Geleneksel bir adamım, kalıplarım var

Hayat nasıl geçiyor?
Yoğun… Çalışmayı çok seven bir adamım, boş kalmayı sevmem, yeni ortamlar, insanlar, projeler iyi oluyor. Günlük hayatımı planlamayı severim, yapacağım iş ne ise ona odaklanırım.
Planlı bir adam olmanın sıkıntıları oluyor mu?
Herkes sizin hızınıza yetişemeyebiliyor ve nahoş durumlarla da karşılaşabiliyorsunuz. Ama iyi sonuçlanır planlarım, ilmik ilmik giderim hedeflerimde. Disiplinli olmak zorundayım diye düşünüyorum.
Oyunculuğun gereğidir disiplin, ancak bu kadar yoğunluğun ve yorgunluğun içinde sürekli disiplinli olmak da kolay değil.
Şu anda en iyi şekilde çalışmak için enerjimi veriyorum… Yapmak istemediğim veya ara vermek istediğim zamanlar da olacak. Bu rahatlığa erişebilmek için bugün bu kadar yoğun çalışıyorum
İstanbul'dan mısınız, yoksa başka bir şehrin çocuğu musunuz?
Mersin'de doğdum büyüdüm. Havasıyla, insanıyla, doğasıyla özellikle mutfağıyla çok yönlü bir şehirdir. Oranın izlerini hâlâ taşıyorum ama özünüzün değişmesi kolay değil, 12 yıldır buradayım, İstanbul'u çok sevdim. Doğayı sevsem de buranın yoğunluğuna alışıyorsun bir süre sonra.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Aslında sıradan ancak fazla fırlama bir çocuktum… Kalabalık ve mutlu bir ailede mahalle kültürüyle büyüdüm, oradakileri de en çok yoran çocuk bendim. Bir kız, dört erkek kardeşiz biz. En yakın arkadaşlarımız kardeşler ve kuzenlerdi. Babamlar dokuz kardeş aynı jenerasyondan, 25 kuzenim var. Mizacıma da o aile kavramı yansıdı.
Baba olmayı istiyor musunuz?
İstememek mümkün değil, kalabalık ailede büyüyünce insan kalabalık seviyor. Neden olmasın diyorum. Çocuklarına çok düşkün bir baba olacağım muhtemelen ama daha zamanı var.
Evlilik, üzerine plan yapılması güç bir şey…
Aynı şekilde düşünüyorum, günün birinde isterim. Yalnız ve uzun bir yaşamdan ise kalabalık bir yaşamı tercih ederim

"Mücadelem bu yüzden…"

Sonrasında da Bodrum'a falan mı yerleşeceksiniz?
Önce dünyayı gezip, ardından bir sahil kasabasına yerleşirim. Şehirle bağım kopmaz. Zaten ileride bu imkanlara sahip olmak için mücadele ediyorum.

Kıskanç mısınız?
Evet… Törpülemeye çalıştığım huylarımdan biri. Geleneksel bir adamım, kalıplarım ve çizgilerim vardır. Karşımdaki insanın kişisel haklarına müdahale edecek sınırda değildir çizgilerim ama limitlerim bellidir.
Ucu açık konuştunuz…
Evet.
Siz şu anda oyuncusunuz. Peki, "bir oyuncuyla birlikte olmam" gibi bir kuralınız var mı?
Sektörden birisiyle birlikte değilim belki de bu yüzden rahat konuşuyorum. Tabii gönül ilişkisi bu, hayatınızda ne olacağı belli olmuyor. Kız arkadaşım bu sektörden değil, demek ki tercih etmem.

