Perşembe 25.04.2013 00:00
Son Güncelleme: Cuma 26.04.2013 02:31

Barış sürecinde akil kadın olmak!

Akil İnsanlar Heyeti’nde 11 kadın yer alıyor. Onlara Akil Kadınlar, bir başka deyişle “Barışın Kadın Havarileri” demek de mümkün. İşte o isimler Aktüel’e barış sürecinde etkin rol almayı, “akil kadın” olmayı ve ne gibi çalışmalar yürüttüklerini anlattılar.

AKİL İNSANLAR MARMARA BÖLGESİ HEYETİ'NDEN HÜLYA KOÇYİĞİT
*Yıllar sonra sanatçılığın dışında başka bir sıfatla gündeme geldiniz… İsterseniz işin a'sından başlayalım: Nedir bu "akil insan?"
Benim inandığım kadarıyla Türkiye nüfusun büyük bir çoğunluğu akil insan…
*Peki sizi onlardan ayıran ne oldu?
Bu seçim bana kalırsa Türkiye'nin bir özeti. Farklı anlayışların, farklı duruşların, barışa giden yolda görüşlerini ifade etmiş insanların arasından seçilmiş bir grup. Bu insanların bir tek ortak noktası sadece barışa inanmaları. Onun dışında herkesin farklı siyasi görüşü var. Bir çoğumuz birbirimizi tanımıyoruz bile…
*Siz hangi bölgede görev yapıyorsunuz?
Marmara Bölgesi'nde…
*Bir de şöyle bir durum var… MHP ve CHP'nin tutumları zaten belli. Onlara oy veren kemik kesimi ikna etmek çok güç. AK Parti tabanı ise muhtemelen ılımlı yaklaşıyor olaya. Nasıl yürüyecek bu iş; bu kemik tabakanın ikna olması mümkün mü?
O kesimin içindeki büyük bir çoğunluk da terörün bitmesini istiyor. Kanın dökülmemesi, büyük acıların yaşanmaması için herkes hemfikir. Belki siyaseten farkı çözüm düşünceleri olduğundan şu anda teklif edilen öneriye katılmayanlar var. Ama terörün bitip, barışın gelmesi için herkes aynı fikirde bence. En çok da kadınlar barış istiyor çünkü terör nedeniyle çekilen acılar en çok onları etkiliyor.
*Neden? Babalar da çocuklarını sevmiyorlar mı?
Seviyorlar tabii ama izin verin de ana sevgisinin yeri biraz farklı olsun. Şehit cenazesinin başında evladının tabutuna sarılmış anne ağlarken "Bu son olsun, benim çektiğim acıları başka analar çekmesin" diye haykırıyor.
*Ama öbür tarafın anneleri de ağlıyor…
Elbette ki bu söylediklerim evladını kaybeden her anne için geçerli. Biz kendi tarafımızdan baktığımızdan vatanını korumak için can veren evlatlarımıza şehit diyoruz. Ama tabii ki her anne bu acıyı yaşadı. Yaşam sevinçlerinin kaybolmaması, terörün bitmesi, silahların susması şart. İlk defa olarak da çözüm süreci barışa bu kadar yaklaştı. 30 senedir acılarla yoğrulduk, kaskatı kesildik. Bu süreçte benim "iki ucu keskin bıçak" dediğim bu görev, belki kaybettiğimiz sağduyuyu kazanmamıza neden olacak.
"İki ucu keskin bıçak"
*İki ucu keskin bıçak dediniz… O neden?

