Pazartesi 26.11.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 26.11.2012 16:27

Asker ile basın arasındaki düzeyli ilişki

TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu geçenlerde eski Adli Tıp Başkanı Sevil Atasoy’u dinledi...

Atasoy komisyonda, işini kaybetme tehlikesiyle yüz yüze olduğu günlerde (2005) Birinci Ordu Komutanlığı'na gidip komutan Hurşit Tolon'la görüştüğünü kabul etti. Atasoy buna karşılık, Adli Tıp'taki öğretim üyelerinin fişlendiği, Tolon'a verilen raporla ilgisinin olmadığını belirtti. Evet, altında onun da ismi vardı ama bunu, raporu Tolon'a ileten eski Adli Tıp'çı, şimdinin Ergenekon sanığı Ümit Sayın oraya eklemiş olmalıydı...
Fakat benim size anlatacağım hikâye bu değil, benimki daha eğlenceli...
Yine 2005'teyiz, Atasoy'un Selimiye'deki Birinci Ordu binasına gittiği günlerin hemen sonrasındayız...
11 Eylül 2005 tarihli Hürriyet'in sürmanşeti, "Adli Tıp Enstitüsü'nden kısa bir süre önce emekli olmuş Sevil Atasoy"un artık Hürriyet'te yazacağı müjdesinin duyurulmasına ayrılmıştı...
Belki ancak çok popüler gazetecilere gösterilebilecek bu teveccühü olağanüstü kılan bir unsur daha vardı: Haber, gazetenin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün Atasoy'la yaptığı bir tam sayfalık söyleşiyle duyurulmuştu okurlara... Okurların bu tercihi yadırgamaması mümkün değildi. Özkök de bunu düşünmüş olmalı ki, söyleşiyi neden kendisinin yaptığını açıkladı okurlarına: Çünkü bu meselelere kişisel olarak çok ilgi duyan biriydi, fırsatı kaçırmak istememişti.
Yıllar sonra Ergenekon davasının delil klasörlerinde gözler önüne serilen, Ümit Sayın'a ait bir msn mesajı, meselenin o kadar da basit olmayabileceğinin işareti gibiydi... Özkök'ün Atasoy'la yaptığı söyleşinin iki ay kadar öncesine (21 Temmuz 2005) tarihlenen bu yazışmada Sayın, belirsiz bir kişiye şöyle yazmıştı:
"Atasoy aradı... Bugün Ertuğrul Özkök ile görüşmüş... Sıkı dur... E. ÖZKÖK Atasoy'un şatoya gittiğini biliyormuş ("Şato"nun Ergenekon jargonunda Birinci Ordu karargâhı olduğu düşünülüyor. –A.G.)... Atasoy'a özel bir sayfa yapmayı teklif etmiş, yani ayrı investigatif bir iş... Bir sürü ekip kuracak, ekibin içinde ben de varım tabii... G2 var ve tabii ki A2 de var... Sonuçta Hürriyet'te her istediğimiz
haberi çıkartma serbestisi veriliyor bize... E. ÖZKÖK bir şeylerin kokusunu almış hocam. O yaş tahtaya basmaz... Şato'ya gittikten bir ay sonra bu teklifi
veriyor."
Şimdi kronolojiyi bir daha hatırlayalım:
Sevil Atasoy işini kaybedeceğini anlayınca ya da kaybedince (orası biraz belirsiz), soluğu askerin "şato"sunda alıyor... Bundan kısa bir süre sonra basının "şato"sunun en yetkili kişisi Atasoy'u kendi şatosuna davet ediyor ve onun için özel bir hoş geldin partisi düzenliyor...
Bir zamanlar asker ve basın şatoları arasında işte böyle "düzeyli" bir ilişki vardı...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.