Perşembe 21.02.2013 00:00
Son Güncelleme: Cuma 22.02.2013 16:09

Futbolda teknolojiyle adaleti sağlamak mümkün mü?

Sabah Gazetesi yazarı Bülent Timurlenk Aktüel'in futbol dosyasında zor sorulara, şık şutlar çekti…

Futbol ürün olarak ömrünü tamamladı mı? Sanki hep varmış gibi ve hiç bitmeyecek bir heyecan fırtınası gibi gelen "futbol" yoksa hasta mı? Herkes futbolun artık eski tadı vermediğini söylüyor. Klişeye dönüşen bu tezin peşinde bir dizi aklı başında röportaj yaptık. Yiğiter Uluğ ile başladığımız röportaj dizisine Bülent Timurlenk ile devam ediyoruz... Bülent Timurlenk, futbolun bugününü ve geleceğini Aktuel.com.tr için yorumladı...
Dünyada hangi ligleri izlemekten keyif alıyorsunuz? Sizce hangisi daha zevkli?
İyi futboldan önce, her futbolsever kendi ligini izlemekten hoşlanır. Tuttuğunuz takımın rakiple mücadelesi 90 dakika ama asıl heyecan maç bittikten sonra başlıyor. Kazananın kaybedeni kızdırması ve futbolun üzerine dönen konuşmalar keyifli. Erkekler arasında futbol gerçekten önemli bir yer tutar. O yüzden lokal lig öncelikli diyorum… Türkler için öncelik Türkiye ligi. Onun ardından en görkemli lig İngiltere Ligi. Tribünleriyle, statlarıyla, futbolun oynanış biçimiyle ve hızlı oyunuyla İngiltere Ligi hepsinden uzak ara önde! Zaten İngiltere Ligi'nde NBA modellemesi var. Her türlü standart sağlanmış durumda. İngiltere'nin ardından İspanya Ligi geliyor. Orada da Messi, Cristiano Ronaldo, Real Madrid ve Barcelona kapışmasını izliyoruz. Son yıllarda makas çok açıldığı için rekabet ortamı yok diyebiliriz. Barcelona'nın ve Real Madrid'in karşılaşmalarda 5 tane gol atıyor olması hiç hoş değil yani… Bu liglerin dışında Almanya Ligi var. Onu izleyebilmek için biraz fedakarlık gerekiyor. Çünkü cumartesi öğleden sonra oynanıyor. Genelde insanlar hafta sonu akşam oynanan maçları daha çok izliyorlar. Bir de oranın medyasını da iyi bilmek gerekir. Ben mesela Almanya Ligi'ne uzağım… İtalya Ligi son yıllarda çok kan kaybetti. Bir zamanlar Maradona ve Platini'nin oynadığı bir lig… İtalya Ligi'nin eski tadı yok. Ama bunların nedeni biraz da Avrupa ekonomisi ile ilgili.
TÜRKİYE'YE AVRUPA ŞAMPİYONASI'NDA TARİH YAZDIRAN ABD'Lİ ŞİMDİ GALATASARAY'DA!
Futbolda antrenman tekniklerinin gelişmesi futbolcuları çok geliştirip futbolu sevimsiz bir hale getirmiş olabilir mi?

2008 Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye tarih yazarken maçların son dakikalarında gelen goller vardı. Son dakikalarda o golleri atabilmeniz için saha içinde ayakta kalabilmeniz lazım. O ayakta kalabilmeyi sağlayan adam Amerikalı bir kondisyoner, Scott Piri. Bu iş artık o kadar bilimselleşmeye başladı ki teknik adamların yanında bu kondisyonerlere ihtiyaç var. İdmanlarda bütün bir haftanın programını yapıyorlar. Antrenman programları elbette teknik direktörler tarafından çiziliyor. Ama burada tekniksel yardım alınıyor. Şu an zaten Scott Piri Galatasaray'da. Bu isimler futbolun sadece ve sadece kondisyon kısmına bakıyorlar ve sürekli değişen teknikler geliştiriyorlar. Mesela pilates yapmaya başladılar. Eskiden stretching denen uygulama yoktu şimdi var. Eskiden rejenerasyon idmanı da yoktu… Takımlar genelde ertesi gün izin yaparlardı. Şimdi bu idmanla beraber adalelerin yumuşatılması amaçlanıyor. Her idmandan sonra stretching yapılarak adalelerdeki yırtılma ya da ödem oluşması önleniyor. İdmanlarda çok güç sarf edildiği zaman laktik asit birikmesi oluyor ve bu ağrı yapıyor. Bunu yapmak için stretching uygulaması yapıyorlar. Bu bilimselliğin sonu yok. Her gün ortaya çıkan yeni aletler var yeni teknolojiler var. Bütün bunlardan eş zamanlı olarak faydalanıyorlar. Bazen çok basit bir sopa ve bir iple değişik bir idman bile yaptırabiliyor bu fizyoterapistler. Bu tamamıyla bir uzmanlık konusu. Sonuçta futbol çok büyük bir piyasa. Takımın konuşan teknik adam yüzü çok büyük bir baskı altında. Önemli olan burada bu ekip çalışmasının içinde o fizyoterapistin doğru idmanı takıma verebilmesi. Çok fazla idman yaptığınızda maçlarda yorgunluk hissediyorsunuz. Bir de bireysel idmanlar çok önemli. Mesela Burak Yılmaz'ın kafa vuruşlarındaki eksikliklerini özel idmanlarla giderdiler. Zıplama idmanları ve kafa vuruş idmanlarında her futbolcunun eksiği vardır. Biz buna kondisyon olarak bakmamalıyız. Bazı futbolcuların sol ayağı daha iyidir ve bir duvarın karşısına geçerek 50 kez sağ ayakla vurmasını istersiniz. Mesela bazı oyuncuların çıkış hızı yavaştır, ağır hantaldır. O oyunculara çıkış deparı attırılır. Bazı oyuncuların beli kalındır onlara da başka antrenmanlar yaptırılır. Mesela Fenerbahçe'de ki genç yetenek Salih'in vücudunun üst tarafındaki adale yapısı ben dahil bir çok kişi tarafından zayıf bulunuyor. Özellikle ayakla oynan bir oyunda kol kaslarının ne gereği var diye sorabilirler… Ama ikili mücadelede karşınızdaki sert bir rakipse omuz gücünüz olmalı. Bu yüzden de o pazıları şişirmek gerekiyor. Yani idman teknikleri sürekli olarak gelişiyor. Ama Türkiye'de yapılan idman Avrupa'daki idmanların neredeyse yüzde 50'si....
TÜRK FUTBOLUNUN EN BÜYÜK PROBLEMİ…
Futbol taktikleri bitti mi?

