Cumartesi 24.11.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 28.11.2012 11:44

Türkiye abarttı mı?

Türkiye “yumuşak gücünü” abarttı mı?

Ben ne zamandır televizyonlardaki tartışma programlarından sadece kavgasız-dövüşsüz olanlarını izliyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi sayısı çok az bu programların ve aralarında benim favorim, A Haber'deki, Fuat Uğur'un moderatörlüğünde Etyen Mahçupyan, Seyfettin Gürsel ve Bekir Ağırdır'ın katıldıkları İnce Siyaset... Bu dörtlünün, Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir uçağın Suriye tarafından düşürülmesinin ardından yürüttükleri "Türkiye ne yapabilir" tartışması da benim için çok doyurucuydu... Bu programda bir kez daha anladım ki, İnce Siyaset esasen, katılanların yorumları bizim de yorum yapmamıza imkân sağlayacak bilgiler içerdiği için değerlidir. Mesela Etyen Mahçupyan'ın dile getirdiği "Türkiye bölgedeki yumuşak gücünü abarttı" ifadesi, benim için birçok şeyi açıklayabilecek bir pusula niteliğine büründü bir anda... Mahçupyan'a göre, Türkiye, bölge ülkeleri arasında, sahip olduğu demokrasi, gündelik hayattaki çok renklilik, siyasi alandaki çoğulculuk, hatta popüler kültür yıldızlarının etkileri gibi nedenlerle gerçekten öne çıkmıştı ve bunu bölgeyi gezen herkes dile getiriyordu. Bu, Türkiye açısından bir özgüven kabarmasına yol açmış, bölge halkları da onun "oyun kurucu" rolüne inanmıştı. Fakat bu bir yandan da tehlikeli bir duruma işaret ediyordu: Bu "karizma" bir kez çizildiğinde (ki "sert" gücünüz de "yumuşak" gücünüz kadar etkili değilse bu her an başınıza gelebilirdi) sihir de hızla yok olabilirdi. Mahçupyan'a göre, uçağın düşürülmesine bir savaşa yol açmadan etkili bir karşılık verilemezse, böyle bir karizma çizilmesiyle karşı karşıya kalabilirdi ülke... Lafı ondan devralan Seyfettin Gürsel, Türkiye'nin yaratmak istediği etkinin sadece "yumuşak güç"le sağlanamayacağını, bunun için kendi içinde güçlü olması gerektiğini söyledi ve dört noktadaki açığına dikkat çekti.

a) Cari açık üzerinden ekonomi.

b) Kürt sorunu.

c) Demokrasi açığı.

d) Bağımsız savunma gücü. Düşürülen uçağın yol açtığı "Aynı usulle cevap versek bir türlü, vermesek başka türlü" ruh halinin perde arkasında İnce Siyaset'çilerin dile getirdiği bu Türkiye fotoğrafı var bence.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.