Giriş Tarihi: 24.11.2012 22:51 Son Güncelleme: 24.11.2012 22:54

Ruhban kütüphanesi açılıyor

Ruhban kütüphanesi açılıyor

Haybeliada Ruhban Okulu bugüne kadar daha çok hukuki statüsü, din ve azınlık tartışmalarıyla gündeme geldi. Ama bu defa oraya gözleri çeviren şey bir hazine niteliğindeki kütüphanesi…

En nadide eserlerin bulunduğu kütüphane şimdi dijital ortama aktarılırken, hep gizemler içinde kalan okul da kütüphanesiyle halka açılacak.

Heybeliada Ruhban Okulu yakın tarihimizde pek çok tartışmaya konu oldu. Ancak bu defa bambaşka bir yönüyle gündemde… Okulun neredeyse matbaanın icadından bu yana basılan dini ve din dışı içerikli sayısız kitabı barındıran kütüphanesi buraya ayrı bir önem kazandırıyor. Ruhban Okulu bu eşsiz koleksiyonu ve bilgi kaynağını dijital ortama aktararak kamuoyuna açmak için son hazırlıklarını yapıyor. Biz de bu nadide kitap hazinesini yerinde görmek istedik ve Ruhban Okulu'na gittik. Kilisesi ve teoloji bölümüyle din adamı yetiştiren okul ve kütüphanesi hakkında bilgi aldık. İşte öğrencilerineğitim aldıkları derslikler, yatakhaneleri ve kütüphane… Güneşli bir günde Heybeliada Ruhban Okulu'nun eşsiz kütüphanesini görmek için vapurla adaya doğru ilerliyoruz. Ada vapurunda neredeyse her milletten insanın bulunuyor. Okulun Ümit Tepesi'nde olması yürümemizi zorlaştırdığı için faytona biniyoruz. Siyah ve beyaz iki atın çektiği araba yokuşları zorlanarak çıkıyor. Nihayet Heybeliada Ruhban Okulu'nun kapısındayız. Yazdan kalma son güneşin sıcaklığında, çiçeklerin salkım salkım olduğu kapıdan içeri giriyoruz. Danışmadaki kişiler bizi güler yüzle karşılıyor ve bizi gezdirecek görevli arkadaşı arıyor. Selanik'te kütüphanecilik konusunda eğitim alan Yannis Ananas ise bizi merdivenlerde karşılıyor. Mermerden yapılmış merdivenleri ve sütunlarıyla kendimizi bir an için Antik Yunan tapınağı girişinde gibi hissediyoruz. Selamlaştıktan sonra giriş kapısının tam karşısında dışarı açılan kapıdan asıl mabede "Aya Triada"ya yöneliyoruz. 9'uncu yüzyılda yapılmış kilise hakkında bilgiler alıyoruz. O yüzyıldan beri kilise pek çok defa tahrip olup yeniden inşa edilmiş. Son yapım kilisenin sağ dış duvarındaki kitabeden anlaşılacağı üzere Patrik IV. Germanos'un başvurusu ve Abdülmecid'in izniyle 1 Mayıs 1844 yılında bitmiş.

The Metropolitan Museum of Art'ta sergilenen ikona

Kilisenin içinde sanat ve tarih açısından da önemli ikonalar bulunuyor. Bunlardan biri dünyada eşi benzeri olmayan "Acıları Dindiren Meryem Ana" ikonası. 14'üncü yüzyıldan günümüze ulaşan bu ikonada Hz. Meryem değil Hz. İsa annesini kucaklıyor. Bu büyük resmin etrafında ise Hıristiyanlığın kutsal günlerini simgeleyen küçük tasvirler bulunuyor. Asıl ilginç olanı isekilisenin tadilatını yapan bir keşiş tarafından keşfedilmesi. Keşiş özel çözeltilerle temizlemeye başladığı tasvirin arkasında başka bir figür olduğunu görüyor; Bizans dönemine ait çift taraflı ender bulunan bir eser. İki taraflı olmasının nedeni ise kalabalık kiliselerde ikona dışarı çıktığında arkada kalanların da ikonayı başka bir açıdan görmesini sağlamak. Bu eşsiz parça The Metropolitan Museum of Art'ta sergilenmiş.