Futbolda taktikler bitmez! Tek forvetle oynayan takım az gol attığı zaman çift forvetle oynasın, 4-4-2 oynasın demek çok mantıklı değil. Eğer bunu söylerseniz o zaman iki forvetle de gol atan takımın 3 tane santraforla oynaması gerektiğini mi söyleyeceksiniz? Futbol dizilişlerinde radikal olan bence 3'lü defans oynamak. 3'lü defans oynamak kolay değildir. Bir zamanlar 3-5-2 taktiği çok fazla takımı etkilemiştir. Futbol dünyasında, teknik adamlar da başka teknik adamlardan besleniyor. Futbolcular da aynı şekilde. Rakip takıma karşı taktik geliştirmek zorundasınız. Jean Paul Sartre şöyle der; "Futbolda her şey rakibin varlığı ile çetrefilleşir." Sen ne yaparsan yap sonuçta kendi sistemini oturtmak zorundasın. Bu oyun biraz ezber oyunu. 3'lü defansı 3 tane stoper uzun boylu adamla oynayabilmek pek kolay bir tercih değil. Yıllar içinde zaten vazgeçildi. Bugün bunu İtalya'da bir iki takım oynuyor. Bütün dizilişler santra noktasında, televizyon ekranından gelen görüntü. Eğer futbolcudan siz istediğinizi alamazsanız saha içinde yapması gerekenleri yapmazsa, sahadaki dizilişlerin çok fazla anlamı kalmıyor. Ama elinde sonunda şunu söylemek gerekiyor; yetenekli futbolcularınız varsa nasıl olursa olsun oynarlar. Yani bugün yetenekli futbolculara göre saha dizilişini saha dizilişini yapmakta yarar var. Eğer çok fazla sistem üzerinde diretip, benim taktiğim 4-3-3 tür bundan başka bir şey oynatmam diyorsanız da o zaman ona uygun transfer yapacaksınız. Bence Türkiye'deki en büyük problemlerden biri bu! Zaten Anadolu takımlarında sürekli teknik adam değişimi var. Galatasaray ve Fenerbahçe'de 2-3 yıllık vadede hocalar çalışıyorsa ve bir sistemin varsa o sisteme uygun oyuncu transfer edeceksin. Daha sonra bir oyuncu yüzünden de sistemini değiştirmeyeceksin. Kafalar çok fazla allak bullak oluyor. Sistemler kaybolmaz! Eskiden kademe anlayışı denen şey yoktu. Futbol şimdi çok daha zor bir oyun. O zaman çok daha fazla durarak oynanan bir oyundu. Ben futboldaki dizilişlere sadece hakemin santra düdüğünden önce ekranda gördüğüm görüntü olarak bakıyorum.
HAKEM KARARLARI SERTİĞİ ÖNLEMELİ!
Futbolu nasıl daha zevkli bir hale getirebiliriz?

Sanıyorum sertliği önleyecek hakem kararlarında biraz daha değişiklik yapılabilir. Hakemlik çok zor iş. Yani oyunun kurallarını bilmek yetmiyor saha içinde. Oyunun kurallarını herkes bir kitap açıp ezberleyebilir ama biraz futbolu sevmek, futbolu yorumlayabilmek futbolu saha içinde anlayabilmek lazım! Bunu yapabilen hakemler zaten başarılı oluyorlar. Bir de hakikaten çok fazla özgüven gerektiren ve irade gerektiren bir iş. Sonuçta beşinci dakikada verdiğiniz yanlış kararın telafisi için bazı hakemlerin, bunu başka bir yanlışla dengeledikleri bir oyun. Bunun Türkiye'de çok fazla örneği var. "Tribünlerden etkilenmemek lazım" diyoruz ama bunlar hep beylik laflar gibi oluyor. 50 bin kişi adınızı olumsuz olarak andığı zaman kim etkilenmez ki? Zor iş hakemlik.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.