22’inci takımı Elazığspor’da

Geçtiğimiz ay basına bir haber düştü: "Yılmaz Vural Elazığspor'da!" Medya bu habere büyük ilgi duydu. Çünkü Türkiye'yi kuzeyden güneye, doğudan batıya gezen bir teknik direktör vardı ortada ve 22'nci takımına imza atıyordu. 81 ili olan Türkiye'de 19 ili tek başına geziyordu Vural! Bir spor elçisi, bir turizm elçisi gibi adeta. Yeni takımının başında en yeni röportajını da Aktüel'e verdi Vural…
Gittiği bölgelerde sevilen, o yörenin gelenek göreneğini benimseyen bir isimdi Yılmaz Vural. Kızgındı ama. Basının kendisiyle alay etmesine isyan ediyordu. Bu durumu en güzel şöyle analiz ediyordu: "Bu durumu ben yaratmadım. Bu Türkiye'nin ayıbı. Türkiye teknik adam yetiştiremiyorsa ben ne yapayım. Durumu kötü olan beni arıyor. Gideceğim tabii. Üç tane çocuğum var. Adam gel diyor sana şu kadar para kurtar bizi. Ben de gidiyorum. Ben sadece Antalya'yı küme düşürdüm. Hepsi o. Vural şöyle Vural böyle söylemleri ayıptır, ayıp!" İşte Vural'ın ağzından dökülen sözcükler…
Süper Lig takımı Sanica Boru Elazığ ile anlaştınız. Nasıl oldu?
Evde oturuyorduk aradılar. "Hocam seninle çalışmak istiyoruz. Zor durumdayız" dediler. Konuştuk anlaştık. Benim aracım yok, adamım yok. Ben kimsenin adamı değilim.
Bu anlaşma basında fazla ilgi gördü. Neden?
Burası sonuç kültürüyle yaşayan bir ülke. Sezon başında bize teklif gelmiyor. Bu benim suçum mu? Takım kötü gidiyor, çağırıyorlar. Ayıp mı yani? Bu benim ayıbım değil! Ben Almanya'da spor eğitimi almış biriyim. Daha kimsede yokken bende prolisans diploması vardı. Eğer ben bu kadar çok takımda çalıştıysam, Türkiye bunu sorgulasın. Ben değil! Çalıştırdığım takımlardaki kıt imkanlarla çok başarıya imza attım. Bana yıllar önce Sepp Piontek'in yardımcılığını teklif ettiler kabul etmedim. Çünkü yabancı bir teknik adamın yardımcısı olmaya karşıydım. Pişman mısın diye sorarsanız biraz düşünürüm. O dönem Fatih Terim oldu, Piontek'in yardımcısı. Bugün Terim nerede görüyoruz.

22 takımda çalışmışsınız. Hatta bazı takımlarda iki-üç defa görev yapmışsınız?
Halk beni seviyor kardeşim. Her gittiğim ilde sevgi gördüm. Ben özgür bir adamın, kimsenin adamı değilim. Bu kadar ilgi görmek, sevilmek herkese özgü olamaz. Anlayın bunu. Medya anlasın özellikle de!
Siz spor elçisi misiniz bu durumda?
Evet, ben spor elçisiyim. Afrika'ya gitsem yamyam olurum. Her kültüre uyum sağlarım. İnsanların ruhundan anlarım ruhundan. Elazığ'a geldim her dakika yolda önüm kesiliyor. Benim için ulusal değil yerel medya önemli. Onlar gittiğim yerlerin sesi kulağı, ben de bu sese kulak veriyorum. 81 tane il gezdim. Her kareyi de iyi bilirim.
"Ekmeğimi taştan çıkardım"
Sert çıkışlarınız oldu çoğu zaman?
Lafımızı, fikrimizi her zaman söyledik. Susmadık. İddialı konuşunca ukala dediler. Susunca da aptal diyorlar. Ben sosyal isyanı dile getiriyorum. Bakın Metin Kurt (eski Galatasaraylı futbolcu) sendika kurdu. Herkes kaçtı ondan. Tek başına öldü gitti. Biz de konuşunca kimse gelmiyor insanın yanına. Yalnız kalıyoruz.
Yılmaz Vural nasıl bir insan?
Ben zengin çocuğu değilim. Öncelikle bunu bilin. Almanya'da fabrikada çalıştım, bodyguard'lık yaptım ekmeğimi taştan çıkarttım. Kursa gittim. Ülkeme hizmet etmeye geldim. Daum benim sınıf arkadaşımdı. Adam altyapı hocası iken omuzlarda Türkiye'ye geldi. Bizi de yerin dibine soktular. Ayıptır ayıp! Quaresma bu ülkede 3 milyon 750 bin Euro'yu koşarak alıyor. Del Bosque 7 milyon Euro aldı götürdü. Yabancı değerli, yerli değersiz. Eğer Türk'seniz vurun kahpeye!
Abdullah Avcı'nın durumu için ne diyeceksiniz?
Milli takım işi birikimdir. Altyapı ister. Biz bunları söyledik. Ben milli takıma talip olduğumu söylediğim zaman güldüler. Niye gülüyorsunuz kardeşim! Ben inandığım bu fikri ömrümün sonuna kadar savunacağım. Abdullah Avcı'yı nasıl getirdiler ise şimdi de götürmeye kalkıyorlar. Getirirken hangi kriterlere baktınız. Belediye'de beş sene istikrarlı çalışmak yeterli mi? Halk beni görüyor, seviyor ama seçiciler görmüyor.
Hamit Altıntop'un, Abdullah Avcı için, "Hoca çok pozitif ama bazen soyunma odasında sert olmalı" yorumu için ne diyeceksiniz?
Hamit, Almanya'da yetişmiş biri. O kültüre göre bu açıklamayı yapmış. Türk kültürüne göre ise yaptığı açıklama yanlış. Varsa bir fikrin, düşüncen bunu hocana söyle, medya ile paylaşma. Bu açıklama ile hocasına zarar vermiş. Şimdi kamuoyu ne düşünür. Abdullah Avcı'nın otoritesi yokmuş, disiplini yokmuş. Bu sözler Avcı'yı bitirmiştir kamuoyu önünde.
Macaristan maçında Alman kökenli yedi-sekiz isim vardı...
80 milyonluk ülkede futbolcu yetişmiyorsa dönüp bir bakmak lazım. İnsanın yuh diyesi geliyor. Futbol Federasyonu bir kurumdur. Sistemi kurar, işletir. Milli Takım başarılı ise federasyon başarılı, bu ne kadar acı bir durum. Ne olacak ya bir turnuvayı boş geçin. Zaten geçmiyor musunuz? Bir tane daha geçin. Milli takıma prim veriyorlar. Niye, aman kazansınlar diye. Zaten motive olmamış bir takım primle mi motive olacak?
19 İLİN İNSANI
>> Son olarak size Türkiye'yi gittiğiniz 19 ili soracağım. Hocam mesela Adana, Bursa, Eskişehir, Çanakkale, Denizli, Rize. Bu iller size neyi ifade ediyor?
Sevgiyi, bağlılığı, insanlığı ifade ediyor.
>> Mesela Adana.
Bakın, size tek tek bir şey diyemem. Ben dünyayı da gezdim. Şunu anlamamız lazım. Türk insanı gibi bir millet dünyada yok. Sana yemeğini verir, evinde ağırlar, derdini dinler, senden hemen başarı ister, olmazsa öfkelenir, sitem eder, içindekini dışa vurur. Ben gittiğim her yerde oraların kültürünü yaşadım, bunu gördüm.

Murat Özbostan