Perşembe 14.02.2013 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 14.02.2013 19:02

Dış Habercilik SETA’da Tartışıldı

SETA tarafından düzenlenen “Kim Yapar Dış Haberi? – Arap Baharı ve Suriye Bağlamında Dış Habercilik” isimli panelde Türk medyasında dış habercilik olgusu tartışıldı.

SETA tarafından düzenlenen "Kim Yapar Dış Haberi? – Arap Baharı ve Suriye Bağlamında Dış Habercilik" isimli panelde Türk medyasında dış habercilik olgusu tartışıldı. 2010 yılında SETA tarafından yayımlanan M. Mücahit Küçükyılmaz ve Hakan Çopur imzalı "Türk Basınında Dış Habercilik" isimli kitabın genişletilmiş ikinci baskısının tanıtımı nedeniyle düzenlenen panele NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu, TRT Türk Kanal Koordinatörü Nasuhi Güngör ve Star Gazetesi Dış Haberler Koordinatörü Nuh Yılmaz konuşmacı olarak katıldı.
KÜÇÜKYILMAZ: "BÖLGESEL GELİŞMELER TÜRK BASININI PROFESYONELLEŞMEYE ZORLUYOR"
M. Mücahit Küçükyılmaz'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panel, Küçükyılmaz'ın açılış konuşmasıyla başladı. 2010 yılında ilk baskısı yayımlanan çalışma ortaya çıktığında henüz Arap Baharı'nın gerçekleşmediğini ifade eden Küçükyılmaz, geride kalan üç yıllık süre içerisinde bölgede gerçekleşen gelişmeler nedeniyle Türk medyasında dış haberciliğin daha fazla yer bulduğunu ve yapılan çalışmanın güncellenmesinin kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti. Bu bağlamda, çalışmanın güncellenmiş ikinci baskısıyla, geride kalan süreçte Türk medyasının dış haberciliğe yaklaşımına dair kapsamlı bir bakışın hedeflendiğini değerlendirdi. Son üç yılda yaşanan bölgesel gelişmelerin Türk medyasını dış habercilikte daha profesyonel hareket etmeye zorladığını ifade Küçükyılmaz, sonrasında panelistlere yönelttiği sorularla Türk medyasında dış habercilik olgusunu tartışmaya açtı.
ÇUBUKÇU: "TÜRK BASINININ YALNIZCA 'O AN'A ODAKLANMASI BÜYÜK EKSİKLİK"
Panelde ilk olarak söz alan Mete Çubukçu, dış haberciliğin üç temel odak noktası olduğunu belirterek, bir dış haberin öncesi, o an ve sonrasıyla değerlendirilmesi gerektiğini, bu genel kaideye rağmen Türk medyasının sadece 'o an'a odaklandığını ve bu durumun, dış haberciliğimizin en temel sorunu olduğunu belirtti. Dış habercilikte saha çalışmasının olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Çubukçu, ancak dış habercilikteki tek safhanın bu olmadığını, meselenin bir de masa başı ve kurumsallaşma (devamlılık) boyutlarının olduğunu, dış haberciliğimizdeki en büyük eksiklerden birinin kurumsallaşmanın oturmaması olduğunu ifade etti.
Türk medyasının bir diğer eksiğinin nitelikli muhabir sorunu olduğunu belirten Çubukçu, muhabirliğin hedef değil de, aşılması gereken bir basamak olarak görüldüğü müddetçe Türk medyasının dış habercilikte ideal bir düzeye yükseleceğine inanmadığını kaydetti. Türk medyasında yaşanan muhabirlik sorununda medyanın ekonominin problemlerinin etkili olduğunu belirten Çubukçu, medya kuruluşlarının ekonomik nedenlerle az sayıda muhabir istihdam edebildiğini, dolayısıyla bir alanda uzmanlaşması gereken muhabirlerin birkaç alanda birden uzmanlaşmak zorunda bırakıldığını, bunun da bir muhabirden alınacak performansı düşürdüğünü kaydetti.
Türk medyasının dış habercilikte yaşadığı sorunların akademik boyutu olduğuna da dikkat çeken Çubukçu, Türkiye'deki mevcut gazetecilik bölümlerinin artık teoriden çok pratik eğitim modeline odaklanması gerektiğini ifade ederek, gazeteci adaylarının sahaya yönlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türk medyasının Arap Baharı sürecini ele alışına dair değerlendirmelerde de bulunan Çubukçu, bu süreçte medyanın nesnellikten çok uzak olduğunu, manşetlerde oryantalist bakış açısının göze çarptığını ve bu durumun medyanın en büyük eksikliklerinden biri olduğunu sözlerine ekledi.
