kadar devam ediyor ancak katırcıların işlerine engel olmamak için araçlar 2200 metrede yolcularını bırakıyor.

Tırmanış başlıyor

Türkiye'nin en yüksek dağının eteklerinde yürümek hiç bu kadar kolay ve eğlenceli olmamıştı. Ağrı Dağı'na daha önceki dört gelişimizde yaşadığımız şartları düşünmek bile bu tırmanışın tadını daha çok arttırıyor. Ne dizlerimize kadar battığımız kar var, ne de attığımız her adımda bize acı veren sırtımızdaki 30 kiloluk yüke sahibiz. Bunların yerine sadece 1.5 litre su, biraz yiyecek ve fotoğraf makinemizle çok rahat bir yürüyüş yapıyoruz. 2200 metreden 11 kişilik ekibimizle oldukça stabilize yoldan yapılan rahat bir yürüyüşle yaklaşık 3.5 saatte 3300 metredeki ilk kampımıza ulaşılıyoruz. Ağrı Dağı'nın ilk kampı 3200 metredeki Yeşil Kamp. Ancak tırmanış rehberlerimiz bizi 100 metre daha yüksekteki bir düzlükte başka bir kamp yerine çıkarıyor. Ekibimiz oldukça sağlıklı ve spor disiplini olan insanlardan oluşuyor. Ancak üç kişi dışında kimsenin dağcılık deneyimi yok. Bu durum bir yaz tırmanışında üst kampa kadar sorun yaratan bir şey değil. Ancak kış tırmanışları için ölüme bile yol açabilecek bir tehlike. Ticari bir organizasyonla tırmanış yapmanın en güzel tarafı kampa ulaştığınızda çadırınızın kurulu ve yemeklerinizin hazır olması. Sadece çantalarımızı sırtımızdan atıp, yemek çadırına giriyor ve aşçımız Ali Bey'in güzel yemeklerinden tatmaya başlıyoruz. Ertesi sabah fazla dik olmayan patika bir yoldan 4200 metredeki son kampa doğru yola çıkıyoruz. Malzemelerimizi taşıyan katırlar hemen arkamızda. Ağır ama tempolu bir şekilde tırmanışa devam ediyor ve dört saatte Ağrı Dağı'nın en yüksek kampına ulaşıyoruz. 4200 kampı, taşlık ve küçük bir düzlüğe kurulmuş. Yüksekliğin etkileri ilk burada görülüyor. Vücudun yüksekliğe alışma süreci hemen gerçekleşmiyor. Bu yükseklikte olabildiğince fazla hareket edip, bolca sıvı tüketmek vücudun adaptasyonunu kolaylaştırıyor. 4200 metrede kalp eko'su Ekipte doktorumuz kalp uzmanı Mehmet Vefik Yazıcıoğlu tırmanış başladığından beri tüm ekip üyelerinin yüksekliğe alışma süreçlerini kontrol edip notlar alıyor. Ayrıca yanında bir cep telefonu büyüklüğünde ekokardiyografi cihazı taşıyor. Bu cihaz tıpkı ultrason aleti gibi çalışıyor ve kalbin işleyişini monitörde gösteriyor. 4200 metrede son tırmanış öncesi Mehmet, tüm ekibin kalp fonksiyonlarını kontrol ediyor. Şartları ve yüksekliği düşünürsek bu yapılan işlem Türkiye dağlarında bir ilk. Ertesi günkü zirve tırmanışı için geceyarısı 2'de uyanıp kahvaltı yapmamız ve tırmanışa başlamamız gerekiyor. Bu yüzden akşamüstü hemen çadırlara çekiliyor ve uyumaya çalışıyoruz. Ancak bizi Temmuz ayında olmamıza rağmen kötü bir sürpriz bekliyor. Iğdır tarafından gelen yoğun bir bulut kütlesi Ağrı Dağı'nı sarıyor. Bir saat içinde kar, dolu ve fırtına yüzünden ne uyuyabiliyor ne de çadırdan dışarı çıkabiliyoruz.

Tepemizde çakan şimşekler ilk dağ deneyimini yaşayan arkadaşlarımızı bir hayli tedirgin ediyor. Sabaha kadar süren bu hava şartları yüzünden tırmanışın son etabını iptal etmek zorunda kalıyoruz. Ancak zirvenin son etabını merak edenler için daha önceki tırmanışımızdan söyleyebileceğimiz şunlar: Ağrı Dağı'nın son etabı yaklaşık 5 saat sürüyor. Tırmanış, 4900 metredeki buzul geçişine kadar bir sırt tırmanışı şeklinde devam ediyor. Özellikle kış aylarında buzul geçişi çok tehlikeli olabiliyor. Cam buz halindeki parkurdan kışın emniyet sistemleriyle geçmek şart. Ayrıca krampon ve kazma kullanmayı çok iyi bilmek gerekiyor. Zirve, buzul geçişi yapıldıktan sonra 200 metre uzakta. Zirve platosu geçilip 5137 metrelik ana zirveye ulaşılıyor. Ertesi sabah kampımızı toplayıp inişe geçiyoruz. 4200 metreden bizi aracın alacağı 2200 metreye kadar yaklaşık 3 saate iniyor ve Doğubayazıt'taki otelimize geri dönüyoruz.

NASIL GİDİLİR?

Doğubayazıt'a hava yoluyla gitmek isteyenler için birçok alternatif var. En iyi alternatif, Ağrı uçuşu. Ağrı ve Doğubayazıt arası 95 kilometre. Diğer uçuş alternatifleri Van, Kars ve Erzurum. Ancak Erzurum'a inen bir yolcunun 295 kilometrelik bir yolu göze alması gerekiyor. Bütün bu illerden Doğubayazıt'a düzenli ve günde birkaç kez otobüs seferleri bulunuyor. Uçaklarla arası kötü olanlar çok daha uzun bir yolculuğa katlanmak zorunda. Çünkü İstanbul- Doğubayazıt arası otobüsle 23 saat.

CENK ERTEKİN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.