Pazar 10.03.2013 00:00
Son Güncelleme: Pazar 10.03.2013 09:25

Ruhu genç aşıklar Ercan & Nazan

Son Yılların en yetenekli çifti Nazan ve Ercan Kesal ile bir araya geldik

Birbirinizi ilk olarak nerede gördünüz?
Ercan Kesal: Nazan'la ilk olarak bir psikiyatri merkezinin düzenlediği psikiyatri-sinema, psikiyatri-tiyatro başlıkları altında düzenlenen cumartesi söyleşilerinden birinde tanıştık. Kendisi oraya dinleyici olarak gelmişti.
Nazan Kesal: Ortak müzisyen bir arkadaşımız üç ay boyunca bana Ercan'dan bahsetti. Onu artık tanır gibi olmuştum, karşı karşıya gelmek ise tamamlayıcı oldu.
Ne hissettiniz kendisiyle tanıştıktan sonra?
N.K.: Çocuğumun babası olacak adamı buldum dedim.
Bir çocuğunuz var öyle değil mi?
N.K.: Evet bir erkek çocuğumuz var, yedi yaşında, Poyraz'ımız… O çok istediğim bir şeydi, sorumluluğu var. Milat gibi bir kadın için ama zor dönemler geçince çok keyifli bir süreç başlıyor, arkadaş gibi oluyorsunuz.
Daha mı endişeli oldunuz peki?
N.K.: Çok sevdiğim bir insan var karşımda ve ikimize ait bir şey o… Ağır gelmiyor, hayat zaten zor, bebek ise güzellik katıyor bu yaşama. Sizden kalıcı olan, geriye bırakabileceğiniz tek şey.
E.K.: Çocuk aileyi tamamlayan bir şey. Ne zaman bir çocuğunuz oluyor, o zaman aile oluyorsunuz. İki kişinin çocuksuz olarak yaşaması "birliktelik"… "Aile" kavramı çocuktan sonra oluşan bir süreç. Dünyayla olan var oluş sorusuna cevap bulmuş oluyorsunuz, onunla tamamlanıyor. Ölüm korkunuz ortadan kalkıyor, onun için daha çok yaşamak istiyorsunuz. O ise bambaşka bir birey aslında, kendine ait bir dünya kuruyor.
Nazan Kesal'ı diğer kadınlardan ayıran nedir? O sizi gördükten sonra "işte çocuğum babası olacak erkek bu" demiş. Sizde de aynı şey oldu mu?
E.K.: O anda olmadı... Erkekler daha dışa dönük yaşıyorlar, benim ikinci evliliğim ve deneyimin vardı bu konuda. Biraz da uzaktım bu konuya aslında, çok şefkatli ve fedakar bir tavrı vardır Nazan'ın… Yanında rahat hissettim kendimi, önce aile olmaya karar verdik ve 2005'te evlendik.

"Doktorlar toplumun her kesiminden insanı tanır"


Siz neden tıp fakültesinde okudunuz? Çünkü kalemi çok güçlü olup da senaryo yazabilen, üstüne üstlük oyuncu olan tıp adamı pek görmedik…

E.K.: Bilinçli bir seçim değil, Avanos'da büyüdüm ben…Galiba babamın ısrarı ve yönlendirmesiyle oldu. Üçüncü okulum aslında tıp fakültesi, ilk olarak Siyasal'da okudum; eski Mülkiyeliyim. Ama o yıllarda var olan kavga ortamının içinden İzmir'e gittim ve orada tıp fakültesinde eğitim gördüm. Tüm dünyada hekimlerden farklı alanlarda başarılı olan pek çok insan çıkmıştır… Che Guevara, Anton Çehov doktordur, İstanbul'un tarihinde çok önemli isimlerden biri olan Cemil Topuzlu doktordur. Sebebi insanla kurulan ilişkidir çünkü; herkes kendi hikayesiyle gelir ve sadece dinlemekle kalmaz, o insanın yanında da yer alırsınız. Diğer mesleklerdeki insanlar doktorlar kadar toplumun her türünden insanla birlikte olmaz. Dolayısıyla çok iyi gözlemlediğim için oynuyorum, yazıyorum.
Genellikle oyunculuk için "belli bir yaşta yapmaya başlarsan olur, aksi türlü olmaz" denir. Siz bu inanışın dışında kalan bir örneksiniz. Tıp eğitimi aldınız, belli bir yaştan sonra senaryo yazdınız, beyazperdede göründünüz… Konservatuvarlarda bile 22 yaşından büyükleri sınava almıyorlar…
E.K.: Tiyatro oyuncuları için bu gerekli evet ancak sinema oyunculuğunda tam tersi, hayatı gözlemlemiş olmak önemli. Tiyatro sahnesinde tek başınasınız ve oyun süresi ne kadar ise o zaman içinde performans sergilemeniz gerekiyor ama sinemada yönetmen tarafından oynatılıyorsunuz.
N.K.: Tiyatroda da yönetmen önemli ama sinema kadar değil. Oyunculuk okullarında da yaş ortalamasının çok genç olmasının nedeni öğrencilerin bu mesleği bütün olarak algılamaları ve dört yıllık eğitim sürecinde birçok metodu, yazarı bilmeleri lazım. Bu teknikleri bilmeyen bir oyuncunun tiyatroda bir şeyler yapabilmesi zordur.
E.K.: Ben tiyatroda oynayamam mesela.
N.K.: Tiyatro eğitimi almış oyuncuların sinemadaki teatrallikleri sakil bulunur yönetmenler tarafından ve "ah şu tiyatrocular" diyerek köşe bucak kaçar sinemacılar. Sinema çok hayatın içinde ve gerçek… Tiyatro da gerçek ama kendi içinde ayrı bir gerçekliği var.
Siz nerede büyüdünüz?
N.K.: Köprübaşı, Manisa… Salihli Lisesi'ni bitirdim, aileme baktığımda babamın yapamadığı şeyi yapıyorum aslında. İki tane amcam opera sanatçısı.
İki amcanız opera sanatçısı, peki babanız neden oyuncu olamamış?
N.K.: Babam evin en büyüğü, dedeme de bir kurban lazımmış, o da babam olmuş. Dedem mutaassıp bir insandı. Babam ise şimdi çok iyi bir esnaf.
Asi miydiniz?
N.K.: Çok dışavurumcu bir çocuktum, asiydim, yer yer şımarıktım. Her zaman kendini gösterme, gülme, insanları güldürme dürtüsüne sahiptim. Sanki öyle bir misyonum varmış gibiydi.
İlk gençlik yıllarınızda babanızla çok ters düştüğünüz durumlar yaşadınız mı?
N.K.: Ben kasaba kızıyım. Kızlar üzerinde anlaşılmaz bir baskı vardır kasabalarda… Üzerimde çok hissettim bu baskıyı, çarşıya gitmek yasak, orası sadece erkeklerin oturduğu bir meydandır. Motosiklet kullanmayı çok severdim, "sen erkeklerin yapacağı şeyleri yapma" derlerdi, bunlara itiraz ettim. Dur dediler, ben de durmadım. Babam benim için çok özeldir, konservatuvarı kazandığımı söylediğimde boynuma sarılarak ağlamıştı… Çok mutlu, hâlâ en büyük kritikçimdir kendisi.
Peki Ercan Bey sizin şu sıralar üzerine çalıştığınız bir senaryo var mı? Neler yapıyorsunuz?

E.K.: Ben bu aralar gazeteye köşe yazıları yazıyorum, doktora tezim üzerine çalışıyorum. Son dönemlerde birçok yapımda rol aldım. Şu anda da üzerine çalıştığım bir senaryom var. Bir özel hastanenin işletmecisi ve yöneticisiyim. En fazla zaman ayırdığım yer de orası.
NESLİHAN PERKER
FOTOĞRAFLAR: GÜVEN POLAT

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.