Bu görev için arandığım zaman "acaba yanlış anlaşılır mıyım" diye hiç düşünmedim; çünkü "Barış istiyorum" demek nasıl yanlış anlaşılabilir ki? Sonra bunun bazı kesimler tarafından eleştirilebildiğini gördüm…
*Eleştiri derken kibarca söylüyorsunuz, hakarete vardı bazıları…
Maalesef. Şahsımla değil de, mesleğim ile eleştirilmem beni biraz hassas yaptı bu konuda. Ben bu ülkenin ürettiği bir sanatçıyım, ne aldımsa bu topraklardan aldım. İnsanlar beni baş tacı ettiler, alkışladılarsa ben ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kadını olduğum içindi. Ama bu kadar iyi niyetle barışı dile getirmek için bir karar verdikten sonra eleştirilmek üzdü beni.
*Sadece size değil, özellikle bütün sanatçılar için Devlet Bahçeli'nin ağır eleştirileri oldu…
Sayın Kılıçdaroğlu da "Akil insanlar, aklını kiraya veren insanlar" dedi… Devlet Bahçeli de mesleğimizi küçümseyecek bizim aklımızın bu işlere yetmeyeceğini ima etti...
*Dahası, Bahçeli de vatan haini demeye getirdi…
Evet… Belki de bu çözüm sürecinde kendi önerileri gündeme gelmediği içindir.
*Belirli bir çözüm önerisiyle gelmedi ki kimse…
Bilmiyorum hatırlar mısın Arda, yıllar önce Aziz Nesin'in bir girişimi vardı, hepimiz oturduk "Aydınlar Dilekçesi"ni imzaladık, sonra da sıkı yönetim savcılarına ifadeler verdik…
*Hatırlamaz mıyım, ben de az taşınmadım Selimiye'ye o yüzden…
Şunu demek istiyorum, böyle bir geçmişim var, bu görev bana verildiği zaman tabii ki yadırgamadım.
*CHP ve MHP'nin bu kadar sert çıkışı, oylarını fazlalaştırmak, sağlamlaştırmak için olabilir mi?
Öyle düşünmüyorum. Barışın, partilerin oy dertlerinin çok üstünde olduğuna inanıyorum. Muhalif duruşları bence, barışa giden yolda ortak görüşün yakalanamamış olmasından kaynaklanıyor olabilir. Tekrar aynı acıları yaşamayı hiçbirimiz istemiyoruz. Belki onlar da bu açıdan kendilerine göre haklı nedenlerden muhalif durmayı seçtiler. Çünkü ben kimsenin savaş isteyebileceğine inanmıyorum.
*Peki gelelim pratikte olanlara. Çalışmalara başladınız, ne yapıyorsunuz? Nasıl gerçekleşiyor toplantılar?
Sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyoruz, Onlar kendi üyelerini haberdar ediyor.
*Hangi sivil toplum örgütüne gittiniz?
Mesela Memur-İş Sendikası'na gittik. 400 kişilik bir toplantı oldu. Sadece barış gönüllüsü olarak bu görevi kabul ettiğimizi anlattık. "Üstlendiğimiz görev tamamen vicdani ve insanidir, herhangi bir partiyi temsilen buraya gelmedik, hükümetin önerilerini buraya getirmedik; bu süreçte eğer barış gelirse, terör biterse biz asıl meselelerimizi o zaman konuşabiliriz" dedik. Biz bu konuda halkın ne düşündüğünü öğrenmek için görevlendirildik sadece…
*Sizden beklenen sadece bu muydu?
Tabii, sadece halkın görüşlerini alıp yetkili mercilere bildirmemiz ve bunu kamuoyuna da duyurmamız söylendi…
*Sonra da sorulara cevap veriyorsunuz herhalde…
Onlar kendi görüşlerini, endişelerini, korkularını anlatıyor. Sonra bütün bunlar rapor haline getiriliyor…
"Siz hükümet sözcüsü değilsiniz"
*Hülya Koçyiğit toplumun her kesimine mal olmuş bir sanatçı… Bu kararı verirken hayranlarımı kaybederim endişesi yaşadınız mı? Siz başka sanatçılar gibi geri çekilmediniz; "Bu hareketin içindeyim" dediniz. Bir de bunun aksini düşünenler var Türkiye'de. O kesim tarafından dışlanmaktan korktunuz mu bir sanatçı olarak?
İnan ki korkmadım. Çünkü ben çocuklarıma, doğru bildiğine inanan ve bunun arkasında duran insan örneği olmayı isterim. Eğer bir şeye inanıyorsam, onu korumak için arkasında dururum. Burada da terörün bitmesi için çıktık yola.
*Bu işe soyunurken "Hükümet bizi seçti biz onun dediklerini aktarmalıyız" gibi bir baskı hissettiniz mi?
Asla… Çünkü Başbakan altını çizerek; "Siz bir hükümet sözcüsü değilsiniz, benim o anlamda size ihtiyacım yok. Ben zaten istediğimi söylüyorum" dedi. Yani hükümetin görüşlerini aktarmak konusu gündeme bile
gelmedi…
*Politikayla uğraşmayan, bu işlerden uzak duran çok büyük bir kesim var Türkiye'de…
Benim akil insanlar dediğim de onlar işte…
*Öyle olsun… Bu insanlar büyük bir ihtimalle; "Aaa bak Hülya Koçyiğit de destekliyor", "Orhan Gencebay da var aralarında" diye düşünecekler. Sizi, onların sempatisini kazanıp, fikirlerini değiştirmek için seçmiş olabilirler mi? Mesela ben hiç politikayla ilgilenmeyen bir Yılmaz Erdoğan hayranı olsam, bu durumda onun peşinden giderim…
Bu doğru bir düşünce… Çünkü sözünü ettiğimiz arkadaşlar 30-40 yıldır bu ülkede milyonlarca izleyeni olan insanlar. Bu yüzden sürece olumlu bakmaları mümkün…
*Bu kadar siyaset konuştuk son soru da mesleğinizle ilgili olsun… Bugünün şöhretleri kendi adlarıyla değil de dizilerde oynadıkları rollerle anılıyorlar. "Feriha", "Hürrem", "Kuzey" deyince kim olduğunu anlıyoruz. Ama Yeşilçam'ın starları hep kendi isimleriyle anıldılar….
Bu yeni bir dönem. Bugün yeni bir anlayış nedeniyle sinema kendi starlarını yaratmıyor. Aslında doğru olanı da bu. Eskiden star sistemi önemliydi, şimdi yönetmenin dünyasını yansıtıyor sinema. Bir filmi yaratan yönetmendir. Bunun kabul edilmesi güzel bir sürece girdiğimizi gösteriyor. Sinema star üretemeyince, televizyon üretiyor. Dolayısıyla biz de oyuncuları ekrandaki karakterleriyle tanıyoruz, oynadığı rollerle hatırlıyoruz. Ama bu gençler daha üretecekler, içlerinde çok yetenekli olanlar ve işi çok ciddiye alanları var. Bu bir bayrak yarışı, hak eden yerini bulacak sonunda.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.