GÜNGÖR: "CİDDİ BİR DEĞİŞİM YAŞAMAYAN MEDYA YAPILANMASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Panelde Çubukçu'nun ardından söz alan Nasuhi Güngör, Türk basınında dış haberciliğin halen profesyonelleşemediğini belirterek, niteliksel sorunlar yaşayan basının, başbakanın yurtdışı gezilerinde dahi kendisini belli ettiğini, bu gezilerde gezinin magazinel boyutunun diplomasi boyutunun önüne geçtiğini ve ülkedeki dış haberciliğin niteliğini ortaya koyması bakımından önemli bir örnek oluşturduğunu ifade etti.
Türk basınında sorunlu alanın yalnızca dış habercilik olmadığına değinen Güngör, her birimi sorunlu bir medya düzeniyle karşı karşıya olduğumuzu ve Türkiye'de her alanda yaşanan değişimlere rağmen medyanın ciddi bir değişim yaşamadığını, dolayısıyla mevcut sorunların devam edegeldiğini belirtti.
Dış habercilikte en temel sorunlardan birinin medyanın ekonomik yetersizliği nedeniyle muhabire yatırım yapmaması olduğunu ifade eden Güngör, ekonomik maliyeti nedeniyle çok sayıda muhabir istihdamı gerçekleşmediğini, dolayısıyla dış haber yapılırken muhabir boyutunun atlandığını, bu durumun ise Türkiye'de evrensel normlarda bir dış habercilik yapılmasının önünde büyük bir engel oluşturduğunu kaydetti. Türk basınında dış habercilik yapan muhabir ve gazetecilerin yabancı dil ve bilgi birikimi noktasında yaşadıkları eksikliklere de dikkat çeken Güngör, son olarak dış haberciliğin çok boyutlu bir alan olduğunu ve dış haberin yapılması esnasında ülkenin yurtdışı odaklı çalışan kurum ve kuruluşlarıyla koordineli çalışılmasını gerektiğini, fakat Türk basınının bu noktada da büyük eksiklikler yaşadığını kaydetti.
YILMAZ: "TÜRK BASINI İKİ TEMEL PROBLEMLE KARŞI KARŞIYA"
Panelde son olarak söz alan Nuh Yılmaz ise Türk basınının iki temel problemle karşı karşıya olduğunu değerlendirerek, bu sorunların ilkinin yapısal olduğunu, diğer sorunun ise muhabir sorunu olduğunun altını çizdi. Medyanın yapısal sorununun ekonomik ve siyasi sebeplere dayandığını belirten Yılmaz, mali açıdan yeterli olmayan ve siyasetten bağımsız bir medya yapısı oluşmadıkça sorunların devam edeceğini belirtti. Türk basınının ikinci temel sorunu olarak nitelikli muhabirliğin kurumsallaşmamasını gösteren Yılmaz, muhabirliğin bir ideale dönüşmediği sürece nitelikli muhabir bulmakta zorlanılacağını ifade etti.
Türkiye'de dış haberciliğin sorunlarının akademik boyutu olduğunu da kaydeden Yılmaz, gazeteciliğin nesnellik kaygısı olduğunu, gazetecinin nesnel bilgi taşımakla yükümlü olduğunu, gazetecinin ilk haber veren olmaktan önce doğru haber vermesi gerektiğini fakat eğitim ve mevcut medya zihniyetinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle gazetecilerin haberi olduğu gibi vermek yerine kendilerine göre haber yaptıklarını, bunun da herkese zararı dokunduğunu kaydetti.
Son olarak konvansiyonel medyaya rakip olarak son yıllarda yükselişe geçen sosyal medyaya değinen Yılmaz, sosyal medyanın dış haberciliğe olumlu katkıları kadar olumsuz katkıları da olduğunu belirtti. Sosyal medyanın, yalnızca propaganda ve dezenformasyon aracı olarak bu mecrayı kullanan ve çoğunluğunu kimliği belirsiz ve "troll" olarak isimlendirilen kullanıcılar nedeniyle büyük bir bilgi ve enformasyon kirliliğine yataklık ettiğine dikkat çeken Yılmaz, sosyal medyada, "Kimden aldın haberi? Kaynımın kaynından!" düzeyinde bir habercilik yapıldığını, bunun da yarardan çok zararlara yol açtığını ve bu tür kullanıcılara ve yorumlarına itibar edilmemesi gerektiğini ifade etti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.