"Laboratuvar Eski Haliyle Korunuyor"

1844 yılından itibaren çeşitli ekler ve tamirlerle kullanılmakta olan okul binası ise 28 Haziran 1894 yılında meydana gelen ve yüzyılın en büyük depreminde yıkıcı hasarlar görüyor. Ancak iki sene gibi kısa bir sürede yapım bitiriliyor. Yunan alfabesinin pi harfi şeklinde planlanan binanın giriş katında sınıflar, etüt odaları, fizik-kimya laboratuvarı, revir ve yatakhane, ikinci katında büyük tören salonu, müdür ve öğretmen odaları, yatılı kalan öğrencilerin yatakhanesi, bodrum katında ise yemekhane ve kütüphane bulunuyor.

Sol elle yazanlar için özel masa

Gezimiz eğitim görülen sınıflarla devam ediyor. Osmanlı ve Bizans döneminde sol elle yazı yazmak yasak olduğu için sıralar bu forma göre yapılmış. Lakin Heybeliada Ruhban Okulu bu kuralın dışına çıkmış ve sol elle yazı yazanlar için özel masalar yaptırtmış. Sandalyeler ise İkinci Dünya Savaşı sonrası Avusturya Kilisesi tarafından hediye edilmiş. Teoloji bölümünde eğitim alanlar genelde akıl baliğ kişilerden seçiliyormuş. Burada yoğun bir dini ve dünyevi eğitim aldıktan sonra din adamı olma şartı olmadan mezun ediliyormuş. Mezunlar dünya dillerinden en az birkaç tanesini konuşarak eğitimini tamamlıyorlarmış. Bugünkü mananda reviriylereviriyle, yemekhanesiyle, yatakhaneleriyle dışarı kapalı bir kampus hayatı yaşayan öğrenciler başarı yarışında kütüphaneden yararlanıyorlarmış. Etütler dışında kalan zamanlarını kütüphanedeki kitapları ve dergileri karıştırarak bir taraftan da zihinlerine kaydederek geçiriyorlarmış. Bugün kayıtlı 80 bin kitaba sahip kütüphane teoloji ilmi haricinde Yunan ve Latin klasikleri, Bizans ve Roma Tarihi, Kilise Mimarisi, Kilise İlahileri, Hukuk, Astroloji, Sanat Tarihi gibi alanlarda değerli kitaplara sahip. Kütüphane çalışma salonu ve değerli kitapların bulunduğu iki bölümden oluşuyor. Çalışma salonunun girişinde 1960 yılında restorasyona katkı yapan Kiryako Pamukoğlu'na ithaf edilen mermer üzerine yazılmış teşekkür yazısı bulunmakta. Bunun hemen altında öğrencilerin üzerine ismini yazdıkları ve içlerine aldıkları kitapların not edildiği küçük çekmeceler yer almakta. Yannis süreli yayınlarda bugüne kadar bin 800 derginin sayımını yaptıklarını belirtiyor ve matbaanın icadından sonra basılı olan çoğu mevkutenin ellerinde olduğunu söylüyor. Bu dergiler ya da gazeteler genelde kilise yayınlarından oluşuyor. Türkiye'de yayınlananlar ise çoğu Rumca olan dergiler. Bu kadar çok yayının bulunduğu kütüphanenin düzenli ve tertipli olmasındaburada çalışma yapan öğrencilerin ve hocaların da katkısı büyük. Bir taraftan kendi araştırmalarını yaparken öbür taraftan kütüphanenin tasnifine yardımcı oluyorlar. Geçtiğimiz aylarda Türkçe'nin Karamanlı ve Kapadokyalı Ortodokslar tarafından konuşulan bir ağzı olan Karamanlıca eserlerin araştırması için gelen hocalar beklentilerin üstünde kitaba ulaşmışlar. 18'inci yüzyıldan başlayarak Türkiye ve Avrupa'da Yunan harfleriyle Türkçe yazılmış eserleri incelemişler.