Çocukluğunuzda ünlü mü olmak istiyordunuz?
Tesadüfler sonucu ünlü olmayı ve oyuncu olarak mutlu olmayı hayal ettim. İnsanların benim vesilemle gülümsemesini görmekten hep mutlu oldum. Çok mutlu olduğunuz bir işi yapmanın getirdiği haz paha biçilemez.
Ünlü olmaya başladığınızda paniklediğiniz zamanlar oldu mu?
Kaygan zemin… İnsan psikolojisi ve egosu etkilenmeye çok müsait. Hedefin önemlidir, bir insan bir şeyi gerçekten isterse ve çabalarsa onu yapabilir. Ben de şu anda oluşturduklarımı kaybetmemek için çabalıyorum… Fikrine güvendiğim insanlardan öneri ve fikir alıyorum. Kız arkadaşımın da fikirlerine önem veriyorum çünkü farklı bir göz… Bu süreç çok keyifli ve çok tehlikeli.

"Pis Yedili" dizisinde canlandırdığınız "Bayrampaşalı" karakteri bıçkın… Sizde de öyle bir hal var.
"Bayrampaşalı" da benim gibi mahalle kültüründe büyümüş bir erkek profili. İnsanları gözlemlemeyi çok severim, çocukluğumda bu kültürün içinde yetiştim ve İstanbul'a geldikten sonra buradaki yaşam tarzını da izledim. İlk gençlik yıllarımda çok dayak yedim, ister istemez kavgaya girdiğim de oldu. Kardeşlerimi, kuzenlerimi ve arkadaşlarımı korumak adına… Üç kere burnum kırıldı o yıllarda. Ama kendi içimizde yaşadığımız bu bıçkınlıklar asla şiddete dönüşmedi ve ileri bir boyuta da gitmedi. Herkes durması gerektiği yeri bilirdi.
"Bir Hikayem Var" filminin konusundan ve rolünüzden biraz bahsedebilir misiniz?
Mert'in bir hayali var; Kendi filmini çekmek... İşte bunu gerçekleştirebilmek için en yakın arkadaşları Okay ve Aras'la yola koyuluyor... Filmi çekebilmek için aldıkları borç paralar ve söylemek zorunda kaldıkları yalanlar, bir süre sonra başlarına bela oluyor. Çıktıkları bu yolda, işler planladıkları gibi gitmeyince, kendilerini macera dolu, birbirinden komik olayların içinde buluyorlar.
Kendi hayatınızın filmini çekmek isteseydiniz bu sefer ismi ne olurdu?
"Benim de 'Bir Hikayem Var!" Talip hocam duymasın…
Filmde olduğu gibi; başladığınız bir işte, ilerleyen zamanlarda başınıza olmayacak işler geldi mi?
Olmayacak işler diyemem ama beklenmedik durumlarla karşılaştığım çok oldu.
Hayatınızda olaylara karşı panikleyerek mi, yoksa ironik bir yaklaşımla mı bakarsınız?
İkisi de değil aslında. Eskiden olsa ironik yaklaşırım derdim, fakat şu an çok daha sakin ve mantıklı yaklaşıyorum. Tabii durumun ne olduğu da çok önemli.

FANTASTİK FİLM

İleride gerçekten film çekmek ister misiniz? Çekerseniz bu proje hangi türde olur?
Eğer gerekli bilgi ve donanımına sahip olursam neden olmasın ama bir film yaratmak kolay değil. Ben, gerilim ve fantastik filmleri severim. Mesela bunlara yakın bir film olabilir.

KALP KIRIKLARI

Hayata dair kalp kırıklıklarınız var mı?
Kandırılmak ve aldatılmak… Bir insanla olan iletişimimde ilk öncelik o insana güvenmektir. Ancak o zaman ilerleyebilirsiniz, kendi hayatımda aldatıldım, kandırıldığım da oldu. Bu tür konularla ilgili kalp kırıklıklarım var.
Aşk kavramı sizin için yıllar içinde değişti mi?
Aynı her şey benim için… Aynı hataları yapmaya devam ediyorum. Her zaman kalbiyle hareket eden bir adamım ben, hatta bazen o kadar sevgi veririm ki karşımdaki insanı boğabilirim.
NESLİHAN PERKER
FOTOĞRAFLAR: Engin IRIZ