1908 Osmanlı grevleri
24 Temmuz 1908 tarihli gazetelerle duyurulan “İlân-ı Hürriyet” ile anayasal rejime geçilmesi ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun her yanını bir anda dalga dalga gelen gösteriler ve grevler sardı.
"İlân-ı Hürriyet"ten yalnızca iki ay kadar sonra, 10 Ekim 1908 günü, daha Osmanlı Meclis-i Mebûsân'ı henüz ilk oturumunu gerçekleştirmeyi bile başaramamışken, grevlerin yayılmasından çekinen Osmanlı hükümeti grevleri yasaklayan Tatil-i Eşgâl Kanûn-ı Muvakkatı'nı kabul etmişti. 24 Temmuz 1908'de "Hürriyet," yani II. Meşrutiyet ilan edilinceye kadar, Osmanlı toprakları üzerinde toplam 50 civarında grev gerçekleştirilmiş olduğu biliniyor. Bu grevlerin çoğunluğu örgütlü grevler olarak değil, fevri iş bırakmalar şeklinde kendiliğinden gelişmiştir. Bu grevlerden 26 tanesi özel şirketlerde, diğerleri de devlete ait olan veya devlet tarafından işletilmekte olan işyerlerinde gerçekleştirildi. Buna karşılık, 24 Temmuz 1908 gününden başlayarak, 31 Aralık 1908 günü sona eren yaklaşık beş aylık süre zarfında, 72'si özel şirketlere karşı yapılmış olan 146 grev gerçekleşmiş. Bu grevlerin yaklaşık yüzde 60'lık bir bölümü de devlete ait veya devlet tarafından işletilmekte olan işyerlerinde meydana gelmiş. 1908 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları dahilinde yaklaşık 200 bin ila 250 bin sanayi işçisinin çalışmakta olduğu tahmin ediliyor. 24 Temmuz 1908'de Anayasa'nın tekrar ilan edilmesiyle birlikte Osmanlı işçileri aniden toplumsal haklarının ve düşük maaşlarının farkına varmış değildi. Daha önce, "istibdâd" rejimi sırasında baskı altında tutulan ama varlığını sürdüren işçi-işveren uyuşmazlıkları, "İlân-ı Hürriyet"in yaratmış olduğu liberal siyasi atmosferde su üstüne çıkmayı başarmıştı. Osmanlı İmparatorluğu'nda herhangi bir iş kanunu ve işyerlerindeki koşulları düzenleyenyönetmelikler bulunmadığı için, işçilerin işverene sundukları talepler aslında işçilerin daha iyi yaşama ve çalışma koşullarına ilişkin özlem ve kaygılarını da gözler önüne seriyor. 8 saatlik işgünü, sağlıklı çalışma koşulları, yıllık ücretli izin, ücretli hafta sonu tatili, ve fazla mesaiye fazla ücret gibi talepler günümüzde bizler için olmazsa olmaz çalışma koşulları olarak görülebilir. Ancak, İttihâdçılar ve işverenler için, grevciler imkansızı talep etmekteydi. 1908 Grev Dalgası'nda, devlet görevlilerinin yanısıra İttihâd ve Terakki Cemiyeti ve üyeleri de grevci işçilerin dilekçelerine hedef olmuştu.
Osmanlı işçileri, "Hürriyet"i ilan etmeyi başaran İttihâd ve Terakki Cemiyeti'nin yaşadıkları iş uyuşmazlıklarına müdahale ederek kendilerinin
İttihâdçılar ve işçiler
1908 yılının Eylül ayına gelindiğinde, Anadolu Demiryolu, Rumeli Demiryolu, Aydın Demiryolu, Şark Demiryolları ve Beyrut-Şam-Hama Demiryolu şirketlerinde, yani Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki bütün demiryolu hatlarında çalışmakta olan demiryolu işçilerinin neredeyse tamamı grevdeydi. Osmanlı taşımacılığını durma noktasına getiren bu grevler, İttihâdçıların sabrını da taşırmayı başardı. Rumeli Demiryolu Şirketi işçilerinin grevi yalnızca taşımacılığa sekte vurmakla kalmamış, Osmanlı devletinin başkenti İstanbul şehriyle İttihâd ve Terakki Cemiyeti'nin genel merkezinin bulunduğu Selanik şehri arasındaki iletişimi de kopma noktasına getirmişti. İttihâd ve Terakki gibi İttihâdçı gazeteler, demiryolu işçilerinin makul olmayan taleplerinden vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan makaleler yayınlamaya başlamışlardı. İttihâdçı yazarlar, milletin ve devletin işçilerin demiryollarını kapalı tutmasına göz yummayacağını yazıyor, hatta gerekirse işçilerin yerine askerler koyarak Osmanlı demiryollarını çalışır hale getirmekten bahsediyorlardı. Grevlere tepki olarak, Osmanlı hükümeti Tatil-i Eşgâl Kanûn-ı Muvakkatini daha Osmanlı Meclis-i Mebusân'ının açılmasını bile beklemeden kabul etti. Kanunun ilk maddesinde, Osmanlı demiryolu şirketlerinde gerçekleştirilmiş olan grevler Tatil-i Eşgâl Kanûnu'nun çıkarılmasının temel sebebi olarak gösterilmekteydi. Aşağıda, L'Illustration dergisinin 17 Ekim 1908 tarihli 3425. sayısının kapağında yayınlanmış olan Osmanlı demiryolu işçileri grevinin resimlerini göreceksiniz. 27 Eylül 1908 günü Halep yakınlarında Şam'a gitmekte olan Hicaz Demiryolu treninin yolunu Türk bayrağı ile kesmeyi başaran Müslüman Osmanlı grevci işçilerin grevi pek başarıya ulaşamadı. Ancak, muhtemelen Fransız fotoğrafçının dergisi için çekmiş olduğu bu grev fotoğrafları 1908 Grevleri'nden elimize kalan ve günümüze ulaşan çok ender görüntüler olarak tarihe geçmeyi başardı.
Yavuz Selim Karakışla
EN SON HABERLER
- 1 Türkiye'den yardım seferberliği
- 2 İsrail’in yalanları elinde patladı! Gazze soykırımını böyle örtbas etmeye çalıştılar: Her şey sahte çıktı
- 3 İsrail'in etki ajanları devrede! Adım adım katliamı aklamaya çalıştılar: Nevşin Mengü, İbrahim Haskoloğlu, Oğuzhan Uğur...
- 4 McDonald’s’tan İsrail askerlerine ücretsiz yemek desteği! Sosyal medyadan boykot çağrısı
- 5 Adet kanaması kaç gün sürer? Normal adet sıklığının ne kadar olması gerekir?
- 6 Ayak mantarından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler: Ayak mantarı nasıl önlenir?
- 7 Tırnak mantarı nasıl geçer? Tırnak mantarını ne öldürür, ilaçları nelerdir?
- 8 Rihanna hamile mi? Rihanna'dan aile büyükleri anısına düzenlediği gecede şok hareket!
- 9 Okula başlayan çocuklarda fonolojik ve artikülasyon bozukluklarına dikkat!
- 10 Victoria Beckham isyan etti! Victoria Beckham eşi David Beckham'dan şikayetçi...