Patrik Bartholomeos'un hediye ettiği Kur'an

Kütüphanede İslam diniyle ilgili kitaplar olup olmadığını merak ediyoruz. Karşımıza çalışma salonunun sağ köşesindeki kitaplığın üst rafında yer alan Patrik Bartholomeos'un hediye ettiği İslam Ansiklopedisi ve Kur'an-ı Kerim çıkıyor. Lakin burada verilen teoloji eğitimi Hıristiyanlık dışında diğer dinlerin de öğrenilmesin gerekli kılıyor. Kütüphanede Hıristiyanlık dinine ait en eski İncil 1590'lı yıllara ait. Bu tür maddi ve manevi değeri yüksek kitaplar her türlü hırsızlık olayına karşı başka bir bölmeye kaldırılıyor. Geçtiğimiz haftalarda özel bölmeye kaldırılan kitaplardan biri de 1484 yılına ait Aristophanes'in komedilerinin basılmış nüshası. Kütüphanenin tarihinde sürpriz olaylar da olmuş. Heybeliada Ruhban Okulu'nun 1971 yılında eğitimine son verilince sadece lise bölümü açık kalabilmiş. Buradan mezun olan öğrenciler ise şuan 70'li yaşlarda. Eski arkadaşlar senede bir gün okulda buluşup yemek yiyip eski günleri yadediyorlarmış. Bu önemli şahsiyetlerden biri de beraberinde götürdüğü kitabı yıllar sonra damgasından fark ediyor ve iki sene önce kütüphaneye iade ediyor. Kütüphane kitapları üstünde biri görünür soğuk damga diğeri ise güneş ışığına belli açıdan tutulduğunda görülebilen gizli damga var. Bu damgalardan sayesinde kütüphane kendi kitabını teşhis edebiliyor.

"Bu salona çok az kişi girdi"

Kütüphanenin çalışma odası dışında değerli eserlerin bulunduğu asıl salona özel izinliler dışında kimse giremiyor. Yannis bize buranın kapılarını açıyor. İç içe geçmiş salonlardan oluşan binlerce kitaptan oluşan kütüphaneyi görünce heyecanlanıyoruz. Bu salonda Yannis eski kitaplardan örnekler gösteriyor. Bunlardan birisi 1892 yılına ait yazılı bir opera. Bunun yanında 1600'lü yıllara ait İbranice, Latince, Yunanca, Fince, dört dille yazılmış Tevrat. Bu Tevrat'ın hatıra olarak ilk sayfası koparılmış. Kütüphanenin önemli eserlerinden biri de "Anadolu Yıldızı" adında Anadolu Metropolitliğinin çıkarmış olduğu bir dergi. Bu derginin varlığından haberdar olan bir araştırmacı hemen Yunanistan'dan uçağa binip Heybeliada'ya geliyor. Kendisinde eksik olan sayıları kütüphanede buluyor ve eşsiz koleksiyonunun bir parçasını da tamamlıyor. Ruhban Okulu ziyaretimiz üst katta şu an açık olan fakat 70 yılından beri öğrencisi bulunmayan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Heybeliada Rum Erkek Lisesi'ni ziyaretle bitiyor. Bu katta öğretmenler odası tabelası yanında beş kişiyi geçmeyen mezunların fotoğrafları bulunuyor. 1844-1971 yılları arasında bine yakın mezun veren okul bugün sessiz ancak kütüphanenin halka açılmasıyla belki bu sessizlik bir nebze olsun giderilmiş